Mardin Kapısında Barış Türküsü

"Harran toplantısı"nın üçüncüsüne beş bin yıllık tarihî kent Mardin'de start verildi. Bin yıl önce üniversite olarak kurulan Kasımiye Medresesi, üç semavi dinin temsilcilerine kucak açtı. Çatışma bölgesinin yanıbaşından dünyaya zeytin dalı uzatıldı.

Dinlerarası diyalog çalışmaları maya tuttu. Samuel Huntington'un 'Medeniyetler Çatışması' tezinin sıcaklığını koruduğu dört yıl önce Harran'da mütevazı bir adımla başlayan diyalog ve hoşgörü eksenindeki bu hareket bugün yurtiçi ve yurtdışından gelen iki uçak dolusu insanın katılımıyla doruğa ulaştı. Üç semavî dinin müntesiplerinden oluşan 300 insan, kadim medeniyetin beşiği olan Mardin'deki bin yıllık Kasımiye Medresesi'nin avlusunda toplandı. Müslüman, Hıristiyan, Musevi aydın ve ruhani liderler kendi görüşlerinden ve duruşlarından taviz vermeden dinin sevgi ve hoşgörü ikliminde görüşlerini açıkladı. Çok kültürlü yapının müstesna bir temsilcisi olan Mardin'den verilen fotoğrafla savaş ve şiddetle sarsılan dünyaya barış çağrısı yapıldı.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, geçen ay Washington'da düzenlediği İslam ve Demokrasi toplantısında Türkiye'den götürdüğü aydınlarla Amerikalı uzmanları buluşturmuştu. Bu kez Mezopotamya uygarlığının kavşak noktasında tarihî bir organizasyona imza attı. Gelenler arasında Ortadoğulu da vardı, Avrupalı, Amerikalı ve Asyalı da. 17 ülkeden 40 konuk katılmıştı. 23 yıl sonra Türkiye'ye gelen Suriyeli Süryani liderin konuşmasını fasih bir Arapça ile yapması herkesi şaşırttı.

Şanlıurfa ve İstanbul'dan sonra gerçekleşen 'Harran Toplantısı'nın üçüncüsü, bin yıl önce eczacılık, tıp ve mimari eğitiminin yapıldığı üniversite olan Kasımiye Medresesi'ndeydi. Çan sesleri eşliğinde ezan okunmasıyla başlayan toplantının sürprizi ünlü sanatçı Mahsun Kırmızıgül'ün jestiydi. Seslendirdiği şarkıyla ayakta alkışlanan Kırmızıgül, yeni şarkısını ilk kez okudu. Kırmızıgül, şarkısında günün anlamını veciz biçimde ifade ediyordu: İnsan sevmeyen/Allah'tan korkmayan/Kul hakkı yiyen/bizden değildir.

Üç dinin temsilcilerinin oluşturduğu koro ilahi söylerken toplantının finali görülmeye değerdi. Dinî önderler havuz üzerine kurulan temsili 'sırat köprüsü'nden geçti. Daha sonra bir grup çocuk törene katılanlara zeytin dalı uzatırken üzerlerinden güvercin uçuruldu.

Toplantının yeri ve zamanlaması gerçekten ilginçti. 11 Eylül'den sonra küreselleşen terörle dünya sarsılıyor. Hemen yanı başımızda savaş, işgalin eşliğinde hâlâ sürüyor. İşkence fotoğrafları insanlığı utandıracak boyutlara ulaşmış. Böyle bir ortamda toplantının mekanı bölgenin hemen kıyısında, 5 bin yıllık tarihî bir kentti. Pers, Roma, Emevi, Abbasi, Akkoyunlu, Artukoğlu, Selçuklu, Osmanlı dönemini yaşayan Mardin, kültürlerin buluştuğu ve hoşgörüyle kucaklaştığı bir şehirdi. Kilise, havra ve cami birbirini yok etmeden binlerce yıl toleransla varlığını korumuştu.

Diğer dikkat çekici nokta da gerçek anlamda bir sivil toplum kuruluşu ile devlet işbirliğinin güzel bir örneğinin sergilenmesiydi. Kültürlerarası Diyalog Platformu (KADİP), Mardin Valiliği ve Mardin Eğitim Vakfı etkin bir işbirliğine gitmişti. İbrahimî geleneğin bugünkü kaosa en güzel çare olduğunu vurgulayan katılımcılar, üç büyük peygamberin, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'in (s.a.v) babası Hz. İbrahim'in hayatı ve felsefesinin örnek alınması gerektiğine dikkat çekti. Devleti toplantıda İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu temsil etti. "Buradan zeytin dalı uzatalım. Diyalog ve hoşgörü adına dünyaya sinerji yayalım" diyen Aksu, "Cami ile havranın, kilise ile medresenin aynı duvara yaslanması, büyük bir olgunluğun göstergesi değil midir?" diye sordu.

Platform Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, hem Bush, Blair, Şaron ve BM Genel Sekreteri Annan'a hem de masum insanları hedef alan El Kaide örgütüne şiddete son verme çağrısı yaptı. Karlığa, "Tabii kaynaklar bakımından çok zengin olan Mezopotamya bölgesi, Osmanlı'nın son günlerinden beri sürekli tartışmalara, çatışmalara ve krizlere konu olmuştur. Özellikle son yıllarda bölgenin yaşadığı iç çatışmalar, anarşi ve terörden sonra gelen Irak savaşı, hem bölgede hem de dünyada barış, huzur ve sükun ümitlerini büsbütün ortadan kaldırmıştır. Barışın sağlanmasında en önemli görev samimi dindarlara düşmektedir" dedi.

En somut öneriler, tedavi amacıyla ABD'de bulunan Vakfın Onursal Başkanı Fethullah Gülen'in gönderdiği mesajdan geldi. "Hz. Adem bir safiyy, Nuh Nebi bir neciyy, Hz. Musa apaçık bir kelim, Hz. İsa ruh ile serfiraz bir ruhullah; Hz. Muhammed 'habibullah'tır. Hz. İbrahim ise hulletle mümtaz bir 'halil'dir. Halil, dostunun esrar atmosferine giren ve onun muhabbetini kalbinin bütün derinliklerinde hisseden bir enis ve vefalı bir elif demektir" diyen Gülen, insanlar arasında barışın teessüsü hususunda en önemli görevin İbrahim'in torunlarına düştüğünü belirti. Gülen, bunun için dünyanın değişik şehirlerinde konferanslar serisinin artırılması, öğrenci değişim programlarının yaygınlaşması, İbrahimî dinlerin hepsini ihtiva eden yüksek lisans ve doktora enstitüleri kurulması teklifinde bulundu.

İstanbul Fener Rum Patriği I. Bartholomeos ise dünyada sayıca az olan teröristlerin masum insanları öldürmeyi politik bir ifade olarak benimsediğini söyledi. Bartholomeos, "Ülkeler, başka ülkelere karşı haksız savaşlar yürütmektedir. Etnik gruplar, başka etnik gruplara soykırım uygulamaktadır. Irkçılık, insanlar arasında hâlâ düşmanlık tohumları saçmaktadır. Çocuklar her gün konvansiyonel silahlarla şehirlerdeki sokak çatışmalarında öldürülmektedir. Din adamlarının söylemlerinde diğer dinlere yönelik nefret dolu ifadelere sıklıkla rastlanmaktadır" ifadesini kullandı.

Bartholomeos'un ardından, 22 yıl aradan sonra özel uçak ile Mardin'e gelen Suriye Şam—Antakya Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi Patriği Moran Mor İgnataiyos 1. Zekka Ayvas söz aldı. Ayvas, fasih bir Arapça ile "Hz. Adem'in ve Hz. İbrahim'in çocukları olarak hepimiz aynı Allah'a inanıyoruz. Birbirimizi sevelim. Birbirimize saygı gösterelim. Dünyada savaşların yaşandığı bir ortamda barış ve kardeşlik için hep birlikte dua edelim" dedi.

Türkiye Musevi Cemaati Hahambaşısı Rav. İshak Haleva ise, "Hz. İbrahim'in mesajında barış var. Bu barışı dünyaya yaymalıyız. Dünyada çocuklar öksüz, kadınlar dul kalmasın. Günahsız çocuklar öldürülmesin. Dünyada yaşanan etnik katliamların ve etnik çatışmaların bir an önce sona ermesi için hep birlikte Allah'a yalvaralım" diye konuştu.

19. yüzyılın sonlarından itibaren güç kaybeden dinin 21. yüzyılla birlikte yeniden itibar kazanmaya başladığını kaydeden İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı da, "Aydınlanma'nın en büyük sloganlarından biri hümanizm idi. Ancak iki dünya savaşında altmış milyon civarında insan katledildi; bu insan kıyımları halen de devam ediyor" dedi.

Şehrin milletvekilleri de Mardin ruhuna dikkat çekti; "Biz çan sesine aşina büyüdük. Paskalyayı birlikte kutladık. Hıristiyan komşularımız ramazanda karşımızda yemek yemez, iftarı beklerdi." Toplantının kapanışında duygulu bir konuşma yapan Vakıf Başkanı Harun Tokak, kıyametten önce insanlığın bir kez daha barışa uzanmasında dinlerarası diyalog çalışmasının tarihi bir rol oynayacağını belirtti.

Toplantı şehrin tanıtımı adına da mükemmel bir fırsat oldu. Halk oyunları ekipleri ve karanfillerle karşılanan konuklara öğle yemeği 1600 yıllık Deyrül Zaferan Süryani Manastırında ikram edildi. 'Gece gerdanlık, gündüz seyranlık' denilen Mardin Kalesi'nin tarihi silüeti önünde havai fişek gösterisi düzenlendi. Sempozyuma, Cüneyt Özdemir, Leyla Umar, Kezban Hatemi, Avni Özgürel, Mim Kemal Öke başta olmak üzere çok sayıda gazetecinin yanısıra Avrupa ve ABD'den de birçok medya mensubu sempozyumu takip etti. Mardin'de açılışı yapılan sempozyum İstanbul'da devam etti. İstanbul'daki üç semavi dine ait mabedleri gezen konuklar bilimsel oturumlara katıldılar. Hz. İbrahim'in mesajında barış, Bir arada yaşama ve çoğulculuk, Küreselleşme ve dinlerarası diyalog gibi konularda tebliğ sundular. (İbrahim Karayeğen)

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.