"Beyaz Adam Başımı Okşadı"

Bundan yirmi yıl kadar önce Londra'nın Trafalgar Meydanı'nda Mandela'nın serbest bırakılması için imza verdiğim o yağmurlu gecede, birisi bana yirmi yıl sonra yolumun o adamın ülkesine düşeceğini; evine gidip yatağını göreceğimi söyleseydi pek inanasım gelmezdi doğrusu.

Ama oldu işte... Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği geziyle kendimi Güney Afrika'da, Johannesburg'da buldum.

Johannesburg, yoksul güneyin "Amerikası" bir bakıma. Güneydoğu Asya'nın ve Afrika'nın kolunu kıpırdatacak gücü kalmış bütün yoksullarının kapağı atmaya çalıştıkları 8 milyonluk bir kent.

Altın arayan madencilerin altını köstebek yuvası gibi oydukları; belki de bu yüzden göğe doğru hiç yükselememiş; toprağa sıkı sıkıya yapışmış yamyassı bir kent; tek katlı bahçeli evler denizi... Caddeler tertemiz, bahçeler bakımlı, yılın bu mevsiminde begonviller ve zakkumlar iyice coşmuş; ortalık sessiz sakin; yani tam yaşanılası bir şehir... diyecekken, o sükunetin ardında büyük bir tedirginliğin sürüp gittiğini hissediyorsunuz.

Evlerin etrafını çeviren yüksek duvarların ardında yaşayan o insanlar korku içinde! Duvarların üstüne iki kat da dikenli tel çekmiş, yine huzur bulamamış. Tellere bir de elektrik akımı vermiş. O da yetmemiş.

Dev bir özel güvenlik gücü kurmuş. 15- 18 milyar dolarlık bir güvenlik sektörü yaratmış. Bütün evler özel güvenlik şirketleri, silahlı özel güvenlik elemanları tarafından korunuyor.

Peki kimden?

Soweto'dan...

Begonvilli-zakkumlu villalara yarım saat mesafede, kocaman kara bir leke gibi duran Soweto'dan.

Siz deyin 3 milyon, ben diyeyim 5 milyon yoksul, hasta ve öfkeli siyahın, yoksulluğunu hastalığını ve öfkesini birbirine bulaştıra bulaştıra, dip dibe, iç içe yaşadığı bir "teneke kent" Soweto... Orayı gördükten sonra bizim gecekondulara gecekondu demezsiniz.

Kaç kişinin yaşadığı bir türlü tam olarak bilinemiyor, çünkü hiç sayılamamış. Ama nüfusunun yaklaşık üçte birinin AİDS'le cebelleştiği biliniyor. Yoksulluğun her türlü ahlaki değeri aşındırıp yok ettiği; kendine özgü bir "hayatta kalma ahlakı" oluşturduğu da...

Bizi gezdiren otobüs şoförü bütün ısrarlarımıza rağmen içine girmeye cesaret edemiyor Soweto'nun; zaten hiçbir beyaz giremiyor oraya. Sadece onlar, açlık ve çaresizliğin iyice bastırdığı zamanlarda "iniyorlar" beyazların mahallelerine. Öyle sinsice, hırsız gibi değil, açıkça ve küstâhça dayıyorlar tabancayı beyazların şakaklarına; öldürmeyi de ölmeyi de göze alarak ne bulurlarsa gasp ediyor; ganimetleriyle birlikte "kale"lerine; Soweto'ya geri çekiliyorlar.

* * *

Ben şimdiye kadar birkaç ülkede Fethullah Gülen okullarını ziyaret ettim. Moskova'da, Petersburg'da sosyal kaosun dağıttığı ailelerin çocuklarını gördüm. Eşlerini alkolizme kaptırmış Rus kadınları, bir de oğullarını kaybetmemek için bu okullara bel bağlamışlardı. Bakü'de, Kazan'da, çocuklarının iyi İngilizce öğrenmesi ve global dünyayla kolayca eklemlenebilmesi için bu okullara umut bağlayan veliler gördüm.

Ama burada, Johannesburg'daki bu okul, bütün bunlardan farklı bir misyon edinmiş kendine.

Yüzyıllar süren köleliğin ve onu izleyen ırkçı yönetimin ezdiği bir ırkın ayağa kalkma mücadelesinde ona el vermek... Bu ayağa kalkışa ve insanca yaşama mücadelesine küçük de olsa bir katkı sağlamak...

Horizon Okulun siyah öğrencileri, burada belki de hayatlarında ilk defa beyaz adamın "öteki yüzünü", şefkatini görme ve onun tarafından sevilme deneyimi yaşıyorlar.

İçlerinden biri okula başladığı ilk gün eve gider gitmez annesine şöyle diyor: "Beyaz adam benim başımı okşadı."

Sevgi semeresini çabuk veriyor: Bu yıl Johannesburg'daki Horizon Okulu'nun siyah öğrencileri girdikleri çeşitli yarışmalarda art arda birçok madalya alıyorlar.

* * *

Siyahların on yıllık iktidar dönemini geride bırakıp ikinci on yıla adım attıkları günlerde gittik Güney Afrika'ya... İç içe yaşama deneyiminin ilk on yıllık sonuçlarının genel olarak olumlu olduğu söyleniyor. Ama sorunlar o kadar büyük boyutlu ki, öyle birkaç on yılda aşılacak gibi görünmüyor. Ne yoksullukla, ne cahillikle, ne de HİV'le savaş öyle kolay yenilecek gibi değil...

Ama savaş kazanıldığı zaman, bu zaferde Johannesburg'daki o okulu destekleyen iş adamlarının ve hayatlarının en güzel yıllarını siyah çocuklarla paylaşmayı tercih edip evinden on bin kilometre uzakta yaşamayı göze alan o genç öğretmenlerin de payı olacak.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.