Bir geri adım, bazen ileriye 10 adım atmaktır

Bir geri adım, bazen ileriye 10 adım atmaktır

Fethullah Gülen Hocaefendi, haftalık sohbetlerinin yayınlandığı internet sitesi ‘fgulen.com’da son gelişmelere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Pazar günü yapılan sohbette, güncel meselelerden imanî hakikatlere kadar birçok konuda rehber niteliğinde nasihatler yer aldı. ‘Hak Karşısında Mü’mince Tavır’ başlığını taşıyan görüntülü kayıtta Hocaefendi, yanlıştan dönmenin faziletlerinden bahsetti. Bir konuda bazen geri adımın, ileriye doğru 10 adım atmak gibi olduğunu söyleyen Hocaefendi, “Sizin gibi Kur’an’a, imana, millî mefkûremize ve gaye-i hayalimize hizmete kendini adamış insanlar, ileriye adım attıkları gibi yerinde yanlışlarından dönmeyi de bilmeli ve geriye adım atmada diriğ etmemeli. O, ileriye doğru atılan adımların on katı adım sayılır.” dedi. İşte Hocaefendi’nin İslam tarihinden örnekler vererek anlattığı sohbetinden satır başları:

Ene, nice güçleri yere sermiştir: Cenâb-ı Hak, insanı yaratırken, ‘ben’ deyip varlığını ortaya koyabilecek fıtratta yaratmış ve benliğini bir yandan irade, şuur, his, gönül diğer yandan şehvet, kin gibi duygularla donatmıştır. Enaniyet, açılmaz gibi görülen manevî kapıları açabilecek sihirli bir anahtardır. Kullanmasını bilenlere Allah, varlık, eşya ve esrar-ı ulûhiyete ait öyle derin sırlarını açar ki bu sayede ‘ene’ insanın en nuranî derinliği hâline gelir. Onu bilmeyenlere gelince Onlar için ‘ene’ öyle bir girdaptır ki şimdiye kadar ne dev cüsseleri yutmuş, nice güçlüleri yere sermiştir. Yükselenler, onun acz u fakr kanatlarıyla yükselmiş, çakılıp kalanlar da onun çalım, gurur ve iddialarının kurbanı olmuşlardır.

Seyyid Kutup’un enfes yorumu: Allah Resulü (sas), her meseleyi ashabıyla istişare ederdi. Hatta ashabının görüşünü kendi fikrinin önüne alıp onlara göre hareket ettiği de az değildi. Mesela Uhud Savaşı öncesi meşveret etmişti. Kendi görüşü, Medine’de kalıp müdafaa harbi yapma istikametindeydi. Ancak istişare sonucu, Medine’nin dışına çıkılarak taarruz harbi yapılmasına karar verilmişti. Karar gereği Uhud’a gidildi. Bu noktada Seyyid Kutub’un şu enfes yorumu çok yerindedir: ‘Allah Rasûlü, Uhud’a çıkarken orada 70 kişinin şehit verilmesi değil, Medine’de taş taş üstünde kalmayacağını bilseydi, meşveretin hakkını vermek için yine çıkacaktı.’

Efendimiz, onur meselesi yapmadı: Kötü duygulardan birisi de inattır. Çok defa kuru bir inat adına insanlar birbirlerine düşmekte, hatta birbirlerini öldürmektedirler. Ne var ki inadını iradesinin emrine alan bir insan, ne olursa olsun asla hak ve hakikatten ayrılmaz. Böyle bir kimsenin önünü tama, makam, mevki, şöhret, rahat ve rehavet gibi duygular katiyen kesemez. Böylece fena bir huy olan inat, bu insanda hakta sebat ve hakikate teslim olma şeklinde kendisini hissettirir. Mesela Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (sas), Hudeybiye’de o ağır şartlar karşısındaki anlaşmayı kabul etmeyi onur meselesi yapmadı. Bu, geriye adım atma değildi. Problemi çözme adına karşı tarafın hissiyatını da hesaba katmaydı. O tablonun gelecek adına vaat ettiği şeyleri çok iyi görme ve tabloyu doğru okumaydı... İnat etmeme, enaniyeti hesabına iş yapmama, kırıp geçirmeme ve gelecek adına bir sürü problem oluşturmamaydı.

Yaşlı kadın kadar dinini bilmiyorsun: Hazreti Ömer Efendimiz, ‘hak ve adaletten asla ayrılmayan insan’ olarak bilinirdi. Evlilikte mehir miktarı hakkında üst sınır belirlenmesi gerektiğini söylüyordu. O, bunu mehir miktarının evliliğe engel olmaması için yapıyordu. Bir hutbe esnasında mescitte irad edilen bu beyan karşısında bir kadın, ‘Ya Ömer! Bu konuda Efendimiz’den duyduğun bir söz, senin bilip de bizim haberdâr olmadığımız bir ifade mi var?’ diye sordu. Ardından Nisâ Sûresi’nin 20. ayetini okuyarak, ‘Demek ki kantar kantar mehir verilebilir.’ dedi. Hazreti Ömer, o kadının itirazını yerinde bulmuş, kendi kendine ‘Yaşlı bir kadın kadar dahi dinini bilmiyorsun!’ diyerek sözünü geri almış ve hak karşısında hemen boyun eğmişti.

Kimi temsil ettiğinize dikkat edin

“İnsanlığın İftihar Tablosu’nun geriye adım atma gibi tavır ve davranışları, bir yönüyle 50 adım ileri gitme manasında bir şey ifade ediyor. Hazreti Ebu Bekir de öyleydi, Osman, Ömer ve Ali efendilerimiz de. Şimdi çok küçük meseleler karşısında böyle takılıp kalmalar için size demezler mi, ‘Siz kimin ümmetisiniz? Kimi temsil ediyorsunuz? Neyin arkasındasınız Allah aşkına? Geriye adım atan kazanıyor.”

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.