Gülen Hareketi daha fazla demokrasi istediği için tehdit olarak görülmüş

Gülen Hareketi daha fazla demokrasi istediği için tehdit olarak görülmüş

Süd Dialog e.V. ve Begegnungen e.V.'nin organize ettiği programda 'Fethullah Gülen'in Hukuk Serüveni' kitabının yazarı Prof. Dr. James C. Harrington, Tübingen'de okuyucuları ile buluştu. Hocaefendi ile ilgili 2000 yılında başlayıp 2008 yılına kadar süren ve beraatı ile sonuçlanan dava sürecinin ele alındığı programda Harrington davayı; "İddianameyi okuyunca görüyorsunuz ki, o dönemde bazı kişiler hareketi, orta sınıf ile Anadolu insanını yükselttiği, devleti şeffaf olmaya yönelttiği ve aslında Türkiye'ye daha fazla demokrasi getirdiği için tehdit olarak görmüş. Bu sebeple de ona karşı berbat bir medya kampanyası icat edilmiş. Zaten ortada bir suç unsuru da yok." cümleleri ile açıkladı.

Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili 2000 yılında başlayıp 2008 yılına kadar süren ve beraatı ile sonuçlanan dava sürecinin ele alındığı "Fethullah Gülen'in Hukuk Serüveni" kitabının yazarı Prof. Dr. James C. Harrington, Tübingen'de okuyucuları ile buluştu.

Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili 2000 yılında başlayıp 2008 yılına kadar süren ve beraatı ile sonuçlanan dava sürecinin ele alındığı 'Fethullah Gülen'in Hukuk Serüveni' kitabının yazarı Prof. Dr. James C. Harrington, Tübingen'de okuyucuları ile buluştu.

Kültürlerarası diyalog faaliyetleri ile tanınan Süd Dialog e.V. ve Begegnungen e.V. tarafından organize edilen kitap tanıtım programında Prof. Dr. Harrington kitabı yazma amacını ve kitabın içeriği ile ilgili önemli bazı konuları okuyucuları ile paylaştı.

Türkiye için 2000 sonrası dönemi dikkate değer tarihsel bir dönem olarak tanımlayan Prof. Dr. Harrington, süreci '2002 ile 2010 yılları arasında Türkiye'de demokratik açıdan çok gelişme oldu. Demokratik değişimin Türkiye'ye nasıl geldi? Yerleşik yapı onu nasıl reddetti. Türkiye ́nin Avrupa Birliği'ne üye olma isteği sistemde nasıl hayırlı değişikliklere yol açtı. Tüm bunlara baktığınızda karşınıza yaşanmış büyüleyici bir süreç çıkıyor. Nihai olarak hem davanın kendisi, hem de davanın devam ettiği 8 yıllık tarihi süreç Türkiye'yi daha iyi bir demokrasi haline getirdi. Bu süreç bir sivil toplum anlayışı oluşmasına, dini ve ifade özgürlüklerinin gelişmesine yardımcı oldu. Bence takdire şayan bir hikaye ve Türkiye için dikkate değer tarihsel bir dönem" sözleri ile özetledi.

Prof. Dr. Harrington, kitabı yazma fikri ile ilgili olarak ise, 'İnsan haklarıyla ilgili çalışmalarım sebebiyle dünyanın çeşitli bölgelerini gezdim. 3 yıl önce Türkiye'ye geldiğimde kimsenin davayı yazmadığını gördükten sonra kitaplaştırmaya karar verdim. Türkiye'nin AB'ye girme isteği ile AB'nin bireysel hak ve özgürlüklerin kuvvetlendirilmesi için hukuk sisteminde yapılmasında ısrar ettiği değişiklikler arasında ilginç bir etkileşim vardı. 1 yıl süren yazım aşamasında çok araştırma yaptım. Türkiye'ye iki kez daha gittim ve pek çok kişiyle 8 yıl süren davayla ilgili mülakatlar yaptım. Davanın diğer politik davaların aksine iyi bir şekilde sonlanması "en çok Türkiye için" oldukça faydalı bir netice oldu" dedi.

Fethullah Gülen Hocaefendi aleyhine açılan davanın siyasi bir dava olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Harrington, bunun sebebini de, Yargının o dönem bağımsız olmadığına bağlıyor. Askeriyenin işdünyası ile yakın ilişkisinin tehlikeli olduğuna vurgu yapan Harrington, davanın vuku bulduğu dönemi ise "Bu gerçek o dönemde de kendisini gösterdi. Medya aynı dönemde bu meseleyi gündeme getirdi, Gülen'i hedefe yerleştirdi. Ardından askeriye duruma müdahale etti. Siyasi davalar kişinin görüşlerinin düzene bir tehdit oluşturduğunu iddia eder. Fethullah Gülen'in de görüşleri sebebiyle dava açıldığında bazı kişiler onun dini bir devlet kurmak istediğini iddia ediyordu. Tabii itibarını düşürmeyi hedefleyen daha pek çok mesnetsiz iddia ile birlikte. Suçlu bulunsaydı doğrudan bağları olmasa da, devlet bütün okullara el koyabilecekti. İddianameyi okuyunca görüyorsunuz ki, o dönemde yetkili bazı kişiler bu hareketi tehdit olarak görmüş. Çünkü hareket Türkiye'nin dinamiklerini değiştiriyor, orta sınıf ile Anadolu insanını yükseltiyor, devleti şeffaf olmaya yöneltiyor ve aslında Türkiye'ye daha fazla demokrasi getiriyordu. Tabi bu da var olan kurulu düzene tehdit demekti. Bu sebeple de ona karşı gerçekten berbat bir medya kampanyası icat edildi ve bir yıl sonra da dava açıldı. Dolayısıyla davanın siyasi olduğundan hiçbir şüphem yok. Zaten ortada bir suç unsuru da yok" cümleleri ile açıkladı.

Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili açılan davada kendisine isnat edilen suçlamaların tutarsızlığına da değinen Prof. Dr. James Harrington, 'İddianamedeki suçlamalara baktığımız zaman CIA ajanı, İran'ın ajanı, Çin'in ajanı, Moon tarikatı üyesi gibi aklınıza gelebilecek her türlü suçlama görülebiliyor. En çok güldüğüm ise, Papa tarafından görevlendirilen gizli bir kardinal olduğu iddiası. Ben bir katoliğim ve bu iddialar gerçekten gülünç ve absürt. Sağlık sorunları sebebiyle buraya geldiğinde ABD onu sınırdışı edebilmek için tam 2 yıl uğraştı. Dolayısıyla hem ABD tarafından sınırdışı edilmeye çalışılıp hem de CIA ajanı olamazsınız." dedi.

Prof. Harrington, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin diyalog konusundaki çalışmalarına da değinerek "Toplumlararası diyalog bu hareketin önemle üstünde durduğu çok önemli bir konu. Tabi kaynağını da her insanın içinde bulunan maneviyattan alıyor. Bir Hıristiyan olarak bunu etkileyici buluyorum. Temel olarak bu, insanı merkeze alan, Türkiye'nin ve dünyanın birçok ülkesinde insanların gönüllü hareket ederek daha iyi bir hayat yaşamalarını ve aynı zamanda etrafındaki insanlara yardım etmelerini sağlayan merkezi olmayan, hiyerarşisi olmayan bir hareket. Bence etkileyici ve hem ABD'de hem de dünyanın diğer ülkelerinde desteklenmesi gereken bir hareket' sözlerini tamamladı.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.