Türkiye'de dün, bugün ve yarın

Bir zamanlar büyük bir imparatorluk olan Türkiye, bugün her iki kıtada (Avrupa'nın güneydoğusunda ve Asya'nın batısında) yer alması, uluslararası deniz ve karayollarının kesiştiği stratejik açıdan önemli bir noktada bulunması nedeniyle büyük bir önem taşımaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti'nin mirası üzerine kurulu, 20. yüzyıl tarih sahnesinde ortaya çıkan milli ve modern bir devlettir. O günden bugüne Türkiye birçok krizin, askeri darbelerin, siyasi ve ekonomik problemlerin üstesinden başarıyla gelmiş, iç politika ve ekonomide büyük bir istikrar sağlayarak ilerleme kaydetmiştir.

Son yaşanan kriz, geçen baharda Taksim Meydanı'nda Gezi Parkı'nın korunması isteği gibi çok basit nedenlerden dolayı başlamıştı. Sonrasında ortaya çıkan, Türk liderleri veya aile üyelerinin yolsuzluğa karışması gibi olaylar bu krizin daha da derinleştiğini gösterdi. Tüm bu olaylar incelendiğinde durumun sadece yolsuzluktan ibaret olmadığı görülüyor. Görünen o ki, İran ve onu destekleyen ülkeler ileride Türkiye'yi şantajlarla, askerî ve siyasi baskıyla, bir çıkmaza sokmak ve kaosa sürüklemek için Türk devletinin elit tabakasına oldukça büyük miktarda para vermiş. Zaten Türkiye'de siyasi çizgi olan İslamcılar ve Kemalistler, Başbakan Erdoğan'ın partisinin yeminli düşmanıdır. İktidara geçmesi için Erdoğan'ı destekleyen Hizmet Hareketi ise bu süreçte zaman zaman Erdoğan'a söz verdiği yoldan saptığı uyarısında bulunmuştu.

Bir süre önce Pensilvanya'da yaşayan, Erdoğan'ın eski müttefiki karizmatik imam Fethullah Gülen, on yıl önce iktidara geldiğinde yapacağına dair vaat ettiği demokrasi ideallerinden ve reformlarından uzaklaştığı için onu eleştirdi. Bunun sonucu olarak Türkiye, AB'den uzaklaştı. AB'ye üye olabilme perspektifinin açılması açısından Avrupa'da ona yer kalmadı.

Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda Fethullah Gülen, son iki yılda ilerleme değil gerileme kaydedildiği için Türkler kızgın, dedi. Dünyanın en büyük ve insanlık için en verimli hareketini temsil eden Gülen, “Aynı duygu ve düşünceyi paylaşıyor diye, insanların işten uzaklaştırılması geçmişte yapılan bir uygulamadır. Şu an iktidarda olan parti bu uygulamayla mücadele edeceğim diye söz vermişti.” sözlerini kullandı.

Bu yüzyılın bilgesi Fethullah Gülen, modern, çağdaş, Avrupa standartlarına uygun bir küresel Türkiye hayaline büyük katkıda bulunmuştur. Aynı zamanda dünyanın dört bir yanında yetişen ve ekonomik alanda sadece Türkiye'nin değil diğer ülkelerin de gelişmesine büyük katkıda bulunan ve genç nesillere sunulan sağlıklı eğitimin de fikir mimarıdır. Yorulmak nedir bilmeyen Hizmet Hareketi sayesinde, dünyanın değişik yerlerinde, ilk-orta, lise ve üniversite olmak üzere eğitimin her seviyesinde üç bini aşkın eğitim kurumu açıldı. Bu okullarda din, dil, ırk ayrımı yapılmadan herkese, her kategoriye eğitim verilmekte ve bu okullarda büyük başarılar elde edilmektedir.

Özgür düşünme gücü, dünya tarihinin her döneminde büyük insanlara tanık olmuştur. Tarihin değişik dönemlerinde en kalıcı sistemler bilge kişiler tarafından kurulmuştur. Fethullah Gülen de bunlardan biridir. Onun felsefi görüşü 70'i aşkın kitabında yer almıştır. Bu kitaplardan her birinin milyonlarca baskısı yapılmıştır. Onun bu kitaplardaki felsefi kavramı yeni bir çığ açmıştır. Gülen, insani değerlere sahip, modern, gelişmiş, zamana ve uygar dünyaya ayak uyduran bir Türkiye için hayatını feda etmiş bir insan. Geri kalmış bir Türkiye istemiyor. O, Hizmet Hareketi'yle birlikte modern ve ekonomik yönden güçlü bir Türkiye istiyor. İyi eğitim almış, kendini halkına adayan idareciler tarafından yönetilen bir Türkiye için uğraşıyor.

Anlamak ve anlam vermek, anlatmak ve başkalarının anlamalarını sağlamak, onları ikna etmek, insanları ufuklu bir geleceğe yönlendirmek başlı başına bir idealdir. Kör birisinin görmesini sağlamak, kendi başına bir felsefedir. Kişisel eğitime bağlıdır. Asıl kör olan, görmeyen değil, bilmeyendir. Yetim, ana-babası olmayana değil, eğitimsiz olana denir. Kendi öz dünyasını anlamak, kendini keşfetmek demektir. Tarih hareket halindedir. Bu hareket karşılaştırma yapılmasını sağlar. Gülen gibi insanlar, hayata ve devlete bir anlam verir. İnsanların devleti anlamalarını ve kendi halkı için çalışmasını sağlar.

Onun fikirlerinden, düşüncelerinden etkilenmiş olan binlerce varlıklı insan, dünyanın 160 ülkesinde binlerce kurumun açılmasını sağlamıştır. Onun görüşleri insanlığa hizmet ediyor. Medeni dünyanın bu fikirlerle tanışması dünyada ve uluslararası arenada Türkiye'yi farklı kültürlerin iç içe bulunduğu, ekonomik bir güç haline getirecektir. Bugün yaşanan krizlerin yaşanmayacağı, yüksek bilince sahip bir Türkiye... Bu krizleri kolaylıkla aşabilen bir Türkiye...

Şimdiye kadar Gülen okullarından mezun olan nesiller, yaşadıkları asrın gereklerini iyi idrak ederek fikir piyasasını iyi yöneterek, dürüst politik düşüncenin gelişmesine destek olmuştur. Çünkü liberal siyasi sistem, siyasete dinamik düşüncenin hızlı gelişmesine imkân sağlar.

Gülen, kendi kitaplarında ve düşünce felsefesinde yeni bir insan tipi idealize etmiştir: Her meslekten insanla diyalog kurabilen, toplumun her tabakasıyla ilişki kurabilen, kinden uzak, insanlığa hizmet eden, radikalliğe ve teröre karşı olan, eğitimli, hayatı seven ve başkalarını yaşatma idealinde insan tipi.

Engin düşünce derinliği ve düşünce olgunluğu, insanlığın bu büyük düşünürün sahip olduğu değerlerdir. Dünya problemlerinin aşılmasında bu problemlere Gülen bakışıyla yaklaşmak, onu, dünyadaki felsefe düşünceleri alanında otoritesi tartışılmaz bir kişiliğe bürümüştür. Sadece ulusal değil, uluslararası sorunların çözülmesinde ve uluslararası ilişkilerin desteklenmesinde, Gülen'in görüşlerinden, her geçen gün daha fazla istifade edilmektedir.

Gülen, Türkiye'nin büyük ilerlemeler kaydetmesini sağlayan entelektüel bir değişimi sembolize eder. Bu yüzyılın başında dünya endüstri ve teknolojik alanda devrime gidiyor. Bu yüzden insanlığın çoğu savaşlara değil, bu devrimlere yönelmiş durumda. Gülen, aklın, mantığın, uluslararası eşitliğin hakim olduğu, azınlıklara ayrımcılığın yapılmadığı; eğitimli, ideolojik yönü olmayan, çatışmayı sevmeyen ve kendini halkına, devletine, vatanına adayan insan örneğini oluşturan bir düşünceyi idealize etmiş. Buna örnek olarak, felsefede kullanılan bir sözü verebiliriz: “Eğer yıllarca yaşatmak istiyorsan tohum ek, onlarca yıl yaşatmak istiyorsan fidan dik, ama eğer yüzyıllarca yaşatmak istiyorsan, insanların eğitimine katkıda bulun.” Gülen, bu son yolu seçmiş görünüyor.

Hakikatin korunması ancak eğitim ve öğretimle mümkündür. Gülen'in idarî güce ihtiyacı yok. Onun okullarından mezun olan nesil, Türkiye'ye uzun yıllar hizmet edecek. Derler ki, yıldızlar, bir ateş böceği gibi görünmekten utanç duymazlar. Türkiye'nin altın çağı, Türkiye'nin dirilişi, bugünü ve yarını olan Gülen Hareketi'yle başlar. Erdoğan'ın, Gülen takipçileriyle önemsiz nedenlerden dolayı arasının açılması Türkiye'ye çok zarar verdiği gibi onun politik kariyerini de olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden Erdoğan, bu konuda daha dikkatli olmalıdır. Aksi takdirde müttefiklerini yenileme arayışı içine girmek zorunda kalacaktır. Anlaşmazlıkların devam etmesi halinde Türkiye'nin ekonomik güç olma süreci sekteye uğrar.

Faton Mehmetay, Arnavutluk'ta güvenlik stratejisi uzmanıdır. Makale Epoka E Re gazetesinde (29 Ocak 2014) yayımlanmıştır. Kısaltılarak tercüme edilmiştir.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.