Azeri Gazeteci Qulu Meherremli: "O, Büyük Bir Işık"

Yıllarını gazeteciliğe vermiş, sevilip saygı duyulan, Azerbaycan Devlet televizyonunda haber programları yapan Qulu Meherremli önemli bir isim. Yaptığı pek çok televizyon programı arasında "Mustakilliğin çetin yolu", "Kaçkınlar", "Mustakil Azerbaycan", "Büyük ömrün anları" (Haydar Aliyev'le ilgili) gibi belgeseller bulunan Qulu Meherremli aynı zamanda Bakü Devlet Üniversitesi'nde öğretim görevlisi. Kendisiyle Hocaefendi ve teşvikiyle açılan okulları konuştuk.

S. Azerbaycan toplumu Muhterem Fethullah Gülen'i 20 Yanvar (20 Ocak 1990'da Rus ordusunun Bakü'ye tanklarla girişi) olaylarından sonra daha fazla tanımaya başladı. Hatta o dönemlerde halk onu "ağlayan insan" diye adlandırıyordu. 1998 senesinde onunla ilk defa görüşüp röportaj yapanlardan birisiniz. Bu röportaj nasıl gerçekleşmişti?

Qulu Meherremli: Meslek hayatımda Rusya başkanı Boris Yeltsin, İsrail başbakanı İshak Rabin, Türkiye cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gibi pek çok tanınmış insanla görüştüm. Fethullah Gülen ile görüşme fikri 20 Yanvar olaylarından beri aklımdaydı. Düşünüyordum, acaba Azerbaycan'ın haline yanan, Azerbaycan'ın şehitlerine bu kadar saygı gösteren, onlar için feryat eden bu insan kimdir. Ben o dönemde "Zaman" gazetesinde köşe yazıyordum. Meslek arkadaşlarımdan Fethullah Gülen'le ilgili çok şey duyuyordum. Bir gün beni Fethullah Gülen ile görüştürmelerini rica ettim. O dönemde devlet televizyonunda bir programın rehberliğini yapıyordum. Ayrıca yapımcılığı bana ait olan bir programım da vardı. Bu programda ünlü insanlarla röportaj yayınlıyorduk. Görüşme talebim kabul edilince yaklaşık 30 soru hazırladım. "Halq" gazetesinin editör yardımcısı Tahir Aydınoğlu ile İstanbul'a gittik ve bu görüşme gerçekleşti.

Azeri Gazeteci Qulu Meherremli İle Fethullah Gülen Üzerine

Doğrusunu söylersem, hayalimde yalnız 20 Yanvar'daki Fethullah Gülen, yani sıradan bir din adamı vardı. Görüşme bittikten sonra kafamdaki bilgilerin sınırlı olduğunu gördüm. Birkaç kelimeden sonra onun aklı, zekası, düşünce tarzı, olaylara bakış açısı, yeteneği beni hayran etti. Çok ilginç bir röportaj oldu.

Kanaatimce bugün Azerbaycan'da bir bilgi yetersizliği var; dünyadaki fikir adamlarını yeterince tanımıyoruz. Bu cümleden olarak Fethullah Gülen'le ilgili çok tahrif olunmuş fikirler var. Bilmiyorum, bunu kim yapıyor, bilerek mi yapıyor? Muhtemelen Türkiye'deki bazı yerlerden de destek alınıyor. Oradan bazı güçler bu insanlara bu mesajları ulaştırıyor. Benim bununla bir işim yok. Herkesin herkesle ilgili ferdi fikirleri tabii ki olabilir.

O röportajdan sonra Memmed Aslan'ın ısrarıyla "Ekran Efir" gazetesinde röportajla ilgili düşüncelerimi paylaştım. Hazırladığım program yayınlandıktan sonra da bu çok güzel karşılandı. Hatta birçok insan Türkiye'de, yani Türk dünyasında dünyayı bu kadar engin duyan, dünyaya bu şekilde bakabilen bir insan bulunduğuna inanamıyordu. Ben meslek hayatımda böyle bir insanla tanışıp onunla röportaj yapabildiğim için çok mutluyum.

Fethullah Gülen 21. Yüzyılın En Büyük Fikir Adamlarından Biri

S. Fethullah Gülen'in teşvik ettiği diyalog çalışmalarıyla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Sizce bu çalışmalar ve onun idealleri insanlığa ne vaad ediyor?

Qulu Meherremli: Röportaja gitmeden önce onunla ilgili bazı şeyler okumuştum, röportajdan sonra, program yayınlandıktan sonra onun bizde bu kadar sevileceğini, kabul edileceğini hayal bile edemiyordum.

Fethullah Gülen'in teşvikleriyle gelişen bu gönüllüler hareketi bence, bütün insanlığın diyalog köprüsünün başlangıcıdır. Çok karmaşık bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu farklı düşünceler, farklı fikirler, farklı fıtratlar, farklı dünyaların mevcut olması ile ilgili. Günümüzde bütün bu farklılıklarla köprü olabilecek farklı bir teknik, farklı bir tarz gerekiyor. Fethullah Gülen'in düşünceleri, dünyayla uyum sağlayan idealleri bugünün dünyasını yarına taşıyan, insanlara sulh ve barış vaad eden bir felsefedir, bir yaklaşım tarzıdır. Ve ben düşünüyorum ki, bu gönüllüler sadece Türkiye'yi herhangi bir ülkede tanıtmıyor, aynı zamanda, Türklerin bütün dünyaya, bütün beşeriyete açık olmasının, asırların bağrından kopup gelen o barıştırıcı fikirlerin şimdi yüze çıkmasını sağlıyorlar. Bu bir kaynaktan suyun fışkırmasıdır, yani dünya Şark tefekkürünün evrenselliğini görüyor, onun dünyaya açılan taraflarına şahit oluyor. Bu bakımdan bence Fethullah Gülen 21. asrın en büyük fikir adamlarından biridir.

Yeni bir dünya kuruluyor, yeni toplumlar teşekkül ediyor, biz dünyayla anlaşmaya çalışıyoruz. Fakat bunu eski zekâyla, eski kafayla yapmak imkânsız. Hem bu iyi, hoş, savaşsız, emniyetli yarınlar için yeni düşünceli insanlar gerekir. Gönüllüler hareketinin en büyük önemi işte burada. Bu hareket yeni düşünceli, kendi millî kimliğinden taviz vermeden dünyaya açılan insanlar yetiştiriyor. Bu gerçekten önemli bir hadise. İnsan kendisini, kimliğini, geçmişini, bugünkü dünyadaki yerini unutmadan bütün dünyayı kucaklıyor. Hoşgörü sergiliyor, Avrupa'nın ifadesiyle, tolerans aşılıyor. Bu bakımdan Fethullah Gülen'in gönüllüler hareketi sadece Türkiye gerçeği değil, bir tek Azerbaycan ve Asya değil, tamamıyla dünya olayıdır. O, Türk dünyasının yetiştirmiş olduğu büyük simalardan biridir.

S. Peki Azerbaycan için bu diyalog çalışmaları ne ifade ediyor?

Qulu Meherremli: Azerbaycan bu yeni teşekkül eden dünyada yeni kurulmuş bir devlettir. Fakat Fethullah Gülen büyük Türk devletinin yetiştirdiği, onun tefekküründen süzülen, zengin birikimli bir kişi olarak ortaya çıkmış bir şahsiyettir. Fethullah Gülen'in düşüncesi, felsefesi, dünyaya bakışı Azerbaycan'da da içtimai düşünceye, toplumun dünyaya bakışına da etki ediyor. Fethullah Gülen Azerbaycan için ilk önce barış, diyalog, dünyaya farklı bakış, başkalarının derdi ile dertlenme felsefesidir. Bu bakımdan Azerbaycan'ın Fethullah Gülen'in düşüncelerinden gıdalanması onu dünyaya taşıyor.

Şarkta çok enteresan akımlar, felsefeler, bakışlar sistemi var: Çin'de, Doğu Asya'da, Japonya'da, Kore'de, Hindistan'da, Pakistan'da... Hindistan'da Gandi gibi bir düşünce adamı ortaya çıktı. Onun felsefesi ile Fethullah Gülen'in felsefesi birbirine yakındır. Ben onu ilk gördüğümde Mahatma Gandi'ye benzettim. Gandi'nin de felsefesinde kötülüğe karşı olma ve kendi değerlerini savunma vardır. Bu düşünce Hindistan'ı büyük bir felaketten kurtardı ve onu bugünkü dünyaya taşıdı.

Dünya daha da kompleks hale geliyor. Bu sadece bir ülkenin meselesi değil. Batı ile Doğu arasında belli tezatlar var, dinler arası problemler, anlaşmazlıklar var. Böyle bir dünyada Fethullah Gülen'in diyalog ve barış felsefesi, onun ortaya koyduğu fikirler dünyayı barışa götürüyor, insanları manevi saflığa götürüyor.

Cahiller Çoğaldıkça Arifler Garip Kalır

S. Bu gönüllüler hareketinin mahiyeti ile ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılıyor ve hareketin insanlık için müspet neticeler vereceği ifade ediliyor. Fakat buna rağmen hala F. Gülen ve çalışmaları ile ilgili menfi yaklaşımlar, hatta iftiralarla karşılaşıyoruz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Qulu Meherremli: Bu biraz karışık bir mesele. Bunların nerden kaynaklandığına bakmak lazım. Fakat ben bu meseleye biraz normal bakıyorum. Büyük insanların biyografisine bakarsanız onların ne kadar takiplere, mahrumiyetlere, işkencelere maruz kaldıklarını görürsünüz. Bence insanlar Fethullah Gülen'i anlamadıkları için bunu yapmıyorlar. Bu bir yönüyle büyük zatların kaderi. Gelişmişliğe rağmen her ülkede nâdan ve arif insanlar var. Hz. Ali'nin çok hoş bir sözü var: "Cahiller çoğaldıkça, arifler garip kalır." Avrupa, Amerika Fethullah Gülen'e kucak açıyorsa, Hıristiyan dünyası onun düşüncelerine değer veriyorsa... bir gün gelecek bu iftiraları atan, bu yaramazlığı yapan insanlar çok pişman olacaklar. Fethullah Gülen'in ordusu yok, silahı yok. Peki neyi var? Tefekkürü, Allah'ın verdiği aklı, düşüncesi, derin zekası var. Böyle insanları da tabii ki nâdanlar kabul edemez. Fethullah Gülen insanları akla, mantığa açık diyaloga çağırıyor. Rüşvetin, maksimalizmin, istismarın, sefaletin olduğu yerde elbette aydınlık fikirler her zaman lanetlenecekler. Fethullah Gülen büyük bir ışıktır. Allah'ın verdiği o ışığı, nuru bütün dünyayla paylaşan insandır. Ve şimdilik insanların onu aynı seviyede duyup anlaması inandırıcı değil. Peygamber (a.s.) İslam dinini tebliğ etmeye başladığında çok sıkıntı çekti. O'nu anlamayanlar oldu, O'na taş atanlar oldu, O'na kılıç sallayanlar oldu, O'nu yok etmek isteyen oldu. Belki, yanlış bir örnek oldu, ama yeni fikir, yeni düşünce, yeni bakış, yeni tarz her zaman engellerle karşılaşmıştır.

Fethullah Gülen'in fikirleri kötülüğü, şeri ıslaha çalışıyor. Onun düşünceleri insanların aklını besliyor, zekâsını aydınlatıyor. Aklı başında olan, dünyayı kavrayan, bu gidişatı anlayan insanlar, tabii ki, Fethullah Gülen'in büyük bir fikir adamı olduğunu anlıyorlar. Eğer ben bir fikri kabul etmiyorsam, bu beni bu fikre karşı savaş ilan etmeye sevk etmemeli. Fethullah Gülen'de şiddet yok, insanlara saygıdan başka bir şey yok. Dünyada bundan daha güzel ne var ki?

S. 11 Eylül'den sonra özellikle Batıda İslam terörle anılmaya başlandı. Malumunuz, buna ilk itiraz gösteren, "Müslüman terörist olamaz, terörist müslüman olamaz." ifadesi ile İslam'ın barış ve emniyet dini olduğunu dünyaya haykıran şahıs Fethullah Gülen. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Qulu Meherremli: 11 Eylül'den sonra ben Moskova'da kitap mağazasında Fethullah Gülen'in bir kitabını gördüm. Kitap İslam ve terörle ilgili, Rusçaya çok güzel çevrilmiş bir kitaptı. İslam'da barışı, hoşgörüyü Fethullah Gülen öyle ustalıkla, rahat anlaşılır bir dille anlatıyordu ki.. Bu kitabı okuduktan sonra -benim dini bilgim yeteri kadar değil- İslam'ın bizde yeteri kadar anlatılmadığını gördüm. İslam'ın ruhunda insan sevgisi, Allah sevgisi, başkalarına saygı, muhtaçlara şefkat, merhamet hissi çok güçlü. Allah'ın gönderdiği bütün dinler insanlara faydalıdır. Allah'ın vermek istediği bütün nüanslar İslam dininde var. İşte Fethullah Gülen'in terör aleyhine, İslam'ın, Müslümanların terörle suçlanmasının aleyhine olması çok önemlidir. Avrupa'da tanınan bir ilahiyat âlimi, bir filozof, bir düşünce adamının bu konuda fikir bildirmesi hem İslam'a düşman olanlara büyük bir darbe, hem de İslam dünyasını şereflendiren bir hadisedir. O bütün dünyaya İslam'ın bu olmadığını bildirdi. Bir kimse Hıristiyanlık veya İslam adına çok büyük kötülükler yapabilir. Amma bu o dine tabi olanların terörist olduğu manasına gelmez. Bu konuda Fethullah Gülen çok ciddi bir adım attı.

S. Dünyanın birçok ülkesinde Fethullah Gülen'in teşvikiyle açılan, "sulh adacıkları" diye adlandırılan eğitim kurumları var. Dünyaya karşılıksız sevgi dağıtan, bu işe kendini adayan gönül mimarları var. Bu okullarla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Qulu Meherremli: Azerbaycan'da da bu okullar var. İtiraf etmeliyim, belki de, bizim Fethullah Gülen'e olan saygımız, rağbetimiz, sevgimiz buradan kaynaklanıyor.

Bu süreç Nahcivan'da başladı, Azerbaycan'ın diğer bölgelerine yayıldı. Azerbaycan'ın çok zor bir döneminde yeni okulların açılması, yeni eğitim metotlarının tatbiki, yeni düşünceli insanların şekillenmesini ülkemizde duyan, düşünen, kavrayan vicdanlı insanlar bu okulların Azerbaycan'ın yarınları için önemini fark ettiler. Bu okullarda çağdaş eğitim veriliyor, İngilizce fizik, kimya, matematik dersleri veriliyor. Olimpiyatlarda altın madalyalar alınıyor. Ben uzun dönem Azerbaycan Devlet Televizyonu'nda çalıştım, o dönemler Çağ Öğretim Kurumları'nın madalyalar alması haberlerine büyük sevinç duyuyordum. Onlar Azerbaycan'ı dünyada temsil ediyor, Azerbaycan'ın bayrağını olimpiyatlarda dalgalandırıyor. Biz bununla sadece ve sadece gurur duyabiliriz. Amerika'da, Almanya'da, Fransa'da, İngiltere'de ve diğer ülkelerde okullar açıyorlar. Doğu ülkelerinde Amerikan okulları var. İlk defa biz Türkiye adına bu okulların açılmasına şahit olduk. Türkiye artık kendi eğitim çıtasını yükseltti. Kendi eğitim tarzını ortaya koydu ve Azerbaycan'da olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde, bu okulları açtı.

Bugün bazen bu okullara çamur atmaya çalışıyorlar. "Burada dinciler yetişiyor" gibi yalan yanlış feryatlar duyuyoruz. Özellikle medyadaki dostlarıma diyorum ki, siz bir araştırın bakın bu Çağ Öğretim mezunlarının kaçı din adamı oldu? Bakın, bunların hepsi modern, Azerbaycan'ı ileri götüren, bankacılıkta çalışan, devlet idaresinde çalışan, ticaret yapan çok tanınmış onurlu, şerefli insanlar. Bunlar yeni düşünceli insanlar. Bu konuda düşünmemiz lazım. Çamuru herkese atabilirsiniz, önemli olan şu ki, bu insanlar bizim için zorluklara katlanarak gelmişler, bizim çocuklarımıza, evlatlarımıza ilim öğretiyorlar, eğitim veriyorlar. Onlara modern dünyayı tanıtıyor, çağdaş teknolojiyi öğretiyorlar. Bence bizim bunları değerlendirmemiz gerekiyor. Nankörler her zaman var ve olacak da. Umudumuzu kaybetmemeliyiz. Ben bu okulların öğretmenlerini, mezunlarını görüyorum. Özellikle öğretmenleri ile irtibatımız var. Zaman zaman toplantılarda görüşüyoruz. Ben onları gerçekten bu gönüllüler ordusunun çok fedakâr fertleri olarak görüyorum. Onlar çok fedakâr insanlar ve onlardan Azerbaycan adına istifade etmemiz gerek.

S. Fethullah Gülen'in teşebbüsü ile açılan bu okullar gitgide globalleşen dünyaya özellikle Türk dünyasına ne vaad ediyor?

Qulu Meherremli: Bence geleceği yeni tefekkür, yeni düşünce, yeni tip insan kuracaktır. Bu açıdan bu okullardan mezun olan insanlar geleceğin insanları.

Dünyada globalleşme yeni rüzgarlar estiriyor. Azerbaycan'a işte bu rüzgarlara, bu tesirlere dayanabilecek, cevap verebilecek yeni insanlar lazım. Bu yeni insanlar olmasa, Azerbaycan dünyanın bir başka kutbunda kalacak. Bence, bu okulların tarihi misyonu yeni insan yetiştirmektir ki, bunlar da yeni Azerbaycan'ın temsilcileri olacaklar.

Ülkemizde bu okullar için ortam oluşturulmalı ki, bizim körpelerimiz, çocuklarımız yarın bu ülkeyi güzelce temsil edebilsinler.

Bu Okullar Elimizden Tutacak

Ben bir dedeyim. Büyük torunum 5 yaşında. Şimdiden düşünüyorum, bu çocuk hangi okulda okuyacak hangi tarz eğitim alacak, hangi eğitimle büyüyecek, yarına hangi düşünce ile gidecek? Bu durumda Türk okullarını düşünüyorum ve bu da bana ilerisi adına iyimserlik ve ümit duyguları veriyor, elimizden tutacak bu okullar var ve buna çok sevinmemiz lazım.

S. Yurt dışında ilk olarak Azerbaycan'da bu okullar açıldı. Okullar Merhum Haydar Aliyev'in hayır duasıyla açıldı. Sizce bu tesadüf mü?

Qulu Meherremli: Şüphesiz Haydar Aliyev büyük şahsiyet. Ve O'nun Azerbaycan'da gördüğü üç büyük iş varsa, bunlardan biri de bu okullardır. O her halde ferasetiyle hissetti ki yeni Azerbaycan'da eski Rusya eğitimi yürümez.

Şunu da unutmamalıyız, bu okullar açıldığında Nahcivan çok zor durumdaydı. Ekonomik durumu felç olmuş, elektriği yok, okulların durumu çok ağır. Bütün bunlara rağmen, bu okulların açılmasına, Nahçıvan'da eğitime başlamasına zemin hazırlandı. Ve bu basiretli bir karardı. Bu, hem Haydar Aliyev'in Fethullah Gülen'e sevgisinin neticesi, semeresi idi, hem de milletin yarınlarını düşünmesinin neticesi. Ve ben isterdim ki bu süreç Azerbaycan'da devam etsin.

S. Fethullah Gülen dinler ve medeniyetlerarası diyalog çalışmaları çerçevesinde Papa II. John Paul'le buluştu. Bu buluşma bazı çevrelerde, özellikle din adamları tarafından eleştirildi. Şu anda bu tarz çalışmalar dünyanın her tarafında yapılıyor hatta devlet düzeyinde yürütülen bir kısım çalışmalar bile var. Fethullah Gülen'in bu adımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Qulu Meherremli: Fikir adamları diğer insanlardan farklı olarak geleceği şimdiden tahmin edebiliyorlar. Dünyada esen rüzgarların istikametini tayin edebiliyorlar. Yeni dünyada iletişimin önemini anlayabiliyorlar. Fethullah Gülen'in Papa ile buluşması bu manada sadece Türkiye ve Doğu için değil, Avrupa için de çok büyük bir adımdı. Bu, İslam'ın barış, diyalog ruhunu ifade ederken, aynı zamanda Türkiye gibi büyük bir memleketin yetiştirdiği fikir adamının sulh arzularını gösteriyordu. Yani Fethullah Gülen sadece bir fert olarak kendisinin değil, bütün İslam dünyasının, bütün Doğunun diyaloga, barışa hazır olduğunu ifade ediyordu. Bence yapılan bu görüşme çok büyük bir sürecin ilk basamağı oldu.

Dünyayı Cahiller Değil, Düşünce Adamları İleri Götürüyor

Günümüzde Avrupa'da da İslam'a siyah gözlüklerle bakan çok insan var. İslam'ı din olarak kabul etmeyenler, Peygamberimize karikatür çizenler ortaya çıktı. Orda da anlamayan cahil insanlar var, burada da cahiller var. Ama dünyayı cahiller değil, akiller, müdrikler, filozoflar, düşünce adamları ileriye götürüyor. İşte Fethullah Gülen'in misyonu da buna yöneliktir.

S. Geçen yıl Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili, 18 yıldır Gürcistan'da Uluslararası Karadeniz Üniversitesi ve Çağlar Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Mesut Bozkır'a Gürcistan'da yapmış olduğu hizmetlerden dolayı sadece yabancılara verilen ve çok az sayıda kişinin aldığı (Altın Post) Üstün Hizmet Madalyası verdi. Sizce, gönüllüler hareketi ile başka hareketler arasında nasıl bir fark var? Neden bu çalışmalar bu kadar ilgi ile karşılanıyor?

Qulu Meherremli: Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bu büyük bir jest. Saakaşvili'nin annesi de üniversitede çalışıyor, aynı zamanda diyalog platformunda birkaç kez onunla görüştüm. Çok ilginç düşüncelere sahip bir kadın. Bence Gürcistan'ın bu adımı gönüllüler hareketine verilen büyük ve hak edilmiş bir değer.

Barış ve sulhu isteyen başka hareketler ve çalışmalar da var. Fakat ben gönüllülerin tarzını, üslubunu kabul ediyorum, sistemini kabul ediyorum. Genellikle birinci, ikinci adımda insanlar pes ediyor, geri adım atıyor.. Gönüllülerin gücü fedakârlığındadır. İşte bu fedakârlık olmasa bu düşünce, bu hareket yaşayamaz, gelişemezdi.

Birkaç ülkede bu okulları kapatmaya çalıştılar. Çünkü bu ülkelerde pek çok toplumsal problem var. Toplumda adalete bağlı, cesur, memleketini seven, diyalog ve barış taraftarı insanlar çoğalınca bazıları elbet çekinecek, istemeyecekler. Fakat dünyanın pek çok yerinde bu okullar mevcut. Bunun gücü beşerilikte, bunun gücü yeni üslupta, bunun gücü fedakarlıkta. Bu fedakarlık olmasa bu hareket ileriye gidemez. Fark şu ki, bu insanlar ideallerine inanıyorlar, her tür mahrumiyete, bazen hakaretlere, bazen iftiralara uğrasalar da bu yolda devam ediyorlar, pes etmiyorlar, hareketi genişletiyorlar. Ve onların bu çalışmaları takdire şayan ve birçok kimse için örnektir.

S. Fethullah Gülen'le bir kere daha görüşerek röportaj yapmak ister miydiniz?

Qulu Meherremli: Aslında böyle bir imkan olsa çok büyük memnuniyet duyarım. Şimdi daha önce yaptığım o röportaja bakarken düşünüyorum da, ne kadar sorulmamış sorularım kalmış. Ve şayet görüşmek gibi bir fırsatım olursa, eksik sorularımı sorardım. Bilmem Hocaefendi beni hatırlar mı? Fakat onunla görüşmeyi çok isterdim. Nerdeyse bu röportajın üzerinden 12 sene geçmiş. Muhakkak o, bu yıllarda daha da müdrikleşmiş; benim de aklım azalmamış. Hem de biraz mesleki tecrübem daha da artmış. Böyle bir buluşma olursa, çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.