Hikmet Dilinde Namus
Namus; iffet, vefâ ve sadâkatten hâsıl olan öyle mübarek bir hamurdur ki, harç olarak kullanıldığı binanın sarsılıp yıkılması hiç görülmemiş veya çok ender vâki olmuştur.
Namus, yiğidin en yüksek yanı ve en önemli sıfatıdır. Yiğidin en alçak ve en sefil vaziyeti ise, namus mevzuundaki lâubaliliğidir...
Bir kadının en şerefli ve en değerli tarafı, iffet ve namus itibarıyla lekesiz olmasıdır. Kendi namusunu ve ailesinin iffetini koruma mevzuunda hassas olmayan insanların, millî haysiyet ve millî şerefi koruyup-kollama hususunda da hassas olmayacakları açıktır.
Namus başka, şeref başkadır. Servet şerefe esas olabilir, ama namusbahş değildir. Fakirlik ise, kat'iyen onu ihlâl etmez.
Namus, bütün milletlerin, onun üzerine "and" içeçekleri ölçüde mukaddestir ve fazilet unsurları arasında en pahalı pırlantalardan biridir. Namus bilmeyenin şeref ve faziletperverliği de sahte ve yalandır.
Namus; eşsiz bir elmastır ve en mûtenâ mahfazalar içinde korunmalıdır. Böylece onun kıymeti bir kat daha artar.
Kendi ırz ve namusu gibi başkalarının ırz ve namuslarının muhafazası mevzuunda hassas olmayan kimselere hiçbir şey emanet edilemez ve hiçbir hususta onlara güvenilemez...
Yarasalar, ışığı istemedikleri gibi, dinsizler dini, câhiller ilmi, ahlâksızlar ahlâkî prensipleri, namus bilmeyenler de namusu istemezler.
Sızıntı, Temmuz 1990, Cilt 12, Sayı 138
- tarihinde hazırlandı.