İrfan ve Kültür Geleneğine Yeni Bir Katkı

İslâm kültürünün ana unsurlarından biri olan tasavvufun kendine has terimleri, tarih boyunca pek çok mutasavvıf tarafından yorumlanmıştır. Fethullah Gülen'in Kalbin Zümrüt Tepeleri-2 adlı eseri bu geleneğe önemli bir katkı niteliğinde.

Felsefe, sanat, siyaset, edebiyat, hukuk gibi belirli bir bilim dalında yaygın olarak kullanılan ve sözlük anlamıyla irtibatlı olmakla birlikte, zaman zaman, farklı bir anlam yüklenen kelime veya kelime grubuna terim (ıstılah) denir.

İslam kültürünün ana unsurlarından biri olan tasavvuf ilminde de bu alana has terimler bulunmaktadır. Ancak, Hz. Peygamberin (sav) manevî otoritesinin disipline edilmiş ve müesseseleşmiş hâli olan tasavvuf, diğer ilimler gibi, sadece nazarî ve aklî bir ilim olmayıp, daha çok manevî tecrübeye dayanmaktadır. Bilinen tanım ve sınırlarıyla ilim, felsefe ve hatta dinin dışa yansıyan yüzünü bile aşan bir iç tecrübenin, adı geçen disiplinlerin terimleriyle açıklanması çok zordur. Bunun için de "tasavvufun dili kelimeler değil, hallerdir" denmiştir. Bu hassasiyetinden ötürü tasavvufî hayat, tasavvufî ifadeler ve tasavvufî edebiyat ancak konuya vakıf kişilerin kalem oynatabileceği bir alandır. Bunun böyle olduğu bilindiği halde bazı yazarların, o söz ve halleri gazete haberi gibi yorumlayarak, lehte veya aleyhte uluorta hüküm vermeleri anlaşılmaz bir garipliktir.

Bu durumun idrakinde olan tasavvuf ehli, rûhî tecrübelerinin tavsif ve ifade edilemeyeceği konusunda ittifak etmişlerdir. Büyük bölümü susmayı tercih etmiş, bu tecrübeyi tefsir ve izaha çalışmamıştır. Onlar, idrak veya müşahede ettikleri ya da kendilerine keşfolunan şeyi, vicdanî veya zevkî bilgi şeklinde nitelemekle yetinmişler ve kullandıkları kavramları açıklama ihtiyacı hissetmemişlerdir. Ancak, sonraki dönemlerde tasavvufa yapılan tenkitlerin bir kısmının, herkes tarafından anlaşılamayan kavramlar kullanma noktasında yoğunlaştığı görülmüş ve bu tabirleri açıklama zorunluluğu baş göstermiştir. Bu işi büyük bir vukufla ele alan tasavvuf erbabı, yazdıkları eserlerin bir bölümünü, kullandıkları kavramları izah etmeye ayırmışlardır.

Söz konusu terimler, IV/X. yy'da sistemli bir hale getirilmiş, sonraki yüzyıllarda da bu durum gelişerek devam etmiştir. Bu anlamda ilk defa, Serrac'ın Luma'ında, Kelâbâzî'nin Taarruf'unda, ve Ebû Talip el–Mekkî'nin Kûtu'l– Kulûb'unda tasavvuf terimlerinin açıklamalarını bulmaktayız. V/XI. yy'da ise Kuşeyrî, Hucvirî, ve Herevî ile bu faaliyet devam etmiş; sonraki asırlarda Gazalî, Ruzbahan Baklî ve Sühreverdî gibi tanınmış mutasavvıflar tarafından bu çalışmalar sürdürülmüştür.

Fethullah Gülen'in, okunduğunda sadece kitaplardan elde edilen bir müktesebâtın değil, işin karakterine uygun olarak İlahî varidât ve ilhamların ürünü olduğu sezilen Kalbin Zümrüt Tepeleri adlı eseri, Nil Yayınları'ndan çıktı. Eser, kültür hayatımızdan dışladığımız, duyunca garipsediğimiz bu kavramların yeni bir üslup ve izah tarzıyla kültür ve irfan hayatımıza kazandırılması adına geniş ufuklar açacak bir çalışma. Ayet ve hadislerin yanı sıra, tasavvuf kültürünün özellikle şiir dili olan Farsça'yı da büyük bir vukûfiyetle kullanan müellif, yazılarına ayrı bir akıcılık ve edebî tat kazandırmıştır. Zaman zaman ayet ve hadislerin işarî anlamlarına da değinilmiş, Osmanlı şiir ve müellefatı başta olmak üzere sahanın temel eserleri adeta damıtılarak konunun özü bir süt halinde okuyucuya arz edilmiştir.

Tasavvuf, kalp yörüngeli bir ilim ve hayat olduğundan, hem eserin adı Kalbin Zümrüt Tepeleri şeklinde seçilerek hem de (iki ciltte) kalp ile ilgili üç ayrı yazı ile bu noktaya dikkat çekilmiş. Nitekim ikinci cildin ilk yazısı da kalp ile ilgilidir. Bu cildin insan–ı kamil kavramıyla bitirilmiş olması ise, tasavvufun asıl, belki de tek gayesinin insanı kemâl derecesine çıkarmak olduğuna bir işaret olmalıdır.

Ele alınan kavramların sayısının çokluğu yanında, yapılan açıklamaların zenginliği esere ayrı bir değer kazandırmıştır. Tevhid gibi en muğlak ve hassas konular işlenirken bile, ehl–i sünnetin inanç prensiplerinden taviz verilmemesi ve konunun anlaşılır bir dil ve büyük bir vukûfiyetle işlenmesi esere değer katan bir diğer husustur. Ayet, hadis ve şiirlerin yanı sıra bazı kilit kelime ve cümlelerin Arapça veya Farsçalarının verilmesi, konunun erbabına farklı anlam kapılarının açılmasına zemin hazırlamaktadır. Her kavramın, hemen tamamı ayet ve hadislerden alınma ve işlenen kavramla irtibatlı veciz bir dua ile bitirilmesi ise, eserin orijinal taraflarından biridir. Özet olarak şunu söylemek mümkündür: Kalbin Zümrüt Tepeleri sadece ilmi araştırma yapan, olayları doğru anlamaya ve yorumlamaya çalışan veya tasavvufa ilgi duyanların değil, kemâl derecesine ulaşmak isteyen her insanın onsuz yoluna devam etmede kendini eksik hissedeceği bir eserdir.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.