"Hizmet'e yönelik nefret suçu işleniyor"

Hizmet'e yönelik nefret suçu işleniyor

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) son gelişmeler ve Hizmet Hareketi'ne yönelik kara propaganda faaliyetlerine ilişkin tarihi uyarılar içeren bir açıklama yaptı.

Yargı bağımsızlığı fiilen kalkmıştır

GYV Başkanı Mustafa Yeşil, Türkiye'de son dönemde demokrasi ve hukuk devleti konusunda kaygı verici gelişmelerin yaşandığını söyledi. Yeşil, "En üst düzeydeki siyasilerce dile getirilen, nefret suçu oluşturan söylemlerle toplum gerilmekte ve kasten kutuplaştırılmaktadır" dedi.

GYV Başkanı Yeşil, "Bazı hükümet yetkililerinin ve medya aktörlerinin pervasızca kullandığı dil, akıllara karanlık senaryoları getirmektedir" dedi.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) son günlerde yaşanan gelişmelere ve Hizmet Hareketi'ne yönelik kara propaganda faaliyetlerine ilişkin basın açıklaması yaptı. İstanbul Swissotel'de düzenlenen basın toplantısına, Vakıf Başkanı Mustafa Yeşil, Başkan Yardımcıları Cemal Uşşak, Erkam Tufan Aytav ve Genel Sekreter Tercan Ali Baştürk katıldı. Türkiye'de son dönemde demokrasi ve hukuk devleti konusunda kaygı verici gelişmelerin yaşandığını kaydeden GYV Başkanı Yeşil şöyle konuştu:

Anasayal suç işleniyor

"İfade özgürlüğünün sınırlandırılması, teşebbüs hürriyetinin engellenmesi, özel hayatın dokunulmazlığını ihlal eden yasa dışı dinlemeler, anayasal suç olan fişlemeler, yargısız infaz niteliğindeki kitlesel tasfiyeler, medyaya yapılan baskılar, gazetecilerin susturulması, ayrımcılık, medyanın ihale alan işadamları yolu ile dizayn edilmesi, internete getirilmek istenen yasaklar, YÖK'ün akademisyenleri memurlaştırma gayretleri, işadamlarına yapılan baskı ve tehditler, artan tehdit dili, vatan haini söylemleri, yargıyı hükümetin kontrolüne alma çabaları, ülkemizi demokratik hukuk devleti olmaktan çıkaracaktır."

Yeşil, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının sağlıklı bir biçimde yürütülmesini engelleyen siyasi müdahale ve açıklamalarla hukukun üstünlüğünün çok büyük bir darbe aldığını belirtti. "Anayasa'nın yargı bağımsızlığını düzenleyen ve emreden 138. maddesi fiilen rafa kalkmıştır" diyen Yeşil, "En üst düzeydeki siyasilerce dile getirilen, nefret suçu oluşturan söylemlerle toplum gerilmekte ve kasten kutuplaştırılmaktadır. Siyaseti bir savaş ve siyasi farklılıkları da düşman cepheler olarak gören bir anlayışla toplumsal barışa büyük zarar verilmektedir. Toplumun farklı kesimleri ötekileştirilmekte, düşmanlaştırılmakta ve hatta şeytanlaştırılmaktadır. Bütün bunlardan dolayı ülkenin huzuru, istikrarı ve ekonomisi büyük risk altına girmiştir" ifadelerini kullandı.

Hizmet'e linç kampanyası

Yeşil, antidemokratik ve hukuk dışı gidişatın, sadece Hizmet Hareketi'ni değil, iktidarı yönlendiren oligarşik yapıya mutlak itaat ve biat etmeyen diğer siyasi, sivil, ideolojik, etnik, ekonomik, mezhepsel ve dini gruplara yöneleceğini tahmin etmenin zor olmayacağını kaydetti. Memleketteki antidemokratik gidişatın bir parçası olarak Hizmet Hareketi'ne yönelik yoğun bir linç kampanyası yürütüldüğüne vurgu yapan Yeşil, "En üst düzeydeki yetkililer ve hükümete yakın medya tarafından sıkça zikredilen 'paralel yapı, ananas cumhuriyeti, örgüt, çete, darbeci, casus, in, Haşhaşi, âlim müsveddesi, içi boş veli, sahte peygamber, kula kulluk yapanlar' gibi öfke ve nefret içeren itham, hakaret ve iftiralarla nefret suçu işlenmektedir. Dikkatleri yolsuzluk soruşturmalarından uzaklaştırmayı amaçlayan bu tür şeytanlaştırmalar, kışkırtmalar ve linçlerin yakın tarihimizde nasıl acı sonuçlar doğurduğu açıktır. Kefen giyen insanların 'öl de,ölelim' diye slogan atmaya başladığı, resmi sıfata sahip bazı kişilerin 'ürpertici devlet geleneklerinden' ve 'devlet için evlatların feda edilmesinden' bahseder olduğu bu ülkede, tarihteki acı olayların tekerrürü akıllara gelmektedir" dedi.

Cumhurbaşkanı'na çağrı

Yeşil şöyle devam etti: "Anayasal düzen, güçler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünün riske girmemesi adına Sayın Cumhurbaşkanı'nı göreve çağırıyoruz. Kendilerinin yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarında yaşanan hukukun işlevsiz hale getirilmesi yönündeki müdahaleleri araştırmak üzere Anayasa'nın verdiği tüm yetkileri kullanması kamuoyunun beklentisidir. Ülkenin ve devletin birliğini temsil eden Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu süreçte sergileyeceği yapıcı yaklaşım, toplumsal barışın dinamitlenmemesi, ülkenin bir kaosa sürüklenmemesi, ülkenin önemli bir kesiminin siyasi, medyatik ve toplumsal bir lince tabi tutulmaması ve hepsinden öte adaletin temini adına elzemdir."

Tuzluklar 11 yılda fark edilemedi mi?

GYV Başkanı Yeşil, Başbakan Erdoğan'ın istifa eden milletvekillerine dair, bazı tuzluklar sızmış, çete liderinden talimat alıyorlar ve vaiz lobisi sözleri var" yönündeki açıklamasına da değindi.

Yeni mi fark ettiler

Yeşil, "Hizmet'in AK Parti ile arasında bir menfaat, bir beklenti gibi bir hedefi ve hesabı asla olmamıştır. Tamamen ülkenin demokratikleşmesi, AB sürecine katkı beklentileriyle desteklenmiştir. Fakat ne olduysa 17 Aralık'tan sonra AK Parti yepyeni bir söylem, kavramlarla karşımıza çıktı. Hizmet bugün yine aynı şeyleri söylüyor. Aynı ölçüleri muhafaza ediyor. Fakat gelin görün ki, 17 Aralık'tan sonra kullanılan kavramlar, 'milli orduya kumpas kurmaktan tutun, yanılmışız, sezememişiz' sözleri 11 yıllık geçmişi adeta görmemezlikten gelen veya inkar eden bir duruşla ifade edilmesi esef ve üzüntü vericidir. O dönemde Sayın Gülen'i ziyaret eden AK Parti vekillerinin, 'emirlerininiz var mı efendim' üslubunda konuştuklarını biliyoruz. Acaba 11 yıl içinde parlamentosunda kimin tuzluk, kimin kaşıklık olduğunu fark edemediler de 17 Aralık'tan sonramı bazılarının tuzluk olduğunu fark ettiler? Yürünen 11 yıllık yol mu doğrudur? Yoksa 17 Aralık'tan sonraki yol mu doğrudur? Bunu kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz. Partilerinden ayrılmak isteyen kişilere bugüne kadar Gülen'in ayrı bir proje kapsamında bir şey söylediğini hatırlamıyorum. Hakan Şükür'e, asla ayrılma diye ısrar ettiğine şahidiz. İdris Bal'ın açıklamalarında, 'Eğer benim Sayın Gülen'in talimatıyla istifa ettiğimle ilgili bir belge varsa vekillikten istifa edeceğim' dediğini biliyoruz" diye konuştu.

Kasetler montajlanarak servis edildi

GYV Başkanı Yeşil, internete ses kayıtları düşen İşadamı Süleyman Hamit Müftügil ile ilgili soruyu üizerine "Son 6 aydan bu yana gayri kanuni olarak Sayın Gülen'in dinlendiği ile alakalı olarak, avukatlarının bir açıklama yaptığını hepiniz okumuşsunuzdur. Hatta bu dinlemeler servis edilmezden önce, bazı kasetlerin montajlanarak piyasaya sürüleceğine dair açıklamalarını okumuştuk. O açıklamalardan bir hafta sonra, bu kasetlerin servis edildiğini ve dolayısıyla algının inşası ve çok ciddi bir kara propagandaya malzeme olacak şekilde içeriklerin hazırlandığını görüyoruz" dedi. "Süleyman denen bu şahsı 30 yıllık Hizmet hayatımda ne gördüm ne duydum" diyen Yeşil şöyle konuştu:

"Hizmet'le ilgisi yok"

"Üslup itibariyle de böyle bir içerik ve üslubun Hizmet'in genel duruş ve üslubuyla alakalı olduğunu söylemek mümkün değil. Takdir edersiniz ki Hizmet'in bugüne kadar siyaset hayatını dizayn etme gibi, siyasi mühendisliğe soyunma gibi hiçbir faaliyeti, hiçbir programı olmamıştır. Burada iddia edilen meseleler, aslında birilerinin Hizmet'e yakıştırmaya çalıştığı algıları adeta örgüleyip, perçinleyecek şekilde kurgulanmış bir konuşma metni olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla Süleyman denen bu zatla da ilgili ses kayıtlarının servisinin arkasından yine Sayın Fethullah Gülen'in avukatlarının yaptığı açıklamayla da aslında bu şahsın Hizmet ile ilgisinin olmadığı, böyle bir şahsın içerik olarak da söylediklerinin Hizmet'in üslubu ve gündemi olmadığı nazarımıza sunuldu, bizler de okuduk."

Nefret suçu işleniyor

Paralel yapı, çete, örgüt gibi iddialarla ilgili eğer somut ve inandırıcı deliller varsa, hukuk zemininde ele alınıp inceleme yapılması demokratik hukuk devletinin gereği olduğuna işaret eden Mustafa Yeşil, "Hatırlanacağı üzere Ağustos ve Aralık 2013 aylarındaki açıklamalarımızda; 'hükümetin elinde delil varsa bir an önce yargıya teslim etmesini' çok açık ve net bir şekilde talep etmiştik. Yargıya mevzu teşkil eden bu iftiraların hiç bir delil öne sürülmeden defalarca tekrar edilmesi evrensel hukukta ciddi bir yeri olan nefret suçudur" ifadelerini kullandı.

Yeşil şunları kaydetti: "Son günlerde Camia hedef alınarak kullanılan nefret dilinin nice kanaat önderleri yetiştirmiş olan ortak geleneğimizi, bir arada yaşama idealimizi, toplumsal barışımızı ve vicdanları örseleyip tahrip ettiği aşikârdır. Vakfımızın Onursal Başkanı Muhterem Fethullah Gülen'in kim olduğunu, ideallerini, söylemlerini ve hepsinden önemlisi yaşayışını, altmış yıldan bu yana başta Erzurumlu hemşehrileri olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışında milyonlarca insan çok iyi bilmektedir. Yakın zamanda başka bir iftirası ile dikkat çekmiş olan İçişleri Bakanı'nın devlet terbiyesi ve nezaket sınırlarını aşıp hakaret ve nefret diliyle kullandığı ifadeler siyasi tarihimizin en talihsiz beyanlarından biri olarak hatırlanacaktır."

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.