Yalan ve iftiralar kitap oldu

Yalan ve iftiralar kitap oldu

17 Aralık sürecinde medyada yer alan yalan, iftira ve kara propaganda örnekleri kitaplaştı. Zaman Kitap’ın yayımladığı iki kitap, bu konudaki bütün yalanları belgeleriyle tarihe not düşüyor. Gazeteci-yazar İdris Gürsoy’un kaleme aldığı ‘İstihbarat Yalanları ve İftiralar’, içinden geçtiğimiz karanlık sürecin, 28 Şubat döneminde yaşananlarla benzerliğini gözler önüne seriyor.

Siyasi literatüre şimdiden ‘17 Aralık süreci' olarak geçen ve hâlen yaşamakta olduğumuz bu dönem, medya tarihimiz açısından da ayrı bir ilgiyi hak ediyor. 28 Şubat'ta sergilediği darbe yanlısı tutum sebebiyle genel olarak iyi bir sınav vermeyen Türk medyasının aradan geçen yıllara rağmen ‘genlerinden' kurtulamadığını görmek üzücü bir deneyim oldu. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının başladığı 17 Aralık 2013'ten bu yana hükümete yakınlığıyla bilinen yazılı medyanın bu süreçte yaptığı yalan haberlere yetişmek bile muhatapları için hayli güçtü. Zira, mahkemeye de intikal eden, hükümetin adının karıştığı usulsüz satın alma işlemi iddiaları dolayısıyla adı ‘havuz medyası'na çıkan medya gruplarının son üç ayda yediği tekziplerin sayısı bile basın tarihimiz için ibretlik bir boyutta.

     Ne var ki, ‘gerçeğin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır' kaidesi bu dönem de kendini gösterdi. 17 Aralık sürecinde ‘haber' adı altında medyada yer alan yalanlar, iftiralar ve hedef göstermeler kitaplaştı. Zaman Kitap'ın yayımladığı iki kitap, bu konudaki bütün yalanları belgeleriyle ortaya koyuyor. Salih Sarıkaya ile Özgür Küçük'ün hazırladığı ‘Yalanlar, İftiralar, Çarpıtmalar' ile gazeteci-yazar İdris Gürsoy'un kaleme aldığı ‘İstihbarat Yalanları ve İftiralar' başlıklı kitaplar, gerçeğin üzerinin örtülemeyeceğini bir kez daha gösteriyor.

'Paralel' yalanı neyi örtüyo?

Gazeteci-yazar İdris Gürsoy'un ‘İstihbarat Yalanları ve İftiralar' adlı çalışması, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra yaşanan süreci ayrıntılı bir şekilde anlatmakla kalmıyor, bu süreç ile 28 Şubat arasında da keskin bağlantılar kuruyor. Böylece, yolsuzluk iddialarını, fezlekeleri, yasal dinleme kayıtlarını, imar planlarındaki değişiklikleri ‘komplo' diyerek izah etmeye çalışan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın söylemlerini de çürütüyor. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasındaki delillerin, ‘paralel devlet, çete, örgüt, dış mihraklar' söylemi ile perdelenmek istendiğine değinen gazeteci Gürsoy, 28 Şubat'ta görülen medya karartması ve yönlendirmesinin bu süreçte yeniden aktif hale getirildiği tespitini yapıyor. Röportaj ve fotoğraflarla desteklenen kitap, dört bölümden oluşuyor. ‘Gülen'e infaz girişimi' alt başlığıyla kitabın ilk bölümünde Hizmet Hareketi'ne ve Fethullah Gülen Hocaefendi'ye yöneltilen yalan ve iftiralara somut verilerle cevap veriliyor. Gürsoy, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının yerine; varlığına dair delil gösterilemeyen ‘paralel devlet'in konuşulmasının ‘başarılı' bir algı operasyonu olduğunu söylüyor.

Çalışmasının ikinci bölümünde İdris Gürsoy, ‘1999 Haziran Fırtınası' başlığı altında 28 Şubat sürecinde yaşananları hatırlatıyor. Fethullah Gülen'in 1999'da benzer bir iftira kampanyası ile hedef alındığı belirtilen kitabın son bölümü ise ‘Bir Mazlum: Said Nursi'. Bediüzzaman Said Nursi'yi hedef alan kara propaganda örneklerini de sıralayan Gürsoy, 28 Şubat sürecinde kullanılan irticanın yerini ‘Cemaat'in aldığını kaydederek, ‘Soygun şahane Camia bahane' sözüyle yaşanan süreci özetliyor.

28 Şubat'tan beter manşetler

Salih Sarıkaya ile Özgür Küçük'ün hazırladığı ‘Yalanlar, İftiralar, Çarpıtmalar' adlı çalışma ise bugün yaşanan sürecin fotoğrafını gazete manşetleriyle çekiyor. ‘Yeni 28 Şubatçıların Yalan Haber Dosyası' alt başlığıyla yayımlanan kitap, yıllar sonra bu dönemi araştırmak isteyen akademisyenler için arşivlik bir kaynak niteliğinde. 17 Aralık sonrası siyasette yaşanan dalgalanmaların ve keskin kırılmaların aynı ölçüde medyada da yaşandığını belgeleyen kitap, medyanın önemli bir kısmının kötü bir sınav verdiğini gösteriyor. Özellikle ‘havuz medyası' olarak anılan medya gruplarının belgesiz ve hayalî yalan haberler üreterek, karanlık odaklardan servis edilen iftira ve kara propaganda ürünlerini bu kadar rahat yayınlaması insanı şaşırtıyor. O kadar ki, kitaba konu olan yalan haberler, bir dost meclisinde işitilse "Yok canım, o kadarını da yapmazlar!" diyebileceğiniz türden. Ancak Sarıkaya ve Küçük, titiz bir arşiv taramasıyla 17 Aralık sonrası Akit, Yeni Şafak, Sabah, Star, Takvim ve Akşam gazetelerinde yayımlanan haberleri belgeleri ve gazete manşetleriyle önümüze koyuyor.

Kitabın giriş yazısındaki şu ifadeler bu sürecin 28 Şubat'ı da geride bıraktığını göstermesi bakımından önemli: “Yalan, iftira ve çarpıtmaları alt alta sıraladığımızda 28 Şubat postmodern darbe sürecinde medyadaki dindarlara yönelik karalama kampanyalarının daha yoğun bir biçimde Hizmet Hareketi aleyhinde yapıldığını gördük. 17 Aralık'taki ‘büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu' sonrası bir kısım medyadaki haberler sıralanınca korkunç bir tablo ortaya çıktı."

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.