İşlerine gelmeyince telekulakçı, işlerine gelince Hanefi Avcı

İşlerine gelmeyince telekulakçı, işlerine gelince Hanefi Avcı

Son dönemde bir kısım medya, ‘paralel yapı’dan bahsedecek ‘kahraman’lar arayışına girdi. Daha önce Hanefi Avcı için, ‘28 Şubat ve Susurluk dönemlerinin telekulakçısı’, ‘evinde kasetler çıkan, 90’lardaki faili meçhullerin baş sorumlularından’ ve ‘evinde sahte pasaportlar, kimlikler, ruhsatsız Kalaşnikof silah bulundu’ gibi manşetler atılan isim, nasıl bir anda ‘paralel yapıyı ilk çözen adam’ oldu. Buyurun birlikte göz atalım.

Yeni Şafak Gazetesi 12 ve 13 Ocak’ta iki gün üst üste manşet ve sürmanşetten Devrimci Karargâh tutuklusu eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın görüşlerine yer verdi. 26-27 Ocak’ta da Takvim ve Sabah gazeteleri röportaj yaptı. Dün ise Star Gazetesi röportaj için cezaevinin kapısını tutanlardandı. Ancak aynı gazetelerin geçmişteki manşetleri şimdiki yayınlarını tekzip ediyor.

İlginçtir, Hanefi Avcı’nın kitabında dile getirdiği ‘operasyonları Cemaat’in yaptığı ve operasyonları yürüten polislerin de Cemaat’in imamı oldukları’ iddiasıyla ilgili mahkemede çark etti. Kitabında suçladığı emniyet müdürlerinin Avcı hakkında açtığı ‘iftira’ davasında Kasım 2010’da ifade veren Avcı, kendisinin asla böyle bir şey söylemediğini belirtti. Basındaki demeçlerini yalanlayıp, “Basın kuruluşlarının yazdıkları beni ilgilendirmez, onların yorumu. Ben şikâyetçi hakkında Cemaat imamı demedim.” dedi.

Devrimci Karargâh terör örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan Avcı, “Tutuklamaları 10. Ağır Ceza Mahkemesi yaptı.” dedi ama tutuklanma sürecinde ne Avcı’nın kendisinin ne de iddia ettiği diğer isimlerin yolu hiçbir zaman bu mahkemeden geçmemişti. Ayrıca Avcı’nın diğer iddialarının da ne kadar tutarsız olduğunu anlamak için Yeni Şafak’ın kendi manşetlerine bakması yeterli olacaktı. Yeni Şafak’ın CHP heyetinin Avcı’yı Silivri’de ziyaretini veren haberi de bir hayli manidar. Gazete, “İşine gelince Hanefi Avcı” diyor ve CHP heyetini sert bir dille eleştiriyor. Dün bu manşetleri atan gazete bugün ‘paralel yapı’ itirafı koparma umuduyla Avcı’ya sarılıyor.

29 Eylül 2010’da Sabah ve Star gazetelerinde yayımlanan haberde Hanefi Avcı’yla ilgili Ankara’daki lojmanında ve Eskişehir’deki evinde yapılan aramalarda bir ruhsatsız Kalaşnikof tüfeği ve üzerinde Avcı’nın fotoğraflarının yer aldığı iki adet sahte nüfus cüzdanı, sahte pasaport ve sahte ehliyet bulunduğu yazıyor. Haberde, “Avcı, örgüt yöneticilerinin teknik ve fiziki takibini deşifre ederek yardım ve yataklık ettiği gerekçesiyle tutuklandı.” ifadeleri yer alıyor.

90’larda faili meçhullerin baş sorumlularından

Sabah Gazetesi’nin 16 Ekim 2010 tarihli manşet haberinde 1993’teki Dev-Sol operasyonunda anne ve babaları, gözleri önünde öldürülen iki kardeş konuşuyor. Çatışma ortasında kalan Özgür ve Sebahat kardeşler, Dev-Sol operasyonunda örgüt lideri Bedri Yağan’la birlikte öldürülen Asfiye-Rıfat Kasap çiftinin çocukları. Olayın baş faili ise 6 Mart 1993’teki operasyonu yürüten Hanefi Avcı. İki kardeş, manşetteki ifadelerinde anne ve babalarının nasıl bir yargısız infaza kurban gittiğini anlatıyor. İki kardeş, “Anne-babamız yargısız infaz edildi. Sorumlulardan hesap sorulsun.” dedikten sonra Özgür, şu soruyu soruyor: “Aslında hiç konuşmayacaktım. Ama Türkiye’de sanki bir şeyler değişiyor. O halde şimdi soruyorum. Anne ve babamı öldürmeniz şart mıydı?” 1990’lardaki faili meçhullerin baş sorumlularından biri olarak sunulan Avcı şimdi nasılsa ‘paralel yapı’yı ilk deşifre eden emniyet müdürü oluverdi.

28 Şubat ve Susurluk’un telekulakçısı

Sabah Gazetesi, 26 Şubat 2011 tarihli haberinde Hanefi Avcı’nın gözaltına alınması ile birlikte odasında yapılan aramalarda siyah bir çanta içinde birçok gazeteci, bürokrat ve işadamının yer aldığı 24 teyp kasetinin bulunduğunu yazdı. Sabah, 28 Şubat dönemine ait kasetlerin incelenmesine ilişkin fotoğrafların ‘Devrimci Karargâh Örgütü’ davasının ek delil klasörlerinde yer aldığını belirtti. Söz konusu kasetlerde ismi geçenlerin birçoğu ‘müşteki’ sıfatıyla ifade vermişti. Kasetlerde ses kayıtları bulunan ve şikâyetçi olan 21 kişi arasında kimler yok ki… Gazeteciler: Mehmet Ali Birand, Uğur Cebeci, Enis Berberoğlu, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Fatih Altaylı, Ünal İnanç, Uğur Dündar, Cüneyt Özdemir, Kadir Çelik. İşadamları: Cefi Jozef Kamhi, Korkmaz Yiğit, Erol Aksoy, Özer Çiller. Siyasetçiler: Eski Başbakan Mesut Yılmaz, eski Bakan Mehmet Ali Yılmaz, eski vekil Ahmet Özal. Askerler: Emekli Orgeneral İsmail Koçman ve Çevik Bir. MİT’çiler: Mehmet Eymür ve Yavuz Ataç.

Nedense 28 Şubat ve Susurluk sürecindeki telekulak skandallarına adı karıştığı iddia edilen ve hakkında dava bile bulunan Hanefi Avcı, bir anda ‘paralel yapıyı ilk çözen adam’ oluverdi.

Dinlemeler için mahkeme kararı almadım

19 Ekim 2010 tarihli Star Gazetesi’nde alıntılanan röportajda Hanefi Avcı, “Binlerce izinsiz dinleme yaptım. Ne kadar yeri dinlediğimi hatırlamıyorum. Mahkeme kararı veya savcı talimatı da almadım.” diyor.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.