Fethullah Gülen Hocaefendi'nin sunduğu modelle önemli işler yapıldı
Ürdünlü akademisyen Prof. Dr. Abdunnasır Ebu'l Basal, "Bir toplum ve ülkedeki Müslümanlara baktığımızda, kökleriyle, vatandaşlıklarıyla övünenler bunu İslam'a karşı yapıyorlarsa, bunun dinle alakası yoktur." dedi.
Yeni Ümit ve Hira Dergisi tarafından düzenlenen 'Sosyal Problemlere Peygamber Yolundan Çözümler' konulu sempozyumunun ikinci günü, 'Peygamber Yolu ve İdeal Toplum'un konuşulduğu oturumla başladı. Oturum başkanlığını Pakistanlı akademisyen Prof. Dr. Muhammad Ragib Huseyin yaptı. Sünnetin hayata egemen kılınması gerektiğinin altını çizen Huseyin, "Müslümanların hakikatı seviyor olması gerekir. Peygamber Efendimiz'in sireti bize canlı örnekler sunmakta. O, öğretmendir ve ruhlarımıza can suyu verendir. Dini hükümlerin uygulanması ve bizlere tam olarak aktarılması noktasında O bir mürşittir, Müslümanlar için değişmez tek önderdir." diye konuştu.
Ardından, Ürdünlü Prof. Dr. Abdunnasır Ebu'l Basal örnek kardeşlik modelini anlattı. Hz. Muhammed (sav)'in Mekke döneminde insanları kardeşliğe hazırladığını ve sahabelere Kur'an-ı Kerim öğrettiğini aktaran Basal, "Önce onların kişiliklerini inşa etti. Onları topluma taşıdı. Bunun üzerinden de toplum inşa etti. Kabe'nin etrafında 360 put vardı ama o önce o putları değil, kalpteki putları yıkmaya başladı. Kardeşlik temellerini attı. Kardeş ve kardeşlikle ilgili benzeri kelimeler Kur'an-ı Kerim'de 90 defa geçiyor." diye konuştu. Hz. Muhammed (sav)'in Allah (cc) için kardeşlikten bahsettiğini vurgulayan Basal, "Allah (cc) için kardeşliğin, ecri, sevabı büyüktür. Dindeki kardeşlik çok önemli ve güçlü bir bağdır. Bu bağla Araplar 3 cahiliye asabiyesini kaybettiler." ifadelerini kullandı.
Müslümanın, Müslümanın kardeşi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Abdunnasır Ebu'l Basal, ırkçılık anlayışının yanlış olduğunun altını çizdi. Basal, "Bir toplum ve ülkedeki Müslümanlara baktığımızda, kökleriyle, vatandaşlıklarıyla övünenler bunu İslam'a karşı yapıyorlarsa, bunun dinle alakası yoktur. Allah'a imanda herkes kardeştir." diye konuştu. Hz. Muhammed (sav)'in Medine'ye geldiğinde fert inşasından toplum inşasına başladığını kaydeden Basal, dinin öğretilmesi için kardeşleşmeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti, kurumsal kardeşleşmelere dikkat çekti. Tehlikelerin bertaraf edilmesi için kurumsal kardeşleştirmelerin gerçekleştirilebileceğinin altını çizen Basal, "Emeklilik ve sigorta sistemi bu kardeşlik sistemi üzerine inşa edilebilir. Doğal afetlerde, kar gütme esası olmayan bir kurum kardeşliği gerçekleştirilebilir. Bu, tıp, vaaz, irşat konularında da hayata geçirilebilir." şeklinde konuştu. Basal, çağdaş teknolojinin de bu hususta kullanılabileceğini söyledi.
"Fethullah Gülen Hocaefendi'nin sunduğu modelle önemli işler yapıldı"
Moritanya'dan gelen akademisyen Prof. Dr. Halil Nahvi, yaşatma idealine vurgu yaptı. Hz. Muhammed (sav)'in güzel ahlakı tamamlamak için geldiğini hatırlattı, bunlardan birinin de birinin ihtiyacı varken, başkalarının ihtiyacına koşma ahlakı olduğunu ifade etti. Nahvi, Fethullah Gülen Hocaefendi ve O’nun sunduğu modelle izinden gidenlerin çok önemli işler yaptıklarını ifade ederek, “Sizler bugün Hz. Peygamber sofrası üzerinde yaptığınız bu konferanslar, medreseler, dünyanın dört bir yanına yayılan okullarla çok önemli hizmetler yapıyorsunuz. Bütün bunları yaparken, yüzlerce eğitim kurumunu idare eden kişilerin kirada oturması bu işi nasıl bir diğerkamlık içerisinde yapıldığının bir göstergesidir.” dedi.
"Efendimiz hanımlarıyla ilmi müzakerelerde bulunmuştur"
Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Akpınar da ideal aile modeli konusuna değindi. Güçlü ailelerin güçlü toplumu oluşturduğunu kaydeden Akpınar, aile yuvasındaki mutluluğun ve huzursuzluğun sadece karı kocayı değil, anne babayı, çocukları, akrabayı ve tüm toplumu ilgilendirdiğini kaydetti. Dinin problemleri çözmek için var olduğunu dile getiren Akpınar, "Önemli olan onu bütün parçalarıyla işletebilmektir." ifadelerini kullandı. Hz. Muhammed (sav)'in aile konusundaki örnek kişiliğini vurgulayan Akpınar, "Efendimiz, her şeyden önce vefat etmiş anne ve babasına vefakar tavrıyla hepimize örmek bir evlattır. Çocuklara ve torunlara şefkatiyle örnek bir baba ve dededir. Eşlerine karşı sergilediği tavırla örnek bir eştir. O bu güzel örnekliğini bir insan olarak en zor şartlarda gerçekleştirmiştir. Kadına konuşma hakkının tanınmadığı dönemde o hanımlarıyla ilmi müzakerelerde bulunmuştur." diye konuştu. (İlkay Göçmen)
- tarihinde hazırlandı.