Cadı avı ve AKP’nin 28 Şubat mirası

İki binden fazla hakimin, savcının görev yerlerini belirleyen genelge ile “cadı avı” konusu tekrar gündeme gelse de kısa zamanda diğer konuların gölgesinde kaldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın altı aydır bu konuyu nerede ise tüm söylemlerinde dillendirmesi, cadı avının yaygınlaşarak devam edeceğine işaret ediyor. Uygulama şekli ve geniş tutulan kapsamından cadı avının uzun zaman önce planlandığını anlıyoruz. “Darbe” veya “paralel” söyleminin iki amaçla derinleştirilerek sürdürüldüğünü sanıyoruz.

İlk ve anlaşılır amaç, şüphesiz 17 Aralık ile başlayan yolsuzluk soruşturmalarını kontrol etmek ve bunları hasıraltı etmeyi amaçlıyor. Deniz Feneri davasında olduğu gibi bir süreç yaşama olanağımız büyük, ama cadı avı atamalarının, HSYK, internet ve MİT yasaları gibi 12 Eylül Anayasası’nı bile zorlayan yasa girişimlerinin tek hedefinin “yolsuzluk yok” algısı için yapıldığından şüphe yok. Yolsuzluk soruşturmalarının seyri, Türkiye’nin tüm kurumları ile “muz cumhuriyeti” görüntüsü veren bir sürece direnip direnemeyeceği konusunda bir nevi ölçü olacak.

Sol, liberal ve AKP içerisindeki demokratlar cadı avına niçin sessiz kalıyorlar. Bu suskunluk darbeler ile şekillenmiş siyasi kültürümüzün devam ettiğinin yeni bir belgesi olmasın?

Cadı avı ile en az yolsuzluk meselesi kadar kaygı verici ikinci bir sorun da görünür oldu. Yargıda ve güvenlik güçlerindeki 17 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sonrası başlayan ilk görevden almalar sadece cadı avı değildi. YARSAV üyelerini de kapsayan atamalar, büyük bir ihtimalle “güvenilirlik” kıstasına göre yapıldı. Yalnız son aylarda, nerede ise tüm devlet kuruluşlarını kapsayan ve özel sektöre de yayılan cadı avının sadece bir sosyal gruba, Hizmet hareketine yönelik olduğunu izliyoruz. Bireysel hiçbir kusuru bulunmayan binlerce insan sadece bir sosyal gruba yakınlığı veya sempatisi yüzünden mağdur oluyor ve bu adaletsizliğe karşı ülkede derin bir sessizlik hakim. Bu sessizlik tesadüf değil, anlaşılır fakat kaygı verici gerekçeleri de var.

Anlaşılır, zira Ergenekon, Balyoz gibi darbe davaları kapsamında tutuklanan çevrelerin cadı avı için “Başbakan’ın yanındayız” açıklamalarını anlamak zor değil. Bu insanlar Başbakan’ın ağzından davaların arkasında Hizmet hareketi olduğunu duydu. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin savcı ve hakimleri değil. Bu çevrelerin intikam duygusu ile hareket ettiğini düşünmek mümkün.

Türk solu ve CHP içerisinde, Gülen Hareketi’ne AKP’ye yıllardır süren desteği yüzünden kızgın olanlar da var. Bu kesim, olayı “iç hesaplaşma” olarak görüyor. İşine geldiğini düşündüğü için kavgadan rahatsız değil ama yolsuzluklar ile görünür olan bu kavganın temelinde demokrasi meselesi olduğunu kaçırıyor.

Peki sol, liberal veya AKP içerisindeki demokratlar niçin susuyor?

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Aleviler’le ilgili fişleme sorusunu İçişleri Bakanı Efkan Ala, ilginç ve dolaylı yanıtladı. Uygulamanın 1999 yılında başladığını ve sadece Alevilere yönelik olmadığını vurgulayan Ala, “tüm vatandaşların”, sosyal, siyasi veya kültürel özelliklerine göre fişlendiğini, bir bakıma 28 Şubat kararlarının AKP iktidarı ile sürdüğünü vurguladı, diyebiliriz. Bugün Hizmet hareketine yönelik cadı avının, yarın başka sosyal gruplara uygulanmasına göz yummak olduğunu, bir gün herkesi hedef alabileceğini görmek ve susmamak gerekir. Devletin sınırsız bilgi toplama hırsı suiistimal kaynağı olduğu içindir ki demokrasilerde sınırlar konup, denetim mekanizmaları ve en önemlisi veriler üzerinde şeffaflık getirilmiştir. Değilse gizli fişlemeler haksızlık veya hatalı kullanmalara tüm kapıları açacağı gibi, bireyleri savunmasız kılar. Bu yüzden cadı avına karşı çıkmak hangi sosyal grubu hedef almış olursa olsun, hukuk devleti ve demokrasi mücadelesinin gereğidir. Türkiye’de soldan AKP saflarına kadar demokratların bu bilinci paylaştığından eminim, fakat susuyorlar. Cadı avına karşı suskunluk darbeler ile şekillenmiş siyasi kültürümüzün devam ettiğinin yeni bir belgesi olmasın? Yoksa suskunluk cemaatlere şüpheyle bakan laik eğitimimizin bir kez daha dışa vurması mıdır?

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/ali-yurttagul/cadi-avi-ve-akpnin-28-subat-mirasi_2226008.html

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.