Yolsuzlukların üzeri örtülemez
Fethullah Gülen Hocaefendi, yolsuzluklar için “Amme hakkıdır” ifadesini kullandı. Umuma ait şeyler çalınmış çırpılmışsa, bunun Mecelle kurallarıyla yumuşatılamayacağını kaydeden Fethullah Gülen, “Milletin hakkı olan bir tek arpa yenmişse, o mevzuda birisi göz yumuyorsa, o da haramîlerle müşterek demektir” dedi.
Fethullah Gülen Hocaefendi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İslam kültüründe kişisel zaaf ve günahları olan Müslümanlar’ın ayıplarını örtme üzerine önemli kayıtlar bulunduğunu belirten Hocaefendi, ancak kamu hukukuna ve halkı etkileyen bir suç işlendiğinde konunun üzerinin kapatılamayacağını ifade etti. Yolsuzluklar için “Amme hakkıdır” diyen Hocaefendi’nin ifadelerinden öne çıkan bölümler şöyle:
Umumun hukuku
Şahsi günahlar karşısında yapılması gerekli olan şey, istiğfar, tevbe, evbe ve inabedir. Fert bunu yapar, inşaallahu teala Cenâb-ı Hakk’ın lütfuyla, keremiyle, rahmâniyetiyle, rahimiyetiyle arınmış olur onlardan. Böylece tertemiz olarak Cenâb-ı Hakk’ın Firdevs’iyle serfirâz olabilir. Fakat bazı cinayetler vardır ki bunlar umumun hukukuna tecavüzle oluşmuş günahlardır. Amme hakkıdır. Amme hakkı aynı zamanda Allah hakkıdır. İster İslam’ın hukuk sistemi, isterse modern hukuk sistemi amme hakkına taalluk eden meselelerde kat’iyen müsamahaya gidemezler. Umumun hukuku söz konusudur.
Göz yumuyorsa suça ortak demektir
Milletin hakkı yenmiş ve biri göz yumuyorsa o da suça ortak demektir. Umuma ait şeyler çalınmış çırpılmışsa, bunu ne Mecelle kurallarıyla siz şöyle böyle yumuşatabilirsiniz, ne de başka demagojilerle ve diyalektiklerle.
Milletin hakkı
Amme hakkıdır bu. Umumun hukukuna tecavüz edilmişse, bir tek arpa umum milletin hakkıysa, o yenmişse, o mevzuda birisi göz yumuyorsa, o da o haramîlerle müşterek demektir. İşte orada göz yumulamaz. Burada bu göz yummama mevzuunda esas budur, temel budur, usul budur.
Sarsılabilir ama yıkılmamalı
Koskocaman camiayı, kendini Allah’a adamış insanlara şimdi asimetrik bir tecahüz, bir saldırganlık, bir bitirme cehdi ve gayreti var. Fakat bütün bunlar karşısında sarsılmadan, belki sarsılabilir ama devrilmeden “Bu da geçer Ya Hû!” demeli, onun geçeceği anı intizar etmelidir. Bize düşen şey O’na yakışır şekilde esasen merhametli, şefkatli olmak, herkese bağrını açmak, sövenlere sövmeyle mukabelede değil, “Allah’ım kalplerimizi ıslah eyle tazarru ve niyazında bulunarak mukabelede bulunmak, dövenlere el ile mukabelede bulunmak değil de keşke azıcık yumuşasalardı el uzatsak destek olsak” şeklinde mukabelede bulunmak, bize talim edilen ahlaki Kur ‘ani bu.
Pisliklerden arınmaya bakmalıdır
Üslupta hata yapılabilir. Fakat hiçbir zaman usul ve esas, üsluba feda edilmemelidir. O mesâvînin üzerinde durulmalı, nasıl yapılacaksa o pisliklerden insanlar arınmaya bakmalıdırlar. Suçluluk psikolojisiyle suçlar görünmezden gelinerek harâmîlik, kırk harâmîlik görmezlikten gelinerek, “Acaba bunu kime atfetsek?” bu mevzuda, gündem değiştirerek “Halkın dikkat nazarını kimin üzerine çevirsek ki, bir yönüyle belki halk nazarında bu mesâvîden sıyrılmış olsak?” Bunlar dine karşı diyalektik yapma demektir. Dinin temel disiplinlerine karşı demagoji yapmak demektir hafizanallah. Bu da günahı ikileş-tirme demektir. Bu aynı zamanda toplumun birbirine çok yakın olan parçalarını, moleküllerini birbirinden koparıp atıp işe yaramaz hale getirmek demektir. Hafizanallah.
Mümine alçak dememeli
Yakışıksız, münasebetsiz o şeylere aynıyla mukabelede bulunmamalıdır. Mümine ‘alçak’ dememelidir. Bir gün Allah, böyle diyeni gerçekten realite planında alçaltır da tarihe öyle alçalmış olarak kaydedilir. Gelecek nesiller de onu alçalmış bir insan olarak yâd ederler. Ayıplarla uğraşmak müminin işi değildir. Fakat bu çok defa hem Kur’an’ın temel disiplinleri, hem Kur’an ve Sünnet-i Sahiha’dan çıkan esaslar, hukuk sistemi açısından, fertlerin kusurlarıyla hususi mahiyette meşgul olmanın doğru olmadığını Kıtmir değişik vesilelerle arz etmiştir.
Allah hukuksuzluk yapanların yuvalarını yıksın
Bu olumsuz şeylerin üzerine giden arkadaşlar, kimse onlar binde birini bile tanımıyorum arınma, yıkanma, temizlenme adına bir şey yaparken dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa... Yaptıkları şey Kur’an’ın temel disiplinlerine, Sünnet-i Sahiha’ya, İslam’ın hukukuna, modern hukuka, günümüz demokratik telakkilere aykırıysa Allah bizi de onları da yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Ama öyle değilse, hırsızı görmeden hırsızı yakalayanın üzerine gidenler, cinayeti görmeyip de masum adamlara, insanlara cürüm atmak suretiyle onları karalamaya çalışanlar. Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkân vermesin.
Haramiliği Allah biliyor
Allah mümini aka çıkarır, temizler, paklar; bir yönüyle de öbürlerini eler, döker, onlar da elenmiş olurlar. Elması, kömürü birbirinden ayırmadığınız zaman, elmasa bile onun yanında durduğundan dolayı kömür nazarıyla bakılır. Önemli olan arınmadır. İçindeki o pislikleri atarak, “Aktım, ak olmaya çalışıyorum, inşallah hep ak kalacağım!” mülahazasına bağlı daha farklı stratejilerle, daha insancıl tavır ve davranışlarla, daha şefkatli bir muameleyle ve başkalarına da bu hedefi göstererek toplum nazarında bir kısım karanlık kalemlerle onları karalamak suretiyle teselli olmak, bu dünyada bir şey olsa bile öbür tarafta hiçbir işe yaramaz. Çünkü mesâvîyi Allah biliyor, harâmîliği Allah biliyor, hırsızlığı Allah biliyor, rüşveti Allah biliyor. Öbür tarafta teker teker tek arpadan hesap sorma esprisine bağlı olarak hepsinin hesabını Allah sorar.
Bir sürü müminin gönlünü yıktılar
O kadar diş gösterildi, o kadar salya atıldı, o kadar kimse tahrik edildi, o kadar Twitter’da o mel’un düşünceler bir yönüyle vizesiz vizesiz o kadar rahat dolaştı ki şimdiye kadar demediğimi dedim. Dünyada kıtmir gibi insanların bir dikili taşı olmadı. Altmış senedir değişik imkanlar onun da önüne geldi. Allah’a hep dua ettim “Kardeşlerimi birilerinin işyerinde çalışmadan halas eyleme. Beni onlarla utandırma” dedim. İşçi olarak emekli oldular ve hiçbir şeye sahip olmadılar. Gönül çalabın tahtı çalab gönüle baktı. Kim gönül yıktıysa o iki cihan bedbahttı. Bir sürü müminin gönlünü yıktılar. Kendimizi de istisna etmedim. Haksız kimse, o mutlaka cezasını bulacaktır.
- tarihinde hazırlandı.