Ölümsüzlük İksiri
Günümüz insanı, yeni gelişmelerin beraberinde getirdiği problemler karşısında bocalamakta ve durması gereken yeri kestirememektedir. Bu sebeple, salt bilgiye ulaşmanın son derece kolay olduğu günümüzde, bilgiyi mecrasından kaydırmadan yorumlayarak günümüze entegre edecek fikir ve aksiyon adamlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çerçevede, düşüncelerinin yanı sıra aksiyoner yönüyle de birçok fikir adamından farklı olarak incelenmesi gereken Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Kur'ân ve Sünnet'e son derece başlı ve geleneğe uygun gelişme modeli dikkat çekmiş, bu harekete karşı birçok insan, gönül kapılarını ardına kadar aralamıştır.
Yıllardır gurbet ellerde yaşayan Hocaefendi'nin, yanına gelenlere her gün ikindi namazından sonra yaptığı sohbetlerin derlenmesinden oluşan eserler zincirinin en son halkası, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından yayımlanan Ölümsüzlük İksiri. Eserin ismi, ilk etapta tevazu ve mahviyeti ile bilinen Hocaefendi'nin genel üslûbuna aykırı gibi gözükebilir. Bu ismin tercih edilmesi, eserin içindeki sohbet ve makalelerin özünü, esasını ve eksenini oluşturan ulvî hakikatlerin ebediyet iksiri mahiyetinde olmasındandır.
Sorulara verilen cevaplarda, ilk olarak Kur'ân ve Sünnet'in hâdiselere bakış açısı ele alınmış, tarihteki örnekler süzgeçten geçirilerek günümüz şartlarında hâdiselerin nasıl algılanması gerektiği belirtilmiştir. Bu yapılırken de insan ve toplum psikolojisi göz ardı edilmemiştir. İrticali yapılan bu konuşmaların derinliği ve doyuruculuğu Hocaefendi'nin İslâmî ilimlerin yanı sıra modern ilimlere, sosyoloji, psikoloji, tarih ve felsefe gibi sosyal bilimlere vukufiyetini de gösteriyor.
Örnek vermek gerekirse, 'Kınalı Kuzular ve Şehit Cenazeleri' isimli bölümde şehidin Kur'ân ve Sünnet'teki yeri en ince detaylarına kadar anlatılmış; onların boş yere ölmediği, Allah'ın rıza ve rıdvanına erdiği üzerinde durularak toplumun şehit cenazelerinde vakar ve temkini elden bırakmaması gerektiği vurgulanmıştır. Terörle başı belâda olan insanımızın, şehit cenazelerini kullanmak isteyen provokatörlere karşı dikkatli olması gerektiği ve cenaze merasimlerinin bağırıp çağırma, slogan atma yeri olmadığı belirtilerek insanımıza yol gösterilmiştir.
Yine, çocuk sahibi olma arzusuyla yanıp tutuşan ama bir türlü çocukları olmayan ailelerin bu çetin imtihan karşısında nasıl davranmaları gerektiği, dinimizin bu konuya ve alternatif çözüm yollarına nasıl baktığı müellifin engin bilgileri ışığında ele alınmış, inançları ile istekleri arasında sıkışıp kalan insanlara çıkış yolları takdim edilmiştir.
Başka bir yerde, başta ordu olmak üzere bütün devlet kurumlarına verdiği değeri ifade eden Hocaefendi, devlet adamları aleyhinde yapılan yayınları, daha doğrusu saldırıları çok alçaltıcı, onur kırıcı, yakışıksız ve sevimsiz bulduğunu belirterek insanımızın kurumlarımıza hangi bakış açısıyla yaklaşması gerektiğine işaret etmiştir. Tarih boyunca hiçbir kaos ortamının nizam ve düzen ortamı doğurmadığını vurgulamış, demokratik duruşun ve milletin gönlünde yer etmenin önemine dikkat çekmiştir.
Evet, bu eserde, ölümsüzlüğü iliklerine kadar arzulayan bizlere, çoğumuzun şikâyetçi olduğu geçim sıkıntısından, hafızamızın zayıf düşmesine ve unutkanlığa sebep olan illetlere, Peygamber Efendimiz'i (sallallâhu aleyhi ve sellem) rüyada görmenin ne mânâya geldiğinden kulluğumuza menfî tesir eden ruh hâllerimize, İlâhî isimlerin tecellilerinden Ramazan, mukabele ve teravihle alâkalı geniş değerlendirmelere kadar daha pek çok konu, başka yerde rastlayamayacağımız bakış açısıyla bir iksir mahiyetinde takdim ediliyor.
- tarihinde hazırlandı.