4 Ekim 2015 tarihli köşe yazıları
4 Ekim 2015 tarihinde Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketi hakkında yazılı basında çıkan köşe yazılarından seçmeler…
“Beni akrabalarıma hasret bıraktılar”
Devirler değişti ama cevirler hiç değişmedi. Şimdi de aynı zulümler Fethullah Gülen Hocaefendi’ye, onun akrabalarına ve dostlarına karşı uygulanılıyor.
Abdullah Aymaz’ın “Beni akrabalarıma hasret bıraktılar” başlıklı yazısı
Smeagollar Frodo’ya karşı
17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarını takip eden polis ve savcıların, Fethullah Gülen’in talimatıyla nasıl darbeye teşebbüs ettiklerini anlatan iddianame yayınlandı. Türk Ceza Kanunu’nun 312’nci maddesine göre, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirmeye çalışmışlar. Nasıl cebir ve şiddet kullanmışlar? Bu pek anlaşılamıyor… Ama Cemaat AK Parti’ye Habil’in Kabil’e yaptığını yapmış. Sezar’ın mutemet adamı Brütüs gibi davranmış. Savcı İsmail Uçar, “Sen de mi Brütüs” sözüne de temas ediyor. Kim bilir belki, yolsuzluklar ortaya çıkınca Erdoğan da söylenmiştir: “Sen de mi Fethullah Hoca?”
Nazlı Ilıcak’ın “Smeagollar Frodo’ya karşı” başlıklı yazısı
Anadolu insanına darbe
İlk defa Hizmet Hareketi, Anadolu insanına karşı kurulan aristokratik yapıyı bozdu ve kast sistemini kırdı. Müslüman Anadolu insanını eğitti, okuttu, dünyaya açtı ve sınıf atlattı. Daha sonra pek çok cemaat Hizmet’in yaptıklarını taklit ederek yurtlar, okullar, dershaneler açtılar. Bu sayede Anadolu insanı devlette, bürokraside, medyada, üniversitelerde, aydınlar arasında, ticarette yer edinmeye başladı. Hizmet, bunu sadece Türkiye’de yapmadı. Afrika’dan Asya’ya Batı tarafından ezilmiş, kenara itilmiş kesimleri aldı ve kendi toplumunda yükseltti, öne çıkardı. Bu yönüyle Hizmet Hareketi, Türkiye’de ve dünyada sosyal barışa ciddi katkı verdi ve liyakatli insanların öne çıkmasına imkân hazırladı.
Mahmut Akpınar’ın “Emperyalizm Cemaat ve AKP” başlıklı yazısı
TRT’nin ‘Paralel’ kafası!
Siyasetin şizofrenik ataklar sonucunda kurduğu ‘paralel’ evrende adeta bir cadı avı yürütülüyor. Bir taraftan gazeteciler işsiz bırakılıyor, diğer taraftan masum insanlar linç ediliyor. Kişisel ihtiraslar devreye giriyor ve hükümetin uydurduğu ‘paralel’ çuvalına yüzlerce masum atılıyor ve hukuksuzca linç ediliyor. Bir dizi filminden terör örgütü çıkarılıp, bir kanalın yayın kurulu başkanı hapse atılıyor.
Mustafa Kılıç’ın “TRT’nin ‘Paralel’ kafası!” başlıklı yazısı
- tarihinde hazırlandı.