Zaman. Kategori: Haberler.

“Evime dinleme cihazı koydular, eşimin Vakfı'na baskı yaptılar”

İlhan İşbilen

İzmir Milletvekili İlhan İşbilen, ‘artık AK Parti çatısı altında var olma sebebinin ortadan kalktığını’ belirterek partisinden istifa etti. Başbakan’ın talebi üzerine milletvekili adayı olduğunu hatırlatan İşbilen, ‘kendi vicdani kararıyla istifa ettiğini’ açıkladı. AK Parti’nin vekil sayısı 318’e düştü.

İlhan İşbilen, istifa kararını Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. İşbilen, sözlerine, “Ben Adalet ve Kalkınma Partisi’nden İzmir milletvekili adayı olurken; günün birinde çok üzücü bir şekilde partiden istifa kararı almak mecburiyetinde kalacağım hiç aklıma gelmezdi.” diyerek başladı. Fethullah Gülen Hocaefendi’yle 2 aydır telefonda dahi görüşmediğini anlattı. Evine dinleme cihazı konulduğunu, eşinin ve kız kardeşinin kurduğu vakfın baskılara maruz bırakıldığını açıkladı. “Eğer Sayın Başbakan bu problemlerin suhuletle çözülmesini isteseydi, herhalde beni çağırır, konuşurdu.” diyen İşbilen’in açıklamaları özetle şöyle:

Uçak rotasından çıkmış: “Ne yazık ki, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi ülkemiz birkaç aydır, adeta türbülansa girmiş bir uçak gibi sallanıyor, rotasından çıkmış görünüyor. Ne yazık ki çare bulmak mecburiyetinde olanlar, üzerlerine düşen vazifeyi yapmıyor.”

İnsanlık dışı hakaretler var: “Hizmet Hareketi’ne ve bu hareketin manevi mimarı Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yönelik akıl, insaf, vicdan ve insanlık dışı ağır itham ve hakaretler her gün artarak sürüyor. Ben, Muhterem Hocaefendi’yi 50 yıldır yakinen tanırım. Hocaefendi’ye bugün yapılan hakaretleri ömrüm boyunca duymadım. Hizmet insanları, inlerine girilip elleri ve belleri kırılacak teröristler gibi sunuldu… Bunca hakaret, tezvirat ve iftiraların sebebi neydi? Hepinizin malumu, yolsuzluk operasyonları.”

Bakanlar, Hocaefendi ile defalarca görüşmedi mi?: “Eğer Hocaefendi böyle bir insan, partinin yöneticileri ve milletvekilleri neden akın akın, defalarca ve yıllarca ABD’ye kendisini ziyarete gittiler ve emir ve dualarını aldılar? Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu, Zafer Çağlayan gitmedi mi? Sayın Başbakan daha geçen yıl mayıs ayında ABD’de Hocaefendi ile görüşmek istemedi mi? Görüşme mümkün olamayınca elçi olarak Bülent Arınç’ı göndermedi mi?”

Gittiler ve görüştüler, Haşhaşi mi gördüler?: “Gittiler ve görüştüler. Peki Hocaefendi ile görüştüklerinde bir Haşhaşi ile mi görüştüler? Pensilvanya’da gittikleri yer Hasan Sabbah’ın Alamut Kalesi miydi? Görüştükleri zat, çete reisi, paralel devletin başı, içi boş vaiz, alim müsveddesi, sahte veli, yalancı bir peygamber miydi? Öyle bir zattan mı dua istiyorlardı? Öyle bir zata mı bir emriniz var mı diyorlardı.”

Bir tane bile efsunlanmış Haşhaşi çıkmış mı?: “40 yılı aşkın bir süredir, yurtiçinde ve yurtdışında, dünyanın 160 ülkesinde binlerce eğitim kurumunda, yüz binlerce, hatta milyonlarca öğrenci eğitim gördü. Bunların içinden bir tane bile efsunlanmış Haşhaşi çıkmış mı? Bakanların ve milletvekillerinin çocukları da yıllardır bu kurumlarda öğrenim görüyor. Onların çocukları Haşhaşi oldu mu?”

Hiç mi insanın vicdanı sızlamaz?: “Büyükelçilere; dünyanın 160 ülkesindeki okulları karalayın talimatı verilirken, hiç mi insanın vicdanı sızlamaz? Bu Hizmet Hareketi, sadece ve sadece Allah’ın inayeti ve halkın desteği ile bugünlere kadar geldi ve Allah’ın izniyle aynı şekilde yoluna devam edecek. Ve devletteki asıl oligarşik paralel yapıyı gizlemek ve yolsuzlukları örtbas etmek için, Hizmet Hareketi’ne ‘paralel devlet’ yaftası yapıştırmaya Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmeyecektir.”

Hocaefendi ile iki aydır telefonla bile görüşmedim: “Muhterem Hocaefendi ile iki aydır telefonla bile görüşmedim. Bundan önceki görüşmelerimde bana ısrarla söylediği partiden ayrılmamamdı. Ancak öyle bir noktaya geldim ki, yakın dostlarım bile ‘Hocaefendi’ye bu ağır saldırılara rağmen hâlâ partide kalacak mısınız’ diyerek bana ağır sitemlerde bulundular.”

Evime dinleme cihazı konuldu: “Zulümler, takibatlar, fişlemeler, tasallutlar öyle bir noktaya ulaştı ki, partinin bir milletvekili olmama rağmen; evime dinleme cihazı konuldu, eşimin ve kız kardeşinin kurduğu vakıf, baskılara maruz bırakıldı. Bu söylemler ve devlette yapılan hukuksuz ve ağır kıyımlar Gayretullah’a dokunacak diye ciddi endişe ediyorum. Ve o gün, birileri için ağlama ve pişmanlık günü olacaktır.”

08 Şubat 2014 tarihinde hazırlandı.