Zulme karşı çıkmak insanî bir görev

Zulme karşı çıkmak insanî bir görev

Hizmet'e zulmü Lahey'e taşıyan işadamı Kani Kudu, "Davanın kabulü önemli değil. Zulmü dünyanın duymasını istiyorum." dedi. 25 sayfalık dilekçeyi AİHM'e, elçiliklere ve bütün insan hakları kuruluşlarına ulaştıracağını vurguladı. Uzmanlar da Lahey'in dilekçeyi usul bakımından reddedebileceğini, ancak başvurunun diğer uluslararası mahkemelerde açılacak davalar için önemli olduğunu kaydetti.

Hizmet Hareketi'ne yönelik zulümleri 11 Eylül'de Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşıyan işadamı Kani Kudu, başvuruyu Zaman'a değerlendirdi. Lahey'deki mahkeme yetkilileriyle görüştüklerini, dilekçe işleme alındıktan sonra kendilerine randevu verileceğini anlattı. Dilekçeyi dünya liderlerine, tüm insan hakları kuruluşlarına, büyükelçiliklere ve misyon şeflerine ulaştıracağını belirten Kudu, bu hafta Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağının altını çizdi. "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Birleşmiş Milletler gibi hukuk kurumlarına da bu zulümleri taşıyacağım. Benim için kabul edilsin veya edilmesin hiç önemi yok tek isteğim zulüm durdurulsun ve dünyaya duyurulsun, bunları yapanlar yargı önüne çıkarılsın." dedi. Bu ülkede zulüm gören kim varsa onların yaşadıklarını da her türlü platforma taşıyacağını söyleyen Kudu, özellikle son 4-5 yıl içerisinde, toplumun farklı kesimlerinin iktidarın ayrımcı ve baskıcı politikalarına maruz kaldığına dikkat çekti. Suç işleyen herkesin cezasını çekmesi gerektiğini, ancak hiçbir belgeye, delile dayanmadan Hizmet Hareketi'ne zulüm yapıldığını kaydeden Kudu, "Belge olsa çoktan medyalarında olurdu. Zulümler sanki kanıksanıyor. Bugün Hizmet'e yapılanlar toplumun birçok farklı kesimine de yapılabilir." uyarısında bulundu.

Özal'ın mirasına sahip çıkmak için geçmişte Anavatan Partisi'nde siyaset yaptığını hatırlatan işadamı davayı açmasının gerekçesini de şu sözlerle dile getirdi: "Özal'ın öldürüldüğü konuşuluyor. Bugün ona sessiz kalanlar, yarın başkasına oluyor. Birçok hastanede Hizmet'e yapılan zulüm ve fişlemelerden dolayı haksız yere işlerinden atılanlar psikolojik tedavi görüyor. Birçoğu kalp krizi geçirdi. Hastane yetkilileri ve mağdurlarla da görüştük. Onlar da tanıklık yapacak. Zulüme karşı çıkmak hem insanidir hem de dinin bir gereğidir. Bizim elimizden gelen tek şey hukuk çerçevesinde mücadele etmek. Ne olursa olsun bu konunun hukuki olarak takipçisi olacağım. Aksi takdirde doğuda bu ülke için şehit olanlara, Çanakkale'de bu ülke için canlarını verenlere ihanet etmiş oluruz."

Türkiye'de 12 Eylül benzeri sivil bir darbe yapıldı diye Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunun da altını çizen Kani Kudu şöyle devam etti: "Ben 27 Mayıs muhtırasında da siyasetteydim. Birçok olaya yakından tanık oldum. Derin güçlerin nasıl çalıştıklarını bilen bir insanım. Bu yapılanlar ülkesini sevmekten başka bir şey yapmayan Anadolu insanına darbedir. Bugün Anayasa, hukuk diye bir şey yok. Hakimler, savcılar toplanıp yönlendirilmeye çalışılıyor. Ayrıştırılmayan, bölünmeyen hiçbir şey kalmadı. Biz terörist değiliz, silah alıp dağa çıkacak değiliz. Hukukla sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Şu anda ülkede tam bir 12 Eylül yaşanıyor."

Lahey'e sunulan başvuru dilekçesinde 'soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlar' kapsamında dile getirilen uygulamalar ise özetle şöyle: "Okullara el konuluyor, veli ve öğretmenler baskı altına alınıyor, fişlenerek ayrımcılık yapılıyor. Hizmet'e yakınlığıyla bilinen Bank Asya devlet eliyle batırılmaya çalışılıyor. 8 sivil 2 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği Gezi Parkı olaylarından başta eski Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler olmak üzere dönemin yetkilileri sorumludur. 35 Kürt kökenli masum insanın, ölümüne sebebiyet vermesi nedeniyle Tayyip Erdoğan, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından 'savaş suçu sanığı' ilan edilerek yargılanmalı. Kanuni düzenlemeyle, MİT'e ancak Muhaberat devletlerinde görülebilecek derecede geniş yetkiler verildi. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarından sonra TUSKON, TÜSİAD, TOBB üyesi iş çevreleri muhalif olmaları ya da Hizmet'e yakınlıkları nedeniyle hedefe konuldu. Hükümet, AKP yandaşı hakim ve savcıları atayarak oluşturduğu sulh ceza mahkemeleri eliyle muhalif insanlara karşı hukuksuz yargılamalar yürütüyor."

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/gundem_zulme-karsi-cikmak-insani-bir-gorev_2244483.html

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.