Namazınıza dua katın
Farkında olmayarak namazda ‘hırsızlık’ yaparız bazen. Kimi zaman rükûnun hakkını vermeyiz, kimi zamansa secdenin. Oysa Peygamberimiz (sas), “En kötü hırsız, namazından çalan kimsedir.” buyuruyor. Bu halden kaçınmak için Efendimiz’den gelen bazı dualara başvurabiliriz. Bu dualar hangileri ve namazın hangi aşamasında okunmalı?
Peygamber Efendimiz (sas) bir gün ashabına, “En kötü hırsız, namazından çalan kimsedir.” der. Bunun üzerine ashab, “İnsan namazından nasıl çalar?” diye sorar. Allah Resulü de “Rükû ve secdelerini tam olarak yapmaz.” buyurur. Ahmed b. Hanbel’in naklettiği bu hadis-i şerifte Hz. Peygamber (sas), namaz kılan kişinin hırsızlıktan sakınması için rükû, secde, kavme (rükûdan sonra ayakta durma) ve celseyi (secde arasındaki oturma) tam olarak yapmaları noktasında uyarıyor. İlmihal kitaplarında belirtildiği üzere rükûdan kalkınca tam olarak doğrulup en azından ‘Sübhanallah’ diyecek kadar, iki secde arasında da oturup yine ‘Sübhanallah’ diyecek kadar durmak gerekiyor. Hz. Ayşe’nin (r.anha) anlattığına göre, Peygamber Efendimiz (sas), namazda o kadar uzun müddet ayakta dururdu ki rükûa gitmeyeceğini düşünürlerdi. O kadar uzun rükû yapardı ki, tekrar doğrulmayacağı zannedilirdi. Secdesi de aynı şekilde uzun sürer, secdeden kalkmayacak sanırlardı.
Peygamber Efendimiz (sas), rükûda “Sübhane rabbiye’l azim.” duasından başka dualar da okurdu. Resulullah Efendimiz’in (sas), iki secde arasında bazen uzun süre oturup dua ettiği, rükû, secde ve iki secde arasındaki duruşunun aynı uzunlukta olduğu da rivayetler arasında. Namaz kılan bir mü’min, iki secde arasında Peygamber Efendimiz’in (sas) okuduğu dualardan en azından birini okursa, hem sünnete uymuş, hem de iki secde arasında yeterli miktarda bekleyerek vacibi yerine getirmiş olur. Oysa secde arasında dua edileceği hususu pek çok kişi tarafından bilinmez.
İki secde arasında okunan dualar
Peygamber Efendimiz’in (sas) iki secde arasında okuduğu dualardan ikisi şöyle:
- “Rabbiğfirlî rabbiğfirlî” Rabb’im beni mağfiret et, Rabb’im beni mağfiret et.
- “Allahümma’ğfirlî, ve’rhamnî ve âfinî, ve’hdinî, ve’rzuknî, vecburnî, ver’fa’nî” Allah’ım, beni bağışla, bana merhamet eyle, bana afiyet ver, bana hidayet ihsan et, beni rızıklandır, benim eksiğimi-gediğimi gider ve beni yücelt.
Zaman bakımından müsait olmayan kimseler, bu duanın sadece “Allahümma’ğfirlî verhamnî” şeklindeki baş kısmını da okuyabilir.
Fethullah Gülen Hocaefendi de namazda rükû ve secdesini farklı dualarla uzatıyor. Hocaefendi, rükûda “Sübhâne rabbiye’l-azîm” dedikten sonra bazen “Subbûhun, Kuddûsün, Rabbu’l-melâiketi ve’r-Rûh” tesbihini dile getiriyor. Kimi zaman Hz. Yunus’un münacatı olan “Lâ ilâhe illâ ente, Sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn”i bir başka zaman ise Hz. Eyyûb’un “Rabbi innî messeniye’d-durru ve ente erhamü’r-Râhimîn” münacatını okuyor. Rükûdan kavmeye doğrulurken ise “Rabbenâ leke’l-hamd, hamden, tayyiben, kesîran, mübareken fîh… Min’es-semâvâti ve’l-ard” hamd ü senâsında bulunuyor.
“Sübhâne rabbiye’l-a’lâ” tesbihiyle başlayan secde ise Efendimiz’den gelen, me’sûrattan dualarla devam ediyor: “Allâhümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran, velâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente. Fağfirlî mağfiraten min indike ve’rhamnî; inneke ente’l-ğafûru’r-Rahîm-Allah’ım, ben nefsime çok zulmettim, günahları yarlığayacak Sen’den başka kimse yok. Ne olur beni kendi katından hususi bir gufranla yarlığa ve merhamet buyur. Zira Sen Ğafûr’sun, Rahîm’sin.”
Bazen ise Hz. Âdem’in niyazıyla sesleniyor: “Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ ve in lem tağfir lenâ ve terhamnâ le nekûnenne mine’l-hâsirîn-Rabb’imiz, biz nefsimize zulmettik. Eğer Sen bize merhamet buyurup yarlığamazsan, hakikaten hüsrana uğrayanlardan oluruz.”
Peygamberlerin dilinden dua ayetleri
Çoğu kişi namazda Fatiha’nın ardından Fil Sûresi’nden Kur’an-ı Kerim’in son sûresi olan Nas Sûresi’ne kadar kısa sûrelerini okuyor. Bu sûreler halk arasında ‘namaz sûreleri’ olarak da biliniyor. Ancak namazda sadece bu sûreler değil, Kur’an-ı Kerim’in baştan sona bütün ayetleri okunabilir. Başta Hatemü’l-Enbiya Hazreti Muhammed Mustafa (sallallâhu aleyhi ve sellem) olmak üzere, Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. Yunus, Hz. Eyyûb, Hz. Zekeriya, Hz. Şuayb, Hz. Musa ve Hz. İbrahim gibi pek çok peygamberin duaları Kur’an-ı Kerim’de zikrediliyor. Nebilerin Allahü Teâlâ’ya yakarışları, duanın en güzel örneklerini oluşturuyor.
Kur’an-ı Kerim’de Efendimiz’e (sas) tavsiye edilen dualardan bazıları şöyle:
- “Allah bana yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O’na güvenip dayanırım. O, yüce Arş’ın sahibidir.” (Tevbe, 129)
- “Yâ Rabbî! Şeytanların vesveselerinden, onların yanımda bulunmalarından Sana sığınırım!” (Mü’minûn, 97-98)
- “Yâ Rabbî! Sen bizi affet, Sen bize merhamet et. Zira merhamet edenlerin en hayırlısı Sensin.” (Mü’minûn, 118)
- “Yâ Rabbî! Gireceğim yere dürüst olarak girmemi, çıkacağım yerden de dürüst olarak çıkmamı nasib et ve Kendi katından beni destekleyecek kuvvetli bir delil ver bana!” (İsrâ, 80)
Hz. Âdem ve eşi Havvâ’nın duası:
- “Ey Rabb’imiz! Kendimize yazık ettik. Şayet Sen kusurumuzu örtüp, bize merhamet buyurmazsan, en büyük kayba uğrayanlardan oluruz.” (Â’râf, 23)
Hz. Yûsuf’un duası:
- “Ey Rabb’im! Zindan bana bunların davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer Sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan, ben onların sevdasına düşer, cahillerden olurum.” (Yûsuf, 33)
Hz. Nuh’un duası:
- “Yâ Rabbî! Hakkında kesin bilgim olmayan şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana merhamet etmezsen, her şeyi kaybedenlerden olurum.” (Hûd, 47)
Hz. İbrahim’in duası:
- “Ey Rabb’im! Beni ve soyumdan gelecekleri namazlarını dosdoğru kılanlardan eyle. Ey Rabb’imiz! Duamı kabul et.” (İbrahim, 40)
Hz. Yunus’un duası:
- “Yâ Rabbî! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten nefsine zulmedenlerden oldum.” (Enbiyâ, 87)
Hz. Mûsa’nın duası:
- “Ey Rabb’im! Göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimden düğümü çözüver de sözümü iyi anlasınlar.” (Tâ’hâ, 25-27)
Hz. Zekeriya’nın duası:
- “Ey Rabb’im! Bana katından temiz bir soy ihsan eyle, şüphesiz Sen duayı işitensin.” (Âl-i İmrân, 38)
Hz. Süleyman’ın duası:
- “Ey Rabb’im! Bana ve anne-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle, beni iyi kulların arasına dâhil et.” (Neml, 19)
Hz. Eyyûb’un duası:
- “Ya Rabbî! Bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.” (Enbiya, 83)
- tarihinde hazırlandı.