Tiyatroda ‘Hey Gidi Günler’
Yıllar evvel Gaziantep’e okul yeri bakmaya giderken kaza sonucu vefat eden eğitim gönüllüsü Mehmet Özyurt’un hayat hikâyesi tiyatroya aktarıldı. Bursa Yıldırım Kültür Merkezi Hayat Sahnesi ekibinin yazıp oynadığı ‘Hey Gidi Günler’in seslendirmesini radyocu Mesut Baran yapıyor.
Mehmet Özyurt ağabeyi kimler tanıyor bilmiyoruz ama 18 Eylül 1988’de Şanlıurfa’dan Gaziantep’e okul yeri bakmak için giderken meydana gelen kazada şehadet parmağı hariç vücudunun neredeyse tamamı yanan gönül insanı dersek belki hatırlarsınız. Ya da merak eder hayat hikâyesini okursunuz. 1945 yılında dünyaya gelen Mehmet Özyurt ağabey 16 yaşındayken Risale-i Nur ile tanışır. Sonraki yıllarda Risale-i Nur davasına gönül verdiği için defalarca cezaevine girer. Fethullah Gülen’i ilk kez 1973 yılında cezaevinden tahliyesinin ardından görür. İçerideyken duyduğu ‘buralara yeni bir hoca gelmiş, çok iyi vaaz ediyor, güzel şeyler anlatıyor’ sözleri onu meraklandırır. Dışarı çıktıktan sonra da ilk işi Tuzcu Cahit Erdoğan (Teyp Cahit) ağabeyle birlikte bu genç hocaefendinin vaazını dinlemek olur. Sonraki yıllarda Hocaefendi’nin yanından hiç ayrılmaz. Nerede bir iş olsa oraya koşar, ta ki vefat edene kadar.
Nereden geliyor bu değirmenin suyu?
‘Sevdalılar Düşer Yola’, ‘Bir Pirinç Tanesi’, ‘Son Karakol Çanakkale’ ve ‘Bir Yiğit Vardı’ adlı oyunlarıyla Hizmet Hareketi’ne gönül vermiş insanların hayatlarını tiyatro sahnesine taşıyan Yıldırım Kültür Merkezi Hayat Sahnesi oyuncuları hem Mehmet Özyurt’un hayatını anlatmak hem de Hizmet Haraketi için söylenen ‘nereden geliyor bu değirmenin suyu’ sorusuna cevap vermek için şimdi de ‘Hey Gidi Günler’ oyununu hazırladı. Oyunun danışmanlığını yazar Niyazi Sanlı, seslendirmesini ise Samanyolu TV’den Mesut Baran ve Mustafa Sağlamdemir yapıyor.
Hizmet Hareketi’nin ilk dönemlerini anlatan ‘Hey Gidi Günler’ adlı oyun Mehmet Özyurt’a ithaf edilmiş. Hikâye gerçek olaylardan esinlenme. Yer yer kurguların da olduğu oyunda tiyatro sanatının imkânları ölçüsünde gerçekliğe sadık kalınmaya çalışılmış. Mesela ‘Tuzcu Cahit’ olarak bilinen Cahit Erdoğan karakteri oyunda ‘Teyp Cahit’ olarak karşımıza çıkıyor.
Erdal Göze ve Ayhan Yurdagül’ün kaleme aldığı oyunun ana karakteri Mehmet Bey (Mehmet Özyurt), Risale-i Nur davasına gönül ve omuz vermiş bir insandır. Bu uğurda defalarca hapse girmiş, sürgüne yollanmıştır. İzmir’e yeni bir vaizin geldiğini ve hakkındaki övgüleri duyunca da dinlemek için camiye gider. Anlatılanlardan çok etkilenirler. Sonra da hayatları değişir. Cahit Bey artık elinde teybiyle il il, ilçe ilçe, köy köy Fethullah Gülen ile dolaşarak vaaz ve hutbeleri kaydeder. “Artık bir sözünün bile zayi edilmesine izin vermeyeceğim.” diyen Cahit Bey, Teyp Cahit diye anılacaktır.
Oyunun en dikkat çekici sahneleri arasında öğrenciler için nasıl burs toplandığını anlatan bölümler de yer alıyor. Kimi bir teneke zeytinyağıyla, kimi bir çuval buğdayıyla, kimi de bütün servetiyle bu değirmene su sağlıyor. En keyifli sahnelerden biri ise ‘devletten iş alma, devlete kapak atma’ anlayışının hicvedildiği anlar oluyor.
Oyunun yazarlarından Ayhan Yurdagül, Mehmet Özyurt’un Hizmet Hareketi’nin ilklerinden olduğuna dikkat çekiyor ve “Dilimiz döndüğünce bu gönül erini anlatmaya çalıştık.” diyor. Oyunun diğer yazarı Erdal Göze, oyunu yurdun dört bir yanında sahneleyecekleri bilgisini veriyor.
Kaynak: http://www.zaman.com.tr/cuma_tiyatroda-hey-gidi-gunler_2254219.html
- tarihinde hazırlandı.