Sonsuz Nur’un gönüllere anlatıldığı yer
Sonsuz Nur, ‘Herkes O’nu Okuyor’ kampanyası kapsamında hemen herkesin elinde, evinde. Peygamber Efendimiz’in (sas) mübarek hayatlarının anlatıldığı eser, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin vaazlarından oluşuyor. Üsküdar Valide Camii ise bu vaazlara ev sahipliği yapan mekan.
Bugünlerde vatan sathını da aşan bir seferberlik söz konusu… Üst başlığı şu: “Herkes O’nu okuyor!” İnsanlığın İftihar Tablosu Peygamber Efendimiz’in hayatı, bir kez daha hatırlanıyor, dünya gölgeliğinde asıl vazifesini unutan ruhlara, yeniden diriliş nefesleri üfleniyor. Kampanya çerçevesinde okunan ‘Sonsuz Nur’ kitabı sevgi, hoşgörü ve müsamahada Nebi ikliminin maharetli bir el tarafından ilmî metotla resmedilişi, ‘felsefenin bencesi’ ölçüsünde anlatılan şekliyle bir siyer felsefesi…
Bugün binlerce insanın Ufuk Peygamberi’ni tanımasına vesile olan ‘Sonsuz Nur’, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin vaazlarından oluşuyor. Tarih: 13 Ocak 1989… Yer: Üsküdar Valide Camii… Cuma günleri kürsüye çıkan Hocaefendi, Sevgili Peygamberimiz’in mübarek ve muallâ hayatlarını tam 62 hafta, gönüllere aktarıyor. Risalet sahnelerini, o anları görür gibi anlatan Hocaefendi’nin samimiyetinin mükâfatı, bugün hemen herkesin ellerinde, evlerinde… Haberimizde vaazı yahut kitabı değil, bu nurefşan cümlelerin kurulduğu mekânı anlatacağız…
Medeniyete değen anne elleri…
Yeni Valide, tabir-i diğerle Valide-i Cedid Camii, Üsküdar’a adımınızı attığınızda sizi karşılayan iki camiden biri. Diğeri hemen az ötede bulunan Mihrimah Sultan Camii ki ikisi arasındaki kardeşlik mukabeleli ezanlar üzerinden devam ediyor. 1708-1711 tarihleri arasında inşa edilen caminin banisi, Emetullah Rabia Gülnuş Sultan. Daha tanınır hale getirirsek; Avcı lakabıyla meşhur IV. Mehmed’in eşi, saltanatında Karlofça Antlaşması’nı imza eden II. Mustafa ile zamanında Lale Devri yaşanan III. Ahmed’in anneleri. Saray tarihine göre; yirmi yıl valide sultanlık makamında oturan Emetullah Rabia Gülnuş Sultan, 1715 senesinde Edirne’de Hakk’ın rahmetine kavuşur. Vasiyeti gereği tıpkı II. Murad Han gibi üstü açık kabrine defnolunur. Onun uzaktan bir kuş kafesini andıran türbesi, insana bir bahçe düşü kurduracak kadar canlı ve munis… Cümleleri Tanpınar’ın caddesine doğru evirirsek; “Bu caminin yanında, çarşı içinde Emetullah Sultan’ın türbesinde insan devir denen şeyi çok iyi anlıyor. Ne 15. ne de 16. asırlarda böyle bir türbe yapılamazdı. Bu hissîlik, ölüme sindirilen bu kadınlık ancak geleneklerin çözülmeye başladığı bir zamanda olabilirdi.” tespitinin yanında buluyor insan kendini.
Burası sadece camiden ibaret değil. Osmanlı mimarî anlayışında olduğu üzere bir külliye. Kayserili Mehmed Ağa’nın başını çektiği ustalarca işlenen bu eser, hâlâ haşmet ve letafetini muhafaza ediyor. ‘İmparatorluğun mimarisi, imparatorluğun kendisine benziyor’ ki elhak doğru… İkişer şerefeli iki minaresi bulunan mezkûr yapının avlusunda yer alan şadırvanı görülmeye değer. Beş ayrı kapıdan girilen avlu, bilhassa yabancı turistlerin ilgi alanında. Çünkü şehrin içinde bir adayı andıran avlunun, her yerini fotoğraflıyorlar. Az önce buranın bir külliye olduğunu ifade etmiştik. Cami, hünkâr mahfili, türbe, sebil, sıbyan mektebi, dükkânlar, imaret ve çeşmeden oluşuyor. İç ve dış avlulardan oluşan caminin içi çini döşeli. Camide, her akşam namazından sonra, çay eşliğinde sohbet ediliyor, bilgisini vermeden geçmeyelim.
Ezcümle, Tanpınar’ı tekrar misafir edelim. Bakın Üsküdar’ın sükût musikisini temsil eden cami için neler diyor: “III. Ahmed devrinin en güzel eseri odur. Ne Sultanahmet Çeşmesi, ne Lâle Devri’ni, devamı olan I. Mahmud zamanına bağlayan Tophane ve Azapkapı çeşmeleri hatta o kadar zarif olan, o kadar bizim İstanbul’umuzu veren İbrahim Paşa imaretleri onunla yarışamaz. Valide-i Cedid’in ısıtmaktan ziyade eşyayı süsleyen, dokunduğu her şeyi altın gurbet renkleriyle giydirip mahzun bir saltanat yapan bir akşam güneşi gibi zarif ve zengin bir hissîliği vardır.”
Hamiş: Cami, üç hafta önce Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü’nce restore edilmek için bakıma alındı. Umarız, diğer sözde yenilenen Osmanlı eserleri gibi, tarihîliğinden uzaklaşmaz.
- tarihinde hazırlandı.