AK-Saray cumhuriyetinde adalet sıfırlandı!

AK-Saray cumhuriyetinde adalet sıfırlandı!

Ne 27 Mayıs ne de 12 Eylül darbelerinde medya böyle bir baskı görmedi. Yargıyı avucuna alan hükümet, ülkeye ve medyaya kâbus gibi çöktü. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ‘biri’lerinin keyfî emirleriyle 6 gün çağ dışı bir ortamda gözaltında tutuldu. Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca dünya hukuk tarihine geçecek saçma sapan tuhaf bir kararla tutuklandı. Sorulan sorular, isnat edilen suçlar birbirinden gülünç. Ne savcı bağımsız ne de hâkim. Tıpkı 27 Mayıs gibi “Onları gözaltına aldıran güç, tutuklanmalarına da karar verdi.”

Bir TV dizisi senaryosundan tutuklama çıkarmak ancak muz cumhuriyetlerinde görülebilecek bir karar. Suçlamaların tartışmaya bile değecek bir ciddiyeti yok. Ama Sulh Ceza Hakimlikleri, AKP il teşkilatı gibi çalışınca olacağı budur. Hukuk kitaplarını havuza atıp Ak Saray’dan gelecek emirle iş tutan yargı mensupları bu akıl dışı kararların hesabını er ya da geç mutlaka vereceklerdir. Fakat bu rezaletin utancını üzerlerinden atmaları mümkün değil.

Fethullah Gülen’e tutuklama talebi

Fethullah Gülen Hocaefendi 12 Mart mahkemelerinde yargılandı, 12 Eylül’de yargılandı. 28 Şubat’ta yargılandı. Hepsinden defaatle beraat etti. Şimdi sırtında yüzlerce yolsuzluk ve rüşvet iddiasını kambur gibi taşıyanlar kalkmış gündemi değiştirmek için Hocaefendi’ye yakalama kararı talep ediyor. Neticesi belli ama önemli olan gündemin değişmesi. Türkiye’de artık Ak Saray hukuku var. Ak Saray medyası bugün muhtemelen bu aptal talebi manşet yapacaktır. Önce manşet sonra içi boş bir dosya. Bu komik iddialara sarılıp rezil olmayı göze aldıklarına göre içine battıkları eracif görünenden fazla demek ki! Her şey algıdan ibaret. Çünkü medya artık yargı gibi tamamen parti vesayeti altında. Başbakan Mesut Yılmaz, vakti zamanında Korkmaz Yiğit’e ‘Milliyet’i satın al’ dediği için Yüce Divan’da yargılandı. Şimdi ise hükümete bağlı medya kartelleri var. Erdoğan’ın damadının gazeteleri var. İşadamlarından alınan gönüllü haraçla kurulmuş bir havuz medyası var. Habertürk grubuna maden ruhsatlarıyla, Doğan Grubu’na vergi cezalarıyla baskı kurulmuş durumda. Milliyet ve Vatan’ın sahibi yayınlarını Erdoğan’a beğendiremeyince telefonda gözyaşı döküyordu. NTV’de ‘Alo Nermin’den sonra ‘Alo Mustafa’ işbaşı yaptı. Vergi müfettişleri ağzını açacak sanayici ve işadamlarının tepesinde nöbette.

Adım adım Ak Saray Cumhuriyeti

Hafta başında AKP’lilikleri aşikâr 144 üye Yargıtay’a ve 33 üye Danıştay’a atandı. Yani fiilî olarak Yargıtay ve Danıştay, Cumhurbaşkanı’na bağlandı. Ve son yargı paketiyle ‘makul şüphe’ yasalaştı. Artık herkes proje mahkeme kararıyla tutuklanabilir. ‘Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma’ maddesi ile de o kişilerin malına el konabilir. Yani, bir anlamda ‘kırk haramilik’ yasalaşmış durumda.

Türkiye, artık tartışmasız tek adam hakimiyetindedir. Başbakan Davutoğlu’nun ‘23 Nisan Başbakanı’ndan öte etkinliği kalmadı. Fiilen hiçbir hükmü bulunmuyor. Parlamenter sistem sona erdi. Cumhurbaşkanı, yasama, yürütme ve yargıya bizzat el koymuş durumda. 2015’ten itibaren Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık yapacağı da deklare edildi.

Anayasa Mahkemesi suskunluğu

Türkiye Cumhuriyeti’nin sigortası olarak sadece Anayasa Mahkemesi kaldı. AYM’de ise anlaşılmaz bir suskunluk var. Geçen yıl pek çok antidemokratik yasayı iptal eden AYM, şu an önünde biriken dosyalarla ilgili kalem oynatmıyor. AYM, Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘muhaberat devleti’ne dönüştürecek MİT Yasası’nın esastan görüşülmesine karar vermişti. Fakat hâlâ netice yok. Anayasa’ya aykırılığını hükümet üyelerinin bile ikrar ettiği dershane kapatma yasası hâlâ iptal bekliyor. Dershaneler yeni sezon kayıtlarını yapamazsa 60 bin öğretmen, 40 bin görevli işsiz kalacak ve derhanecilik merdivenaltına inecek.

Cumhurbaşkanı’nın ‘proje mahkeme’ olduğunu itiraf ettiği, her şeyiyle yürütmenin emrinde olan Sulh Ceza Hakimlikleri’nin iptali hâlâ bekliyor. Anayasa’nın ‘tabii hâkim ilkesi’ ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı hükümler içeren bu talihsiz mahkemeler yürütmenin emriyle çatır çatır hukuku katlediyor.

Sabık Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘ben imzalıyorum AYM zaten iptal eder’ diye onayladığı yasalar, hukuk devletini bitirdi. Kritik kararı AYM üyeleri verecek. Anayasa Mahkemesi’nin ülkeyi uçurumun kenarından kurtaracak adımları atması zaten yasal olarak yapması gereken işlemler. Vicdanını Ak Saray’a teslim etmemiş AKP’lilerin bile son bir yılda çıkarılan yasaların Anayasa’ya aykırı olduğundan şüphesi yok.

AYM, ya teslim bayrağı çekip ülkeyi totaliter bir yönetime teslim edecek veya tarihî bir fonksiyon eda edip Türkiye’yi uçurumun kenarından kurtaracak. Ankara’nın malum ‘trafo kedileri’ bu son sigortanın kablolarını da kemirmişse yapacak bir şey yok, Ak Saray Cumhuriyeti’ne hoş geldiniz!

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.