Bir ahiret nimeti olarak evlilik
Soru: Ahirette Cennet’e giden bir insan orada da evlenecek mi?
Kur’ân-ı Kerim’de pek çok âyet, ahirette mü’minlerin zevcelerinin olacağını beyan eder. Bunlardan birkaç tanesi şöyledir: “Mü’minlerin orada tertemiz eşleri de olacak ve onlar orada devamlı kalacaklardır.” (Bakara sûresi, 2/25) “(Müttakiler için), kendilerine yaşta, gençlik ve zindelikte eş, hayat arkadaşları vardır.” (Nebe sûresi, 78/33) “Otağlarda eşlerine hasredilmiş güzeller. O hâlde Rabbinizin hangi nimetlerini inkâr edebilirsiniz. Öyle güzeller ki, daha önce insanlardan ve cinlerden kimse kendilerine dokunmadı.” (Rahman sûresi, 55/72-74) Bütün bu âyetler beşerin bir yönünü anlatmaktadır ve hayatîdir. Aynı zamanda bunlar, Cenab-ı Hakk’ın ayrı bir lütfudur.
Kur’ân-ı Kerim’de pek çok âyetle anlatılan Cennet’teki hûriler, insanın dertleşeceği, hemdert olacağı müstesna varlıklardır. Yaratılıştaki tabiat, bunu böyle iktiza eder. İnsanoğlunun arzuları da böyle olmasını ister. Cenab-ı Hakk’ın, yarattığı insanın ihtiyacını bu dünyada da, ahirette de karşılamaya gücü yeter ve O’nun hikmeti de bunu gerektirir.
Dünyada vesile-i tenâsül olan aile müessesesi, asıl mükâfatını orada görecektir. Ama burada bunu suistimal edenler ahirette ondan mahrum kalacaktır. İşte bunu ifade ederken, Yunus Emre şöyle der:
Yunus eder, gelin tutun sözümü,
Dünya seven, ahireti bulamaz.
Cenab-ı Hak, bizleri Cennet-i Firdevs’i ile serfirâz kılsın, cemâl-i bâkemâliyle şereflendirsin. Bunun berisinde her ne varsa, onu da arzu edene versin…
- tarihinde hazırlandı.