Hikmet Zaviyesinden Matbûat
Medya, milletin duygularının tercümanı, kitlelerin rehberi ve nâşir-i efkârı, yani, düşüncelerini neşredendir. O, zulüm ve istibdat idarelerinde hep ya esir veya dalkavuk olarak kalmıştır.
Her yazar, söz ve davranışlarında edepli, lisan ve kaleminde de nezih olmalıdır. Yoksa, mevhum bir fayda uğruna, muhakkak zararlara sebebiyet verilebilir...
Muharrirleri, müellifleri, millî duygu ve millî düşünce istikametinde istedikleri gibi yazamayan milletler, daha çok "Bâbil esareti"ni tasvir ve temsil ederler.
Medya, isabetli-isabetsiz her türlü düşünceye açık bir müessese olması hasebiyle, millete ve millet ruhuna göre disipline edilmesinde zaruret vardır.
Gazeteler de, televizyonlar da, şahısların hevâ ve hevesine hizmetten fevkalâde sakınmalı, sadece ve sadece milleti irşâd etme hedeflenmelidir.
Mezarlarda çürümeye terkedilen nice kafa kemikleri vardır ki, zulüm, istibdat ve sansürden ötürü yazılamamış bir sürü kitabı alıp, beraberlerinde götürmüşlerdir.
Sızıntı, Ekim 1990, Cilt 12, Sayı 141
- tarihinde hazırlandı.