Herkes Bu Okulları Konuşuyor
1990 yılının 11 Ocak günü, 37 kişilik bir Türk kafilesi Sarp sınır kapısından geçerek Gürcistan'ın Batum şehrine ulaştı. Berlin duvarının yıkıldığı ve demir perdenin yeni yeni aralanmaya başladığı günlerdi. Kafiledekiler ne yapmak istediklerinden emindi ancak hedeflerine nasıl ulaşacakları konusunda hiçbir fikirleri yoktu. Bugün dünyanın her bölgesine yayılan, sayıları 500'e ulaşan ve halen 100 bin öğrencinin eğitim gördüğü Türk Okulları'nın hikâyesi, işte bu mütevazı ama tarihî yolculukla başladı. 1989 Kasımında Süleymaniye'de verdiği vaazda, 70 yıllık komünizmden kurtulan kardeş cumhuriyetlere el uzatılmasını isteyen Fethullah Gülen Hocaefendi'nin hayalleri gerçeğe dönüştü. Anadolu insanının başlattığı bu küresel eğitim hamlesiyle Orta Asya ile başlayan okullar zinciri artık Kamboçya'dan Afrika'ya, Amerika'dan Fas'a, Latin Amerika'dan Pasifik'e, Rusya'dan Baltık Cumhuriyetleri'ne, Almanya'dan Papua Yeni Gine'ye kadar her coğrafyaya uzanıyor.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bünyesindeki Ufuk Kitapları'ndan çıkan 'Barış Köprüleri' kitabı, 'Dünya'ya Açılan Türk Okulları' üzerine yapılmış ilk bilimsel çalışmalardan. Bugüne kadar haklarında çok farklı değerlendirmeler yapılan okullar, bu kez akademik ve entelektüel bir bakış açısı ile ele alınıyor. Prof. Dr. İlber Ortaylı ile Prof. Dr. Toktamış Ateş'in editörlüğünü yaptığı ve Dr. Faruk Tuncer'in yayına hazırladığı kitapta eski Başbakan Bülent Ecevit'ten Prof. Kemal Karpat'a; emekli Büyükelçi Gündüz Aktan'dan Dr. Mehmet Ali Kılıçbay'a, Nevzat Kösoğlu'ndan Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne'ye kadar farklı düşüncelerden 25 aydın ve düşünürün yazıları var.
Kitap için makale kaleme alanların ortak görüşü, "Türkçe, bu okullar sayesinde artık bir dünya dili olma yolunda." İlber Hoca, 'Türkiye düşkünü' öğrencilerin yetişmeleri önemlidir diye ekliyor. Okulların dünyanın her ülkesinde olmasının bir faydası da, birbirlerinin dilini bilmeyen ve sadece İngilizce üzerinden anlaşabilen insanlara ikinci bir iletişim alternatifi sunması. Ali Bulaç artık bu okullardan mezun bir Rus ya da bir Kenyalıyla Türkçe üzerinden anlaşabileceğini belirtiyor. "21. yüzyıla Türkçenin yüzyılı olacak diyebiliriz." Ünlü tarihçi Kemal Karpat'a göre okulların asıl önemi gelecekte anlaşılacak. "Fethullah Gülen başka hiçbir şey yapmamış olsaydı dahi bu okulların kurulmasına öncülük etmekle ismini ebedileştirmiştir." Kitaptaki yazıların önemli bir bölümü okullarla ilgili gözlem ve izlenimlere dayanıyor. Yazarların tamamı, farklı coğrafyalardaki okulları gezip görmüşler. İzlenimlerini kaleme alan Dr. Mehmet Ali Kılıçbay, kütüphane konusundaki eksikliğe dikkati çekerek, elektronik malzeme ilgisinin abartıldığını düşünüyor. Okul ziyaretleri sırasında yazarları etkileyen hususlardan biri de öğretmenlerin fedakârlıkları. Onlarda gözlemledikleri 'adanmışlık' duygusunun altını çiziyorlar. Türk dünyasının yüz akı ve yetiştirdiği en önemli yazarı Cengiz Aytmatov ise komünizm döneminde yaşadığı büyük acıları anlattığı yazısında iddialı bir tespitte bulunuyor: "Şimdilerde bu okulları gördükçe iki dünya savaşına sahne olan bu topraklara evrensel barışın tohumlarının atıldığını görüyorum. (Zafer Özcan)
- tarihinde hazırlandı.