İslâm'da Değişim

Irak bundan sonra seçimsiz bir rejimle yönetilebilir mi?! Seçim yani siyasi meşruiyetin kaynağının halk olması fikri bütün Ortadoğu rejimlerini demokratikleşmeye zorluyor artık.

Meşruiyetin kaynağının halk olduğunu kabul etmek ama aynı zamanda teokrasiyi veya Tek Parti diktatörlüğünü savunmak mümkün mü?!

CNN, böyle bir soruyu Irak'ın müstakbel Başbakanı İbrahim Caferi'ye sordu.

Caferi dindar bir Şiidir, Ayetullah Sistani'nin desteklediği isimdir.

Soruya verdiği cevap şöyle:

- Irak'ta Müslüman olmayan azınlıklar var. Müslümanların hepsi İslamcı değil. İslamcıların hepsi aynı görüşte değil. Şiiler çoğunlukta ama 'Velayet-i Fakih' doktrinini Şiilerin hepsi kabul etmiyor. Irak'ta demokrasiden başka bir rejim mümkün değil.

Irak'ın demokrasisi klasik demokrasi olmayacak ama bir defa yola çıktıktan sonra, demokrasilerinin gelişim çizgisini izleyecek...

Çağın önemli bir değişim dinamiğidir demokrasi.

* * *

Milliyet yazdı; imam hatip öğrencilerinin yüzde 93'ü diğer dinler hakkında da bilgi edinmek istiyor. Bu oran meslek liselerinde yüzde 70, klasik liselerde yüzde 65 civarında.

Değerli tarihçi Prof. Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı ulemasının Hıristiyanlığı hiç incelemediğine, polemik niteliğinde bile olsa bu konuda kitaplar yazmadığına dikkat çeker. Halbuki Osmanlı tebaasının yüzde 40'ı Hıristiyandı!

İtalyan şarkiyatçı Asessandro Baussani de, Doğulu Hıristiyanların, iç içe yaşadıkları halde, İslamı incelemediklerini, polemik niteliğinde olsa da kitaplar yazmadıklarını anlatır.

İki taraf da 12. yüzyıldan sonra içe kapanmıştı.

İletişim sayesinde çağımızda bu içe kapanmalar kırılıyor! Batı'da İslam araştırmaları ve polemikler hayli gelişmiştir zaten.

Bizde de Hıristiyanlık konusunda araştırmalar gelişiyor, akademik ve polemik niteliğinde yayınlar görülüyor.

İletişimin devrimi, çağımızın önemli bir değişim dinamiğidir.

* * *

Türkiye'de bugün yazılmış bir ilmihalle çok değil 50 sene önce yazılmış bir ilmihal arasında bile önemli farklar vardır.

Mehmet Gündem'in Milliyet'te Fethullah Gülen'le yaptığı ropörtaj, İslam düşüncesindeki yenilenme dinamiklerini ortaya koyuyordu. Gülen'in çoğulculuk, demokrasi, bireysel hürriyetler, kadın hakları, bilimsel bilgi gibi kavramlara verdiği anlamlar, eski fıkıh ve kelam kitaplarının çok ötesinde, yeni açılımlardır; bir 'tecdid'in, yani yenilenmenin ifadesidir.

Siyaset Bilimci Dale F. Eickelman da akademik bir dergiye yazdığı makalede Gülen'in bu yönünü belirtir. (Aedalus, Winter, 2000)

Eski tip tarikatlar ve şeyh-mürit ilişkileri marjinalleşirken böyle akımlar oluşuyor. İlahiyat fakültelerinde 'yenilikçi' (tecdit'çi) din bilginleri yetişiyor. İşte bunlardan biri "Profesör", Sayın Ali Bardakoğlu Diyanet İşleri Başkanı'dır.

Dindar ve aynı zamanda eğitimli, yüzü Batı'ya dönük bir orta sınıf oluşuyor, tesettür tarihte ilk defa defile yapıyor!

* * *

Din sosyolojisinin kurucu ismi Max Weber, İslamın bir 'gaziler' (savaşçılar) dini olduğunu, ganimet geleneğinin ağır bastığı bu toplumlarda girişimci bir orta sınıfın, kapitalizmin gelişmeyeceğini yazmıştı.

Gelişiyor işte...

Weber, Hindistan'da da mistisizm yüzünden bunun mümkün olmayacağını yazmıştı.

Oluyor işte...

Geçmişin verileriyle, hiçbir şey değişmiyormuş gibi, bugünü ve yarını değerlendirmeye kalkmak, hele de irtica hafakanlarıyla yatıp kalkmak mutlak yanlıştır.

İslam ve Ortadoğu, bütün tarihinde ilk defa tarım toplumundan sanayi toplumuna, köylülükten şehirliliğe, esnaf ekonomisinden girişimci ekonomisine, kapalı toplumdan açık topluma, otoriter yönetimlerden demokratik yönetimlere geçişin sancılarını yaşıyor.

Değişimin önderi, bu süreçte önde giden Türkiye'dir.

İktisat tarihçisi Charles Issawi de Türklerin bu öncü rolünü yazmıştı zaten.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.