Gün Doğmadan Neler Doğar?..

Ne idik ne olduk? diye soruyor Sızıntı dergisi son sayısının başyazısında. "Bir zamanlar bizim dünyamızda her şey çok renkli ve çok derindi; öyle ki bu âlemde her zaman sağlam bir dünyevîliğin yanında engin bir uhrevîlik göze çarpardı. Onun atmosferine girenler, idrak seviyelerine göre burayı ötelerle beraber yaşar ve kendilerini bir enginliğin üveyki gibi görürlerdi." cümleleriyle başlayan başyazıda, o zamanlar herkeste ve her kesimde şöyle-böyle insan olarak yaratılmış bulunma şuuruna vâbeste bir merhamet ve şefkat hissinin hakim olduğuna dikkat çekiliyor. O altından günlerin bir bir kararmasına rağmen ümitsizliğe düşülmemesi gerektiği ifade edilerek "Ama kim bilir belki de bunca inhiraf ve kaymalardan sonra bir gün biz de kendi milli yörüngemizi bulur ve yeniden kendi derinliklerimize uyanırız!.. Âbisten-i safâ vü kederdir leyâl hep/ Gün doğmadan meşîme-i şebden neler doğar." deniliyor. Dergide Rus profesör Vitaliy İ. Şeremet'in Fethullah Gülen'in 'İnancın Gölgesi'nde kitabı için kaleme aldığı bir takriz de yer alıyor. Murad Muhsin, Çanakkale'nin kahraman topçularını, anıların yardımıyla anlatıyor. Doç. Dr. İhsan Ömeroğlu, tıptaki gelişmelerin insanları İslâm'a davet ettiğini söylüyor. Numan Sarıyazı, Jean Jacques Rousseau'yu tezatlarıyla ele alıp yorumluyor. Osman Alagöz ise 'Yeşeren Rüya' başlıklı hikâyesinde 'Ne olur oğlumu kurtarın, yoksa dağa çıkacak!' diye yalvaran babanın feryadına cevap veren bir gönül sahibini konu edinmiş.
Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.