"Haberler Maksatlı, Sağlığım Yerinde"

Fethullah Gülen, Samanyolu Televizyonu'nda sağlığı ve Türkiye'ye dönüp dönmeyeceği ile ilgili soruları cevapladı. Sağlığı yönündeki spekülasyonların doğru olmadığını söyleyen Gülen, kalp ve şeker hastalığı ile alakalı bir probleminin bulunmadığını vurguladı. Türkiye'ye dönme konusunda şu an itibarıyla böyle bir düşüncesi olmadığını belirten Gülen, "Döndüğüm zaman da kendimce döneceğim. Dönmemem için hiç bir sebep yok. Dönmem için hiç bir mani yok." şeklinde konuştu.

STV ana haber bültenine, Amerika'dan telefon bağlantısıyla katılan Fethullah Gülen, spiker Kemal Gülen'in sorularına şu cevapları verdi:

Kalbiniz ve kalp damarlarınızla ilgili durumunuz nedir? Nasıl bir tedavi uyguluyorsunuz, nelere dikkat ediyorsunuz?

Doktorlar, kalp adalelerinin çok sağlam olduğunu söyledi. Kalp rahatsızlığı var ama ciddi problem görülmüyor. Bu biraz da kolesterolün belli bir seviyede tutulmasına bağlı. Onun da çok iyi olduğunu görüyorum. Şekerin de kontrol altında olması gerekiyor. Şu anda kalbimle, şekerimle alakalı ciddi bir problemim olduğu söylenemez.

Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Günlük hayatınıza bu hastalıklar nasıl etki ediyor?

Hastalıkların etkisine çok takılıp kalmıyorum. Yapmam gerekli olan şeyleri yapıyorum. Kitap okuyorum, not alıyorum, bazı şeyler yazmaya çalışıyorum. Yanıma gelen misafirlerle görüşüyorum. Bazen konuştuğum şeyleri tespit ediyorlar. Bunlar internet sitelerinde çıkıyor. Hayatım normal seyrediyor. Hiçbir problem görülmüyor.

Bugün Türkiye'de şeker komasına girdiğinize dair bazı internet sitelerinde haber çıktı. Bu tip haberlerle ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?

Böyle komplo teorilerine girmek istemiyorum. Haziran hadisesinde de böyle komplo oldu. O dönemde devletin ileri gelenlerinden bazıları 'bu bir komplodur' dedi. Bazıları da 'devlet komplo yapmaz' dedi. Ne kastediyordu, bilemem. Daha sonra bazılarının söylediklerine göre, o gün için böyle bir hadisenin çıkarılmasına ihtiyaç varmış, 'bir takım hortumlamaların tamamlanması ve bunların kamufle edilmesine ihtiyaç varmış' dediler bana. Bilemiyorum ben bunlara çok itimat etmiyorum. Öyle olduğunu da kabul etmek istemiyorum, ama öyle dediler. Böyle bir haberin çıkarılması suretiyle de bugün bazıları bir yerlere varmak istiyordur. Emellerine muvaffak olamazlar. Öyle diliyorum. Aklıma bazı ihtimaller geliyor. İşte şeker komasına girdi. İşte Türkiye'ye gelecek gelmeyecek falan diyecekler orada. Heyecan uyaracaklar. İhtimal. Bununla birileri bir yerlere varmak istiyordu. Ya da bir muzip, haber ajanslarından birisine böyle bir yalan haber, yalan haber demekten bile hicap duyuyorum, kendi terbiyemizin gereği, medyayı meşgul etti. Meseleyi akl-ı selim ile tahkik etmeyenler de biraz acele etti. Bunlar da aceleciliklerinden ötürü çok yakında, hicap duyacaklar. Ne problem şekerim var, ne de komaya girdim.

Şu anda Türkiye'ye dönüp dönmeyeceğiniz konusunda spekülasyonlar yapılıyor. Dönüp dönmeyeceğinize dair kararınız var mı?

Buraya geldiğim andan itibaren hep Türkiye'ye dönmeyi düşündüm. Burada Türkiye rüyalarıyla yaşıyorum. Türkiye'yi televizyonlarda seyrediyorum. Türkiye'nin 70 yerinden toprak var, onları gül gibi kokluyorum. Onları camekana koydum. O toprak parçalarında Türkiye'yi seyrediyorum. Türkiye sevdam, Türkiye'de bulunan ve Türkiye'yi seviyor gibi görünen insanların çok üstünde. Bende mecnunca, delicedir. Ama şimdiye kadar samimi dostlarım dediler ki, 'sürekli asparagas şeyler neşrediyorlar, kalbin ve şekerin itibariyle bunlar sana dokunabilir, burası ormanın içi, burada kalmanız daha iyi olur' dediler. Samimi dostlarım bana bu istikamette tavsiyede bulundular. Ben de Türkiye hasretini sineme çekerek, adeta zıpkın acısı gibi, acısını duyuyorum; ama başkalarına sermaye olmamak ve şahsım adına da yıpranmamak için şimdilik burada kalmayı düşünüyorum. Geleceğim zaman da, orada yetkili ağızlar açıktan açığa, benim Türkiye'ye dönmem için 'hiç bir mahzur yok' dediler. Bakanlar söyledi bunu. Gelirsem de kendi usulüme göre gelirim. Kalabalık halk falan filan.. Öteden beri gösterişten, bunun gibi çoğu şeylerden nefret ederim.

Gelip gelmeyeceğinizle ilgili olarak, Türkiye'den uzak tutmak için bu tip spekülasyonlar ortaya atılıyor diye yorumlar var, bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu ihtimal dahilindedir. Oraya gelmeyeyim diye, emniyet güçleri alarmda, jandarma alarmda gibi haberler neşrederek, dönmemi önleyecekler. Kanun, gelmeme bir mani olmadıktan sonra, ben gelirim kimse de bir şey yapamaz. Benim öyle cemaatim yok. Ayaklarım yerde bir insanım. Hep böyle yaşadım. Ve Allah'ıma öyle kavuşmayı dilerim..

Avrupa Birliği'ne girme sürecinde, bu işi baltalamak için hadise çıkarmak isterler. Kim yaparsa yapsın, ülkenin kredisinin yükseldiği bir dönemde, NATO'nun toplantısının İstanbul'da yapılması, dünyanın değişik yerlerinden liderlerin gelip toplantı yapması, Türkiye'ye yeni bir teveccühün olması, Türkiye'nin İslam dünyasındaki kredisinin yeniden canlandığı bir dönemde, zannediyorum bunlara gölge düşürmek için, Türkiye'yi sevmeyenler tarafından uydurma bir şeyler oluyor. Bazı kimseler, uyduruk haberlerle ortaya çıkıyorlar. Milletimiz, bunlar karşısında soğukkanlı hareket eder. Önlerine provokatör çıktığında bunlara uymaz. Temkinli davranır.

Birkaç defa öldürdüler beni

Şimdiye kadar bir kaç defa öldürdüler. Nereye varmak istiyorlarsa, ben ölmedim, duruyorum burada. Belki de bana öldü diyenlere, öldükten sonra ben onlara fatiha okuyacağım. Allah'ın affetmesi için duada bulunacağım. Ondan sonra yine, sağlıkla, selametle hasretini çektiğim ülkeme döneceğim Allah'ın izniyle. Kolesterolün belli seviyede tutulmasına dikkat ediyorum. Banda biniyorum. Bir saate yakın yürüyorum. Kalbimle alakalı bir problemim olmadığı gibi şekerle alakalı bir problemim de yok. Tansiyonu günde 5-10 defa ölçtürüyorum. Bir problem yok.

Nümayiş yapana hakkımı helal etmem

Oraya geldiğim zaman kimsenin nümayiş yapmasını istemem. Böyle bir şey yapan olursa Allah huzurunda hakkımı helal etmem. Bunu da bütün dünya duysun. Fakat, gelmemi engellemek için yapacakları bu türlü asparagas şeyler, aynı zamanda bir kısım emniyet güçlerini tahrik etmek suretiyle Müslümanlara bir kısım müesseselere baskı yapmak, Avrupa Birliği sürecinde bu işi baltalamak, müslümanlara ait müesseselerin kapatılması ve bunların üzerine gidilmesi gibi şeyler müzakere ediliyor. Birkaç yeri bassınlar isterler. İhbar ederler. 'Falan yerde şunlar yapılıyor, filan yerde bunlar yapılıyor' derler. 'Hocayı karşılayacaklarmış bunlar, pankartları varmış ellerinde' derler. Bağışlayın, yalan söylerler. Emniyet güçlerinin vazifesidir, bir yerlere baskın yaparlar, bazı kimseleri alırlar. Bazı kimseler tahrik edilmiş olur. Birkaç tane provokatör bulurlar, onun arkasına gereksiz kimseleri katabilirler.

"Ne olur gel" diyen gözyaşlı mektuplar

Bazı Müslüman kardeşlerimiz, sadece hissi olarak 'ne olur gel, hasret çekiyoruz. Sizi seviyoruz' şeklinde gözyaşlı mektuplar gönderiyor. Ama ben bunları şahsi olarak görmüyorum. Bu kişiler bahsettiğim hususları dikkate alırlarsa, zannediyorum o mülahazalardan vazgeçeceklerdir. 'Sizin için başka bir yer bulalım' diyenler oldu. Alternatif yer olarak 'Güney Afrika daha iyidir' diyenler oldu. 'Orada demokrasi daha ileri' diyorlar. Burada da ben bir problemle karşılaşmadım. Burada bir ormanın içerisinde, bir evcikte kalıyorum. Şimdilik dönmeyi düşünmüyorum. Döndüğüm zaman da kendimce döneceğim. Dönmemem için hiç bir sebep yok. Dönmem için hiç bir mani yok.

Öteden beri AB'ye girme yanlısı oldum

Türkiye 1960'tan bu yana AB'ye girme sürecini yaşıyor. Her hükümet bu istikamette gayret gösterdi. Turgut Bey'in, Bülent Bey'in, diğer devlet başkanlarının çok fazla gayretleri oldu. Bu gayretleri takdir etmemek mümkün değil. Kim olursa olsun takdir etmek lazım. Meselenin bir bu yanı var. Ben Türkiye'de olup biten şeylerin Türkiye'nin geleceği adına çok yararlı olduğu kanaatindeyim. Türk milleti yeniden bölgedeki kredisini geri alıyor gibi. Muhteşem bir millet olduğunu yeniden bir kere daha çevresine duyuruyor. Bu Türkiye için çok önemli. Ben öteden beri, AB'ye girmenin yanında oldum. Bazıları Hıristiyan kulubü filan dediği zaman bile, ben o zaman dedim ki, 'dininden diyanetinden şüphesi olanlar çekinsinler'. Ben Avrupa'yla da içli dışlı olurum. Kendi kültürümü onlara anlatırım. Kendi duygu ve düşüncelerimi onların sinelerine boşaltırım. Bizi daha iyi, yakından tanıyacaklar.

Türkiye iyiye doğru gidiyor

Türkiye iyiye doğru gidiyor. Şu ana kadar bir çok hükümet başkanları bu konuya omuz verdiler. Belli bir noktaya getirdiler. Kimbilir noktayı koymak şu andaki bu sivil insiyatife kalır. Bunlar da noktayı koyacaklar ama içte dışta bundan rahatsız olanlar, Türkiye'nin büyümesini istemeyenler var. Ülkenin kredisinin yükselmesini istemeyenler var. Herhalde onlar AB'ye girmemizi istemiyorlar. Demokrasiden rahatsız olanlar var. Cünkü onda inanan insanlar vicdan ve din hürriyeti adına istifade edecekler. Sadece kendilerine ait hürriyeti düşünen insanlar var. Böyle bağnazlar var. Bunlar da her zaman olacaklardır. AB, bence Türk insanının arzu ettiği bir şeydir. Dilerim, inşallah gerçekleşir. Takvim alınır ve sonra süreç başlar. BElli bir dönemde de alırlar. Bu mevzu da dedikodularıyla böylece biter.Bahtiyar Küçük, Sedat Gülmez

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.