Sahursuz Ramazan olmaz!
Ramazan'ın başlamasına sayılı günler kaldı. Büyük bir heyecanla beklediğimiz Ramazan, Allah-ü Teala'nın rahmetinden en çok istifade edebileceğimiz, ibadet ü taatlerimizden, evrad ü ezkarlarımızdan sayısız sevap kazanabileceğimiz yılın en mühim zaman dilimi. İbadetlerimizi sünnet-i seniyyeye uygun yaptığımızda sevaplarımız da katbekat artacaktır. Ancak Ramazan ayının son birkaç yıldır uzun yaz günlerine denk gelmewsi, farz ya da vacip olmayan bazı ibadetleri aksatmamıza neden oluyor.
Özellikle bu yıl, yaklaşık 18 saat oruçlu kalacak olmamız, iftar ve sahur vaktini birbirine yaklaştırıyor. Batıda 3 buçuk gibi girecek olan imsak vakti, doğu illerinde 2 buçuğa kadar geriliyor. Bu da birçok insanın sahura kalkmamasının başlıca sebebi olacak gibi. İftar vaktinde aşırıya varacak şekilde yenen yemeklerden dolayı acıkılmaması, yatma saatimizin imsak vaktine yakın olması da sahura kalkmamanın diğer bahaneleri.
Hâlbuki Peygamber Efendimiz (sas), pek çok hadis-i şerifinde sahura kalkmanın önemine değiniyor. "Sahur yapınız, zira sahurda bolluk, bereket vardır." hadisi, bu ibadetin başta orucumuzu ne kadar bereketlendirdiğinin önemli bir ifadesi. Bu yüzden bir yudum suyla bile olsa sahur yapmak sünnet sevabından nasiplenmemizi sağlayabilir. Seher vaktinde, gecenin sonunda yenilen bu yemeğin mübarek olduğunu söyleyen Efendimiz (sas), başka bir hadis-i şerifinde de "Sahura kalkmak, Allah'ın size bağışladığı berekettir, bunu kaçırmayın." buyuruyor. Burada söz konusu olan, hem seher vaktinin hem de sahura kalkacak kimselerin yapacağı ibadet, zikir ya da herhangi bir hayrın bereketi.
Seher vakti çok kıymetli bir zaman dilimi. Bu vakitte gök kapılarının açıldığı, sonsuz İlahi rahmetin tecelli ettiği pek çok hadis ve ayette karşımıza çıkıyor. Âl-i İmran Suresi'nin 17. ayetinde; sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve seher vakitlerinde istiğfar edenler övülüyor. Müslim'den rivayetle Resulullah'ın "Seher vakti Allah-ü Teala buyurur ki, İstiğfar eden yok mu ona mağfiret edeyim! İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duasını kabul edeyim!" hadisi de bu vaktin önemine işaret ediyor.
Gecenin son saatlerinde yapılan sahur daha makbul
Sahura kalkıp yemek yemek farz ya da vacip değil. Yani sahura kalkmadan da oruç tutulabilir. Ancak yalnızca Efendimiz'in (sas) sünneti olduğu için kalkıp bir lokma ekmek, bir yudum su içmek bile bu vaktin bereketinden nasibimizi almamızı sağlayacaktır. Ayrıca Efendimiz (sas), "Bizim orucumuz ile ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir." buyurarak gayrimüslimlerden sahur yemeği ile ayrılacağımızı beyan etmiş.
Sahurla ilgili dikkat edilmesi gereken davranışlardan biri de sahurun son vaktine kadar geciktirilmesi. Çünkü sahurun geciktirilmesi orucun az da olsa kısalmasını sağlar. Ayrıca sahurun gecenin başlangıcında yapılıp yatılması, sabah namazının kaçırılmasına sebep olabilir. Bu konuda Efendimiz (sas), "İftarı acele yapıp sahuru tehir ettikleri müddetçe ümmetim hayır üzerinedir." buyurmuştur. Tabii ki sahuru geciktirmekten kasıt, imsak vaktini aşacak şekilde yemek içmek değil. Çünkü fecir vaktinden şüpheye düşecek derecede yeme içmeye devam etmek mekruh. Bu anlamda ezan başladıktan sonra bu şüpheli vaktin girdiği söylenebilir. Sahura biraz geç kalktıysak ve yemek yerken ezan okunduysa, hemen yemeği kesip suyumuzu içebiliriz.
Sahur, gece ibadetlerinin diğer aylarda da devam etmesi için bir fırsat
Sahur; yapılan duaların, kılınan namazların, okunan Kur'an'ların Cenab-ı Hakk'a ulaşacağı anlardan. Ayrıca nafile ibadetlerden biri olan teheccüd namazını kılmak için de bir fırsat. Bu konuda Fethullah Gülen Hocaefendi, Ramazan ayının ve sahur vaktinin bir temrinat süresi olarak görülmesinin altını çiziyor: "Bir ay boyunca, yeme-içmeden yatıp kalkmaya, ibadet ü taatten evrad ü ezkâra kadar hayatın hemen her alanıyla alâkalı bazı kaide ve kurallar çerçevesinde davranan, bir ölçüde disiplin ruhuna kavuşan ve düzenli yaşamaya alışan insanlar, Ramazan'dan sonra da aynı nizam ve intizamı korumalı, devam ettirmelidirler. Mesela, bir ayın her gecesinde uykuyu bölüp sahurun bereketinden istifade etmeye koşan, bu arada seccadeyle de bir vuslat yaşayan mü'minler, bu otuz geceyi bir temrinat süresi olarak değerlendirmeli ve artık senenin her gecesini bir vuslat koyu bilmeli, gecelerini hiç olmazsa birkaç rekat teheccüd namazıyla aydınlatmalıdırlar."
Ramazan'ın gece ibadetlerinin diğer aylarda da devam etmesi için bir fırsat olduğunu izah eden Hocaefendi, sahurun bereketinin artırılmasının yollarından birinin de aile, arkadaş ve akrabalarla birlikte yemek yenilmesi olduğunu söylüyor: "Aynı kurban mevsiminde olduğu gibi, Ramazan boyunca da bir seferberlik ilan edilmişçesine hizmet yarışı yapılmalı. İftar ve sahurlar mutlaka değerlendirilmeli. Evlerin kapıları herkese açılmalı ve bütün tanıdıklara/tanışılacaklara yemek yedirilmeli; böylece bu kutlu zaman dilimi gönüllerin fethine vesile kılınmalı." Hocaefendi, bu sözleriyle yiyecek bir şey bulduğunda onu mutlaka paylaşan Allah Resulü ve Ashab-ı Kiram efendilerimiz gibi davranmamız gerektiğini anlatıyor.
Allah'ın ikram ettiği bereketi kaçırmayın
- Sahura kalkın, sahurda bereket vardır.
- Yedikleri helal olmak şartıyla, hesaba çekilmeyecek üç kişi; oruçlu, sahur yemeği yiyen ve Allah yolunda nöbet tutandır.
- Sahur yemeği mübarektir. Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su için de olsa, sahura kalkın! Allah-ü Teala ve melekleri, sahura kalkanlara salat ve selam ederler.
- Sahura kalkmak, Allah'ın size bağışladığı berekettir, bunu kaçırmayın.
- Sahurda yemek yiyerek, oruç tutmanıza yardımcı olun.
- Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'ın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.
- Gündüz tutulacak oruca gece yenilen sahur yemeği destektir, gece namazı için de gündüz uykusu (kaylule) destektir.
- Müminin sahurunun hurmayla olması ne güzeldir.
- tarihinde hazırlandı.