Unutulmaz bir gece
11. Türkçe Olimpiyatları'nın kapanış töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkçenin sahipleri olarak kem sözü, gıybeti, dedikoduyu yanımıza asla iliştirmeyeceğiz. Merhum Aşık Veysel'in de ifade ettiği gibi, hepimiz, hep birlikte, uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece. Allah'ın izniyle, bir olarak, beraber olarak, kardeş olarak, gideceğiz gündüz gece" dedi. Uluslararası Türkçe Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından 'Evrensel Barışa Doğru' sloganıyla düzenlenen 11. Türkçe Olimpiyatları'nın kapanış töreni Atatürk Olimpiyat Stadı'nda gerçekleştirildi. Kapanış törenine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, bakanlar ve yaklaşık 250 bin kişi katıldı.
15 ülkeden çocuklar
Törenin başında Fethullah Gülen'in sözlerini yazdığı Hicran ve Ümit adlı eser seslendirildi. Değişik ülkelerden çocukların yerel enstrümanlarıyla oluşturduğu Dünya Orkestrası, çeşitli türkülerden oluşan bir potpuri seslendirdiler. Daha sonra Iraklı Geylan Tahir, Yaradan Var ve Urfalıyam Ezelden türkülerini seslendirdi. Başbakan, Tahir'i ayakta alkışladı. Kenyalı ve Tanzanyalı çocuklar, Ankara'nın Bağları türküsünü Tanzanya'nın Bağları şeklinde düzenleyerek sahne aldı. Bulgaristanlı Martin Yordonov, Mustafa Ceceli'nin, "Bir zamanlar deli gönlüm" şarkısını seslendirdi. 15 ülkeden çocuklar Anadolu'nun Renkleri adlı halk oyunları gösterisini sergiledi.
Babalar Günü'nü kutladı
Güney Kore'den Sou Yang Çe Boş Bardak şarkısını seslendirdikten sonra, Başbakan Erdoğan'ın Babalar Günü'nü kutladı. Erdoğan da ayağa kalkarak el sallayarak karşılık verdi. Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: "3 haftadır, Türkiye'de, birbiriyle taban tabana zıt, birbirinden tamamen farklı 2 tablo, 2 manzara, 2 fotoğraf vardı. Bir tarafta, taş vardı, sapan vardı, molotof kokteylleri vardı; diğer tarafta Türkçe vardı, türkü vardı, şiir vardı. Bir tarafta öfke vardı, nefret vardı, şiddet ve çatışma vardı; diğer tarafta barış vardı, merhamet vardı, dostluk, dayanışma, kardeşlik vardı. Bir tarafta, öfkenin diline esir olmuş vandallar; diğer tarafta, gönül dili Türkçeye sevdalanmış yürekler, barış elçileri vardı. Bir tarafta, hakaret vardı, sövgü vardı, tahammülsüzlük ve saygısızlık vardı; ama diğer tarafta, sevgi vardı, aşk vardı, hoşgörü vardı, Yunus Emre'nin diliyle, dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek diyen engin yürekli gönül neferleri vardı.
Gerçek Türkiye manzarası bu
Gerçek Türkiye manzarası işte budur. Gerçek Türkiye tablosu işte budur. Gerçek Türkiye fotoğrafı, işte buradaki fotoğraf, buradaki kadraj, buradaki karedir. Bu Olimpiyatlar 11 yıldır yapılıyor olabilir. Ama bu hareket, bu gönül davası, bu barış mücadelesi, 11 yıl değil, binlerce yıldır devam eden, binlerce yıldır dünyayı kucaklayan, kökü derinde, kökü sağlam, kökü ta Selçuklu'da, kökü ta Osmanlı Cihan Devleti'nde, kökü ta Sakarya'da, Dumlupınar'da, Kurtuluş Savaşı'nda olan bir büyük hareket, bir büyük davadır. Dışarda, anlık zevkleri için sokakları ateşe verenler değil; işte burada, binlerce yılın kadim medeniyetini, bir dünya dili olan Türkçe'yi omuzlarında taşıyanlar gerçek Türkiye mesajıdır.
Farklılıklar ayırmamalı
Farklılıkların bizi birbirimizden ayırdığı değil; birbirimize yakınlaştırdığı, kucaklaştırdığı bir dünyayı hep birlikte özlüyoruz." Erdoğan konuşmasını şu sözlerle sona erdirdi: Bize, en zor zamanlarımızda farklı bir gündemi yaşatan, bu yolu açan büyüklerimize, bize umut olan, yüreklerimize su serpen, Türkiye'de güzel şeyler oluyor dedirten, kardeşliklerini, dostluklarını en sıcak şekilde hissettiğimiz Türkçe sevdalısı misafirlerimize tekrar tekrar teşekkür ediyorum." Konuşmasının ardından Erdoğan'a, Mısırlı öğrenciler, Babalar Günü hediyesi verdiler.
- tarihinde hazırlandı.