Dostlar yurduna göçtü

Bediüzzaman'ın talebesi Mustafa Sungur Ağabey Hakk'a yürüdü

Sungur Ağabey'i Devlet-Millet Birlikte Uğurladı

Fatih Camii, yine tarihî bir cenaze törenine şahit oldu. Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mustafa Sungur'u son yolculuğuna Başbakan Erdoğan ile birlikte on binlerce insan uğurladı. Erdoğan, "Ömürleri boyunca bu gök kubbede hoş bir seda bırakma uğruna çok büyük mücadeleler verdiler. Gösterilen ilgi ve alaka, kimin kim olduğunu çok iyi ortaya koyuyor." dedi.

Tedavi gördüğü İstanbul Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi'nde önceki gün vefat eden Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mustafa Sungur, dün dualarla defnedildi. Sungur Ağabey için ikindi namazının ardından kılınan cenaze namazına Başbakan Tayyip Erdoğan, AB Bakanı Egemen Bağış, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin başta olmak üzere onbinlerce insan katıldı.

17 yaşındayken tanıştığı Bediüzzaman'ın vefatından sonra Risale-i Nur'un neşir hizmetlerinde bulunan Sungur'u ebediyete uğurlayanlar arasında Üstad'ın talebeleri Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram, Mehmet Fırıncı, Salih Özcan, Mehmet Kırkıncı ve Abdülkadir Badıllı da vardı. Yazarımız Abdullah Aymaz, Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun, Prof. Dr. Suat Yıldırım gibi isimlerin katıldığı cenaze öncesinde Fethullah Gülen Hocaefendi de taziye mesajı yayınladı. Cenazeye katılamamanın üzüntüsünü dile getirdi, "Hepimiz adına geçici bir firak sayılsa da Ağabey'imizin gerçek dostlarla vuslata vesile son yolculuğunda hazır bulunamamanın hicabı içindeyim." dedi.

Taziyeleri kabul eden oğlu Muhammed Sungur, "Hayatı iman ve tevhid hakikatini yaymakla geçti. Bir yönüyle dünyanın çilelerinden kurtuldu ve dostlar yurduna intikal etti.'' diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in kıldırdığı namazın ardından Sungur Ağabey'in naaşı Eyüp Sultan Mezarlığı'na götürüldü. Burada Fatih'teki namaza yetişemeyenler için ikinci bir cenaze namazı daha kılındı. Ardından annesi ve Üstad'ın diğer talebelerinin kabirlerinin yanına dualarla defnedildi.

83 yaşında vefat eden Mustafa Sungur için cenaze namazı Fatih Camii'nde, ikindi namazının ardından kılındı. Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelenler sebebiyle caminin avlusu namazdan bir buçuk saat önce doldu. Sungur Ağabey'i ebediyete uğurlamak isteyen sevenleri cami avlusundan sokak ve caddelere taştı. Cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, namazı müteakip cemaatten helallik istedi. Dünyada olan her şeyin geçici olduğuna dikkat çeken Görmez, şunları söyledi: "Mustafa Sungur Ağabey'in hayatını hayatına kattığı ülkemizin bütün insanlığa ve İslam'a armağan ettiği üstadı Bediüzzaman Said Nursi şöyle demiştir: 'Baki hakikatler, fani şahıslar üzerine inşa edilemez.' Herkes bu dünyada, baki hakikatleri hizmeti oranında bakiler bakisi Cenab-ı Hakk'ın nazarında değer kazanacaktır. Herkes iman hizmeti, Kur'an hizmeti kadar Allah katında değer kazanacaktır. Allah, ağabeyimize rahmet eylesin, mekânını cennet eylesin." Daha sonra kısa bir konuşma yapan Üstad'ın talebelerinden Salih Özcan da Sungur'la 50 yıllık arkadaşlıkları olduğunu belirtti. Birlikte çok cefalar atlattıklarını dile getiren Özcan, "Hepinizden Allah razı olsun." ifadelerini kullandı. Okunan Fatihaların ardından Mustafa Sungur Ağabey'in cenazesi, tekbirler eşliğinde omuzlara alındı. Cenaze nakil aracına taşınan naaş, Eyüpsultan Kabristanı'na defnedildi.

Cenaze töreni öncesinde Mustafa Sungur'un oğulları taziyeleri kabul etti. Oğullarından Muhammed Sungur, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ölümün insanoğlu için doğal olduğunu ifade etti. Muhammed Sungur, "Babam ebedi âleme göçtü. Başta Peygamber Efendimiz (sas) ve Üstad'ımız olmak üzere bütün sevdiklerinin yanına gitti. 17 yaşından itibaren hayatı iman ve tevhid hakikatini yaymakla geçti. Bu yüzden inşallah ebedi âlemde hep beraber oluruz. Bir yönüyle dünyanın mihnetinden, ızdıraplarından, çilelerinden kurtuldu ve ebedi âleme, dostlar yurduna intikal etti." diye konuştu.

Üstad'ın yanına gitmek için dualar etti

Bediüzzaman'ın eserleriyle 1946 yılında tanışan Mustafa Sungur, Üstad'ı gibi hayatını hizmet etmeye vakfetti. Bunun için de her türlü eziyete katlanacaktı. İnandığı dava uğruna hayatının baharında hapis yatacak, dili dağlanacak, başından tutulup duvara vurulacak ve ona, "Bu adamın peşinden gitmeyeceksin." denilecekti. Üstad'ına olan bağlılığı ve sevgisi o kadar artmıştı ki; Bediüzzaman'ı hapse mahkûm ettiklerinde o her sofra başına oturduğunda şu duayı ediyordu: "Ya Rab, Üstad'ın yanına, hapishaneye gideyim." Daha sonra 'Nur talebesi' denilerek hapse atılan Sungur, 35 gün yattıktan sonra Bediüzzaman'la beraber kelepçelenip Afyonkarahisar'a sevk edildi. Henüz 20 yaşını doldurmadığı için burada da 4 ay yattıktan sonra serbest kaldı. Ancak 1949 senesinin Nisan ayında köyüne dönen Sungur, 5 ay ceza aldığı için öğretmenlik görevine son verildi. 19 Şubat 1953'te tekrar gözaltına alınıp 27 gün Ankara'da hapiste tutuldu. Ardından Samsun Hapishanesi'ne sevk edilen Sungur, 1 buçuk sene ceza aldı ancak temyize giden dava 11 ayın sonunda esastan bozuldu. Daha sonra yeniden dava görüldü, sonucunda tekrar beraat kararı çıktı. Ancak açılan davaların ardı arkası kesilmedi. Sungur, yargılamalar sebebiyle Üstad'ının vefatında dahi yanında bulunamadı.

Fethullah Gülen Hocaefendi: Tükenmek bilmez enerjisiyle hayatını hizmet yoluna harcadı

M. Fethullah Gülen

Fethullah Gülen Hocaefendi, önceki gün vefat eden Mustafa Sungur Ağabey için bir taziye mesajı yayınladı. Hocaefendi, Sungur'un son yolculuğunda bulunamamanın üzüntüsü içerisinde olduğunu belirttiği mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Daussıla ile meşbu kalbim, hayatını Kur'an ve iman hizmetine adamış, Bediüzzaman Hazretleri'nin mümtaz talebelerinden Nur kahramanı Mustafa Sungur Ağabey'in Hakk'a yürüdüğünü öğrenmiş olmaktan gurbet içinde gurbet hisleriyle çarpıyor... Gençlik yıllarından itibaren tahsil ettiği ilmi, Kur'an nurları ile tahkim eden bu müstesna insan, aynı zamanda tükenmek bilmez enerjisi ile hayatını hizmet yoluna bezletmeye bakmıştır. Hepimiz adına geçici bir firak sayılsa da ağabeyimizin gerçek dostlarla vuslata vesile son yolculuğunda hazır bulunamamanın hicabı içindeyim. Tesellimiz 'bir tek maksat ve vazifede sa'y eden hakikat ve ahiret kardeşlerinin ihtilaf-ı zaman ve mekânın sohbet ve ünsiyetlerine bir mani teşkil etmediği' muştusudur. Bu vesileyle muhterem ağabeyimize Mevlâ-yı Müteâl'den gani gani rahmet niyaz eder, onunla Nur derslerini müzakere etme şerefine nail olan talebe, dost ve yakınlarına taziyelerimi bildirir, sabr-ı cemil niyaz ederim."

Mehmet Fırıncı: 'Biz ekiyoruz onlar daha sonra yeşerecek' derdi

Mehmet Fırıncı

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin talebeleri de Mustafa Sungur'u son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Sungur Ağabey'i kelimelerle anlatmanın mümkün olmadığını söyleyen Mehmet Fırıncı, "O, İslamiyet'in bir nuru, sadık bir kahramanıydı. Bediüzzaman Hazretleri onun için 'Sen fenâfi'n-Nur olmaya mecbursun, benim hayatım senin hayatın olacak' derdi." ifadelerini kullandı. Mehmet Kırkıncı da, "Sungur abimiz çok hızlı konuşurdu. Ben de ona hocam hızlı konuşuyorsunuz, millet anlamayacak demiştim. O da 'Olsun Mehmet biz ekiyoruz, onlar daha sonra yeşerecek.' derdi. Sungur Ağabey, Risale-i Nurlar için büyük bir kaynaktı." dedi. Sungur'un, Risale-i Nur'un büyük bir alimi olduğunu vurgulayan Abdülkadir Badıllı da şöyle konuştu: "Sungur Ağabey'imizle 50 senelik bir arkadaşlığımız var. Türkiye'de seyahatler yaptık, hacca birlikte gittik. Risale-i Nur'un büyük bir âlimiydi. Bir âlimin vefatı bir âlemin vefatı derlermiş. Allah ona gani gani rahmet eylesin."

Suat Yıldırım: 'Türkiye, bir ağabeyini kaybetti'

Suat Yıldırım

Prof. Dr. Suat Yıldırım, Mustafa Sungur'u 50 yılı aşkın bir süredir tanıdığını belirterek, "Bir öğretmen olarak eğitim hizmetlerine başladı ve sonra resmi vazifesini bırakarak büyük Anadolu iman hizmetine kendisini adadı." dedi.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak da, Sungur'u "Gecesini gündüzünü katarak bütün Anadolu'yu il il, kasaba kasaba dolaşıp iman hakikatlerini anlatan fedakâr bir insandı. Üstad Hazretleri'nin deyimiyle 'fenafinnur' olmuştu." sözleriyle anlattı. Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun da "Üstad'ın bütün davranışlarını içselleştirmiş, çok samimi biriydi. Anadolu'yu sayısız defa turlamıştır. Onun gelişi bayram gibi olurdu, bir dalgalanma yaşanırdı. Anadolu'da iman hakikatlerini anlatırdı." diye konuştu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu da şu ifadeleri kullandı: "Tek kelimeyle söylemek gerekirse, Türkiye bir ağabeyini kaybetti. O, manevi dünyanın işaret yolunu belirleyen bir insandı. Çocukluğumuzdan beri takip ettiğimiz edep timsali bir şahsiyetti."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Gök kubbede hoş bir seda bıraktı

Recep Tayyip Erdoğan

Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mustafa Sun-gur'un cenaze namazına bazı bakanlarla birlikte iştirak eden Başbakan Tayyip Erdoğan, namazın ardından kalabalığa seslendi.

Erdoğan duygularını şöyle dile getirdi: "Mustafa Sungur Ağabey'imize, hakkımız helal olsun. Orada hiçbir endişe taşımıyoruz. Ömürleri boyunca gerçekten bu gök kubbede hoş bir seda bırakma uğruna onlar çok büyük mücadeleler verdi. Çok ciddi ezalar, cefalar çektiler. Bu ezalar, cefalar şu anda onların yanında götürdükleridir. Bunu çok iyi biliyoruz. Buna hep şahit olduk. Az önce zaten şehadetlerinizi yinelediniz. Gösterilen ilgi ve alaka, kimin kim olduğunu çok iyi ortaya koyuyor." Öte yandan cenaze törenine başta ilahiyat camiası olmak üzere, siyaset, iş dünyası ve medyadan da pek çok isim katıldı. İlahiyatçı yazar Mehmet Ali Şengül, yazarımız Abdullah Aymaz, Samanyolu Yayın Grubu Genel Müdürü Hidayet Karaca, Sema Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özcan da bunlar arasındaydı.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.