Münafığın işi çarpıtmaktır
Fethullah Gülen Hocaefendi, uzun bir aradan sonra 3 Ağustos’ta verdiği ‘İmtihan ve hakta sebat’ adlı sohbetinde kullandığı ifadelerin hükümete yakın medya tarafından çarpıtılmasına tepki gösterdi. “Her davranışımızda, iman-ı ekmel, İslam-ı ekmel, ihlas-ı ekmel, rıza-yı ekmel, yakin-i ekmel demeliyiz.” şeklindeki sözlerinin cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilişkilendirilmesine karşı çıkan Hocaefendi’nin, herkul.org sitesinde cevap mahiyetinde bir sohbeti yayınlandı. ‘Ekmel’in manası ve irfan ufku’ isimli sohbetinde Hocaefendi, Maide Sûresi’ndeki ayette geçen ‘ekmel’ kelimesinden yola çıkarak yapılan çarpıtmayı ‘katmerli bir nifak’ olarak değerlendirdi. Ardından “Münafığın işi, çarpıtmaktır.” dedi.
Söz konusu sohbetle ilgili herkul.org sitesinde kısa bir açıklama yapıldı. Fethullah Gülen’in sözlerinin mesnetsiz ve alakasız bir şekilde çarpıtılmasına ilişkin olarak şöyle denildi: “Sevgili dostlar. Özel sohbetleri yayınladığımız ‘Nağme’ bölümünü, buhranlı dönemde bazı kötü niyetli insanlara malzeme vermiş olmamak için uzun zamandan beri yenilemiyorduk. Fakat Muhterem Hocamız konuşsa da konuşmasa da, biz ders ya da sohbet neşretsek de etmesek de, ifsada kilitli insanlar çarpıtacak malzeme mutlaka buluyor ve bühtanlarını aralıksız sürdürüyorlar. ‘Bari masum insanların istifadesine daha fazla mani olmayalım!’ düşüncesiyle bugün bir kere daha ‘Vira bismillah!’ diyoruz. Allah’ın izni ve inayetiyle, ehl-i nifakın tahrif ve iftiralarına aldırış etmeden, burada duyup dinlediğimiz hakikatleri en kısa sürede sizlere de ulaştırmaya gayret edeceğiz. İnşallah, bir periyot gözetmeden, görüntülü ya da sesli kaydedebildiğimiz sohbet, hasbihal ve dersleri aynı gün neşretmeye çalışacağız. Dualarınız istirhamıyla ” Bu açıklamanın ardından Hocaefendi’nin sohbeti verildi. İşte Fethullah Gülen’in önemli tespit ve mesajları şöyle:
Keşke ‘ekmel’i müftülerine sorsalardı:
‘Allah, kalplerindeki nifakı çıkarsın’ deriz sadece. Din, ekmel şekilde yaşanmalı; ihsan, ekmel şekilde duyulmalı. Keşke onu kendilerinin bir kısım müçtehitleri var, müftüleri var, onlara sorsalardı. Bu, Kur’an’ın ayetlerinden hangisi ile telif edilir. Zannediyorum insaflarını yitirmemişlerse, Efendimiz (sas) Veda Hutbesi’nde, Veda Haccı’nda nazil olan ayette (Maide Sûresi) ‘Elyevme ekmeltü leküm dinüküm (Dininizi ikmal ettim)’ diyor. Bundan günümüzde bir şeye namzet olan bir adamın adına işarette bulunuluyor diye öyle bir mülahazaya girmek, öyle katmerli bir nifaktır ki Abdullah ibni Übey ibni Selul bunu duysaydı, vallah bu benim şeytanî aklıma gelmemişti, diye iki büklüm olurdu.
Bu asır nifak asrıdır:
İslam dünyasında süfyaniyet hakimdir, süfyaniyet bir yönüyle nifak hareketi demektir. Belli bir noktada o zirvedeyken Allah’ı inkâr eder, Peygamber’i kabul etmez. 14 asır evvel inen bir kitapla amel edeceğiz diyecek kadar küstahlıkta ileriye gider. Bir dönem gelir, amel mürtetleri türer, onlar da münafıktır. Bunlar da Pers akidesiyle bir iş yapıyorsan, bir vazife yapıyorsan, bir yerde dır dır ve gür gür yapıyorsan şayet, namazların hepsini bırakabilirsin, gece de kılabilirsin derler. Bu da bir derece münafıklıktır. Ve münafık, kâfirlerden daha aşağı cehennem tabakasında muazzeb olacak insanlardır.
Şeytan, geleceğimizi karartmaya çalışır:
Şeytan bazen sağdan bazen de soldan yaklaşır. Kininiz, nefretiniz, gareziniz, öfkeniz, intikam duygunuz bu soldan gelen şeytandır. Bu artık açıktır, bu aynı zamanda onunla onun arasında çok ciddi bir münasebetin de bulunduğuna delalet eder. Sağdan gelen münafıkça kandırır, suret-i haktan gösterir, soldan geliyorsa şayet şehaneti nefsiyeyi, fuhşu, bohemliği, çalıp çırpmayı, hırsızlığı, kan emmeyi bütün bunları teşvik ediyorsa bu onunla onun arasında çok sıkı gece gündüz bir münasebet olduğunu gösterir. Bir de böyle soldan gelir, bir de önden gelir gideceğin yerde istikbalini karartır senin. ‘Meyus olan ruhunu vicdanını bağlar, ey dipdiri meyyit iki el bir baş içindir. El de senindir, baş da senindir. Kurtarmaya azmin niçin böyle süreksiz, sen mi yoksa ümidin mi yüreksiz’ diyor felaket günlerinin felaketzede şairi Mehmet Akif, makamı cennet olsun. Önden gelir dünya adına senin ufkunu karartır. ‘Adam, dünyayı sen mi kurtaracaksın (der). Bir tane o müştahitlerinden birisinin bir televizyon yönetim kurulunda konuşurken, ‘Canım ne diye böyle herkese dini diyaneti anlatıyorsunuz, nasıl olsa bazı kimseler de cehenneme gidecek, bırakın cehenneme gitsin’ (dedi).
‘Allah’ım herkese bir mahreç ver!:
Ben bütün kardeşleri düşünerek çoğul şeyle, -siz isterseniz kendinizi özne yaparak kullanın, isterseniz bütün insanlığı, Myanmar’da gadre uğrayan insanlardan Suriye’de ezilen insanlara kadar dünyanın daha başka yerlerinde zalim, cebbar, gaddar insanların mezalimine maruz kalmış insanlara kadar herkesi niyet ederek, Allah’ım ne olur herkese bir ferec, herkese bir mahreç, herkese bir ferah, herkese bir necat lütfeyle Allah’ım. Herkesi şeytanın şerrinden, insi cinni şeytanların şerrinden ve hususiyle günümüzde çok yaygın olan secde ediyor gibi görünen İslami idare falan diyen ne kadar münafık varsa bütün bunların şerrinden bizi muhafaza buyur. Ve onlar da kabil-i ıslah ise nezd-i uluhiyetinde ve ufk-u rahmetinde Sen onlara da merhamet buyur. Kalblerindeki o kiri, o lekeyi, o isi, o pası temizlemek suretiyle gönüllerini, Seni anlayabilecek şekilde pırıl pırıl parlayan bir ayna haline getir.
Münafığın işi çarpıtmaktır
Şimdi böyle bir dönemde yaşandığı için Hazreti Pir-i Mugan ve şemi tabanın yanında din adına ne kadar varsa ekmel demeyeyim yine ‘ekmel’e verirler çünkü çarpıtmak huyları. Münafığın işi çarpıtmaktır. Din etemmiyet içinde tastamam olmalı, İslamiyet tastamam yaşanmalı, ihsan şuuru vicdanlarda tastamam duyulmalı, ihlas ruhu ruhlarda tastamam hakim olmalı.
Fetvaları Perslerden
“Kur’an-ı Kerim’in bu sarih ayeti 5 vakit namazın 5 vakitte eda edilmesini farz kılıyor. Persler onu cem etme fetvasını veriyorlar. Pers değil ülkemize sızması sayesinde bir kısım müçtehit mukallitleri veya dini kulak ardı eden kimseler, bunu böyle savsaklamak suretiyle “Adam hepsini gece yapabilirsin, mitinginde kılmasan da olabilir, (Bağışlayın) ‘dır dır’ ettiğin şeyde kılmasan da olabilir” demek suretiyle ayetü’l beyyinata karşı geliyorlar. Bunu böyle bâtıla netassur etmek, Kur’an’ın ruhuna uymayan batın, bâtıldır diyor ve bâtılı doğru görme, hak görme küfürdür. Hiç farkına varmadan bazen alınlarını yere koysalar bile nifaktan sıyrılamıyorlar demektir. Hafizanallah. Her şeyi katlayarak yapmak lazım.
Teheccüd namazı berzah hayatına projektördür
Bence yiğitliği, 5 vakit namazı 5 vakitte bir de ona 5 ekleyerek kılmak lazım. Kuşluk, salat-ı duhayı kaçırmamak lazım. Akşam namazından sonra evvabini kaçırmamak lazım. Berzah hayatının projektörü mü diyelim, ışık kaynağı mı diyelim, Hazreti Pir ifadesiyle 5 vaktin veçdi tahsisini ifade ettiği yerde her namazın hikameyi aliyelerinden bahsettikten sonra teheccüd namazının da berzahta hayatını aydınlatan projektör olduğuna işarette bulunuyor. Öldükten sonra yeniden haşr-u neşr olacağımız zamana kadar geçen o süre zarfında hayatınızı aydınlatacak, güzergâhınıza ışık tutacak yürüdüğünüz yolda teklemeyeceğiniz, kapaklanmayacağınız şekilde yürümenizin ışık kaynağı teheccüd namazıdır. Bunu ihya eden ‘Es sebebü kelfail’ sırrınca sizi görüp de yapan kimselerin sevapları da sizin defter-i hasenatınıza kaydolacaktır. Derinleştirmek lazım bunu.
- tarihinde hazırlandı.