Kazablanka'da Türk Faslı

Bettiovi Hişam, Fas'ın Akdeniz kıyısındaki sahil kenti Tanca'da, Abdülmelik Sadi Üniversitesi iktisat bölümü öğrencisi. Aynı şehirdeki Muhammed Fatih Koleji'nden mezun. Onun özelliği, Afrika Kıtası'nın ilk Türk okulu olan Tanca'daki kolejin ilk 8 öğrencisinden biri olması. Kara Kıta'da eğitim hamlesi, yaklaşık 12 yıl önce 1994'te ikinci sömestrden itibaren başlar. Anaokulundan liseye kadar eğitim veren ve ülkenin saygın eğitim kurumları arasında yer alan kolejin bugün 550 öğrencisi var. Bettiovi Hişam, ailesinin karşı çıkmasına rağmen ilkokula burada devam etmesini, Türk öğretmenlere duyduğu sevgi ve güvenle açıklıyor.

Fas genelinde üniversiteyi kazanma oranı yüzde 37'ye, devlet liselerinde ise oran yüzde 30'a kadar düşüyor. Uygulanan farklı sistem gereği, ülkede ancak en başarılı yüzde 40'a giren öğrenciler üniversiteye devam etme hakkına sahip. Türk liseleri ise üniversiteye öğrenci gönderme oranlarını yüzde 68'e kadar yükseltmeyi başarmış.

Son zamanlarda, Avrupa Birliği'ne yaptığı üyelik müracaatıyla gündeme gelen Fas, Arap ülkeleri arasında Yemen'le birlikte Türklerin en çok sevildiği iki ülkeden biri. Fas'ın dört ayrı şehrinde eğitim veren Türk okullarının gördüğü ilgi bu sevginin bir ispatı adeta. Fes şehrinden esinlenerek bizim Fas demeyi tercih ettiğimiz ülke, İslâm coğrafyasının batı ucu olduğu için El Mağribu'l Aksa diye adlandırılmış. Fas Krallığı'na günümüzde ise Mağrip deniyor. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın organizasyonu ile Fas'a gelen akademisyen ve gazetecilerin ilk dikkatini çeken, ülkedeki Fransız etkisi oluyor. Ülkede Arapça'nın yanında Fransızca resmî dil olarak kullanılıyor. Sokaktaki herkesle Arapça olduğu kadar Fransızca da konuşmak mümkün. Ekibin rehberliğini yapan ve burada Arap dili ve edebiyatı okuduktan sonra Kazablanka'ya yerleşen Sadet Gül, resmî evrakta da iki dilin birlikte kullanıldığını söylüyor.

Diğer bir ilginç bilgi ise Fas'taki Türk imajına yönelik. 1992'den itibaren öğrenci olarak bu ülkeye gelmeye başlayan Türklere camiye gittiklerinde ilk sorulan, "Siz Müslüman mısınız?" olmuş. Daha kısa süre öncesine kadar Fas'ta, "Osmanlı yıkıldıktan sonra Türkler Hıristiyanlığa geçti." gibi yaygın bir söylenti bulunduğunu belirtiyor Sadet Gül. Camiye gelenlere dinlerinin sorulmasının sebebi ise Fas'ta Müslüman olmayanların camilere girişinin yasak olması. Diğer dinlere mensup turistler bahçeye ve veya kendileri için hazırlanan bölümlere kadar girebiliyor.

Ülkede ilk dikkati çeken, insanların tercih ettikleri kıyafetler. Cilbab veya cillabe denen geleneksel elbise hem erkekler hem kadınlar arasında çok yaygın. Özellikle erkeklerin kukuletaları da takarak dolaşmaları ilginç bir görüntü oluşturuyor. Fas denince birçoğumuzun aklına hemen Kazablanka şehri gelir. Darül Beyza da (Beyaz Evler) denen ülkenin en büyük kenti, Michael Curtiz'in, 1943 yapımı olmasına rağmen etkileri halen süren o ünlü filminin de katkısıyla ülkenin en önemli markası konumunda. Kazablanka'ya gelen turistlerin uğrak yeri ise 2. Hasan Camii. Doldurulan okyanus kıyısında inşa edilen ve yaklaşık 900 milyon avro'ya mal olan camide aynı anda 120 bin kişi namaz kılabiliyor.

Kazablanka'ya 250 km. mesafedeki Marakeş'te bütün binaların kırmızı ve turuncu renkleri dikkat çekiyor. Fas'ta her isteyen binasını istediği gibi boyayamıyor. Hatta farklı renkler için özel izin gerekiyor. Hemen her şehrin kendine özgü bir bina rengi var. Marakeş'in ünlü mekânlarından Behiye Sarayı'ndaki mükemmel el sanatları turistleri kendine hayran bırakıyor. Bu işlemelerde eskiden Yahudilerin çok iyi olduğunu öğreniyoruz. Ticarette gelişince onlar bu alandan çekilmiş ancak ortaya koydukları sanat eserleri halen bütün ihtişamıyla ayakta.

Marakeş'teki Sonsuzluk Meydanı, kobra yılanları ile gösteri yapanların çokluğundan kendinizi Hindistan'da hissetmenizi sağlıyor. Burada halkın en önemli gelir kaynağının fotoğraf çekimleri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü elinde bir yılan veya maymun bulunan ya da geleneksel bir kıyafet giymiş herkes çekeceğiniz fotoğraftan para talep ediyor. Meydanın tam karşısına düşen bir 12. asır eseri Kütübiyye camii ise eskiden minaresine merkeple çıkılmasıyla tanınıyor. Zamanın medrese öğrencileri Kuran'ı Kerim'i tahtalara yazarak öğrendiklerinden Kütübiyye (yazanlar) adını almış.

Marakeş'te birçok Faslı sizin Türk olduğunuzu hemen tahmin edebiliyor. Buradaki en ünlü Türk ise tartışmasız Hasan Şaş. Türk kafilesini görenler hemen 2002 Dünya Kupasının yıldızı olan futbolcunun adını söylemeye başlıyor. Hasan Şaş dışındaki futbol gözdeleri ise İspanya'nın ünlü takımları Barcelona ve Real Madrid. İspanya'ya yakın bölgelerde bu iki takımın taraftarlarının buluştuğu kahvehanelerin bile olduğunu öğreniyoruz rehberimizden.

Fas'ta özel okul kültürü son derece yaygın. Sadece Kazablanka'da aralarında İspanyol, Fransız ve Amerikan kolejlerinin de bulunduğu 500 özel okul var. Şehirdeki ilk Türk okulu Muhammed Fatih İlkokulu ise 2001 yılından bu yana faaliyette. Kurucu Müdür İsmail Subaşı 160 öğrencileri olduğunu belirtiyor. Ülkenin genelinde olduğu gibi burada da, Arapça ve Fransızca tedrisat yapılıyor. İngilizce ve Türkçe ise ancak isteyenlere seçmeli olarak verilebiliyor. Ülkede Arapça ve Fransızca dışındaki dillere karşı bir direnç olduğu bilgisini veriyor okul yönetimi.

Okullar Fas'ı dünyaya açıyor

Bizim El Mağrip'e Fas dememize sebep olan Fes şehri ise Türk okullarına ev sahipliği yapan diğer bir şehir. Muhammed Fatih Ortaokulu'nun 120 öğrencisi var. Velilerden, deri ihracatçısı Muhammed Berrada'nın iki çocuğu burada okuyor. "Eğitimi kadar, çocuklara verdikleri terbiye açısından da örnek alınacak bir okul" diyor. Çocuklarının açık fikirli ve ileri görüşlü olarak yetişmesi onu memnun ediyor. Diğer okullarda göremediğini söylediği okul-veli diyaloğunu burada bulmuş: "Tarih kitaplarından okuduğumuz bilgilerden, Türklerin çok sert ve katı insanlar oldukları imajı kalmış. Bunun böyle olmadığını, ne kadar diyaloğa açık olduklarını Türk öğretmenler bize gösterdi. Ben bu okulun ileride bir üniversiteye dönüşmesini istiyorum."

Fes'teki Türk okulunun bir diğer velisi ise Muhammed İdrisi Cenneti. Coğrafya profesörü olan Cenneti, çocuğunu yazdırmadan önce okul hakkında ciddi araştırma yapmış. Ülkesinde eğitim sisteminin çok gerilemesinden ve okuma yazma bilmeyenlerin oranının yüzde 60'ları bulmasından yakınıyor. Kendisi de bir sosyal bilimci olduğu için pozitif bilimlerdeki eksikliğe işaret ediyor. Kriz yaşadığını söylediği Fas eğitim sistemine bu okulların getirdiği yeni açılıma dikkati çekiyor: "Türk okulları çok farklı bir anlayış getirdi. Bize bir gelecek vadediyor. Her özel okul işi bu kadar ciddiye almıyor. Öğrencilerimizin dünyayı tanımaları ve dünyaya açık insanlar olmaları açısından da bu okullar bir avantaj. Global bir köy hâline gelen dünyayı iyi bilmek artık eğitimin kaçınılmaz bir unsurudur. Bu okulların benzerlerinin bütün dünyada olmaları da bizim için bir avantajdır."

Üniversitede Türkiye tarihi okuttuğunu da belirten Cenneti, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini yakından izliyor. 3 Ekim'de müzakere tarihi alındığı gün televizyon başından kalkamadan gelişmeleri izlediğini belirtiyor. Fas'ta özellikle entelektüel kesim Türkiye'nin AB macerasını yakından izliyor. Avrupa'ya olan ilgi ve yapılan üyelik müracaatı, AB'nin tek Müslüman aday ülkesi olan Türkiye'yi onların gözünde daha ilginç hâle getiriyor.

Fes, gelenek ile moderniteyi buluşturan özelliğiyle de dikkati çeken bir şehir. Eski Fes, çarşısı, medreseleri, insanları, esnafı ve şehircilik anlayışı ile geleneğin güçlü bir temsilcisi olarak özelliklerini koruyor. Yeni Fes'te ise modern hayatın bütün unsurlarını bulmak mümkün. Eski Fes'te, çarşının tam göbeğindeki bir medrese dikkat çekici. Tarihi Karaviyyin Medresesi'nin, İslâm dünyasındaki dört önemli eğitim kurumundan biri olduğunu öğreniyoruz. Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Karaviyyin ile birlikte Mısır'daki El Ezher, Tunus'taki Tunussiyye ve İstanbul'daki Fatih'in, İslâm dünyasının en köklü medrese ve üniversiteleri olduğu bilgisini veriyor.

Ukbe bin Nafi'nin atını denize sürdüğü yer

Fas'ta halen insanlar arasında daha çok tercih edilen dil Fransızca. Yabancılarla da Fransızca konuşma eğilimi fazla. Velilerin tercihi de çocuklarının Fransızca'yı iyi öğrenmesi yönünde. Bunun çok pratik gerekçeleri var. Fransızca Hukuk bitiren bir avukat 800 avro ile işe başlarken, Arapça Hukuk bitiren sadece 400 avro ile çalışma hayatına giriyor. Çünkü Fransızca daha çok işe yarıyor. Arapça ise son 2 yıldır daha fazla gündeme gelmeye başlamış. Fas'ın Tanca şehri, kısa süre öncesine kadar Birleşmiş Milletler denetiminde özerk bir bölge olarak varlığını sürdürmüş. Şimdi, Fas Kralı 6. Muhammed'in büyük önem verdiği bir yer. Çünkü Avrupa'dan gelen bütün kamyonların geçiş noktası. Cebelitarık boğazına hâkim olan şehirden çıplak gözle İspanya'yı görmek mümkün. Boğazın en dar yeri 12 km. Kaptan Custo'nun keşfettiği ve bu keşif sonrası Müslüman olduğu söylenen, tatlı su ile tuzlu suyun karışmadığı Marac el Bahreyn bölgesinin kıyısında bulunuyor Tanca şehri. İslâm orduları komutanı Ukbe bin Nafi'nin atını denize sürerek, "Allah'ım! Eğer şu zulmet denizi karşıma çıkmasaydı nam-ı celilini denizler aşırı ülkelere götürürdüm" diye haykırdığı, Tarık bin Ziyad'ın ise İspanya kıyılarına çıkarak, geri dönmeyip fethe devam etmek için gemilerini yaktığı günlerin şahidi olduğunu da unutmamak lâzım bu toprakların. Onlara yönelik vefa duygusunun gereği olarak, Müslüman ziyaretçiler bu noktada iki büyük komutana birer fatiha göndermeyi ihmal etmiyor.

Faslıların favori yemekleri, haşlanmış kuzu eti ve kuskus. Meyve ve sebzelerde ise tipik bir Akdeniz ülkesi. Bu açıdan buradaki Türklerin uyum sağlaması daha kolay oluyor. Akdeniz etkilerini ise insanlarda da gözlemlemek mümkün. Sıcakkanlı ve kibar bir toplum yapısına sahip. Uzun yıllardır kopan ancak 1992'de Türk öğrencilerin gelmesi ile canlanan ve iki yıl sonra Türk okullarının açılması ile sıcak bir diyaloğa dönen Türkiye-Fas ilişkileri, yaklaşan bahar aylarına nazire yaparcasına, şimdiden baharı solukluyor.

Bettiovi Hişam geçen ramazan ayında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın İstanbul Hilton'daki iftar programına da katılmış. Gezip görme fırsatı bulduğu İstanbul'a hayran kalmış. "Türkler hakkında hiçbir şey bilmezken artık birçok Türk arkadaşım oldu." diyerek, cep telefonuna gelen Türkçe mesajları gösteriyor büyük bir memnuniyetle. Onun hayatındaki bu değişimler, ülkenin şimdiki ve gelecekteki dönüşümü hakkında da önemli ipuçları taşıyor. (Zafer Özcan)

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.