Ben Yamyam Değilim

Küçük bir safari gezisi yaptık. Zebralar, antiloplar, impalalar, kırmızı antiloplar, siprinbacaklar, erkekleri üç metre zıplayanlar, ayrı ayrı şekilde safari meşherinde sergilenmiş.

Arslanların bölümü ayrı bir alanda... Rehberimiz arslanlara haftada bir gün (pazar) et verildiğini, fazla verilirse, hımbıllaşacaklarını söyledi. Tedbirsiz davranıp yanlarına yaklaşan iki Japon turisti yemişler... Birkaç sene önce sarhoş olarak yaklaşan sahibini iki aslan yemiş... İnsan eti yiyenlerde bir alışkanlık olduğu, hep insan eti arzuladıkları için insan yiyen aslanları öldürüyorlar. Böyle bir tehlikeden dolayı arabadan çıkmamak gerekiyor. Birkaç sene önce Almanya'dan giden bir Türk grubu ikazlara uymayıp geç kalmışlar. Aslanlara et verilecekmiş... Bir yerde arabalarının benzinleri bitmiş. Rehberleri yokmuş. Telefonları da çekmiyormuş. Öbür güne kadar arabalarının içinde beklemişler... Birkaç aylık arslan yavrularını sevmek için müsaade ediyorlar. Onların ayrı bir yerleri var. Oralarda çakallar, sırtlanlar ve çitalar da var. Zürafanın yanına yaklaştık... Başa, sıcak vurmaması için safari şapkası giyiliyor. Üzerinde Güney Afrika bayrağı var. Bayrakta gökkuşağı gibi her renk bulunuyor.

1994'ten önceleri döneme apardheid (ırk ayrımcılığı) dönemi diyorlar. Kölelik kalkmış; ama 1956'da kast sistemi gibi ayırımcılık kanunlaşmış. Beyazlar efendi, zenciler işçi, Hintliler ara sınıf. Altın madenlerinde bile ustabaşılarını Hindistan'dan getirmişler. Zenciler sadece vatandaş. Seçilme ve seçme hakları yokmuş. 25 kişilik sınıfın 20'si beyaz, 4'ü Hintli... Bir tanesi zenci öğrenci olabiliyormuş. 1994'ten sonra her şey tersine dönmüş... Beyazların çoğu kaçmış. Fakat daha sonra geri dönmüşler. Şimdi birçok meselede zenciler lehine pozitif ayrımcılık var.

Johannesburg'da "Montecasino"yu görmeye gittik. Bir Avrupa, daha çok bir İtalyan şehrinin mahallesi gibi inşa edilmiş. Üstü kapalı... Bir kısmı tam geceyi temsil ediyor. Öğlen vakti geceye giriyorsunuz. Kafanızı kaldırdığınızda ay ve yıldızları görüyorsunuz. Yani resimlemişler. O hissi veriyor. Herhalde bilhassa kumar oynayanlar gece şeklinde hissetsinler diye. Kumar oynayanlar, yemeden içmeden kumar hastalığı ile kendi dünyalarına gömülmüş gitmişler. Dünyadan haberleri yok; her şeyden kopmuşlar. Tam bir hastalık. Orada fotoğraf çekmek yasak. Daha sonra şantaj yapmak için kullanılabilir diye. Tıklım tıklım, her taraf dolu. Gündüz kısmına da gittik. Kapalı alan olduğu için hafif akşam karanlığı gibi. İnsanın içinden 'acaba bizim Safranbolu evleri veya eski tarihî cumbalı İstanbul evleri gibi bir yapıda böyle bir mahalle kurulsa hat, ebru dükkânları, okçular, şehzadelerin sünnet düğünleri ve tarihî görüntüler sergilense' diye düşünceler geçiyor. Ama bu alâkayı görür mü? Oldukça zor...

Montecasino'ya silahla girmek yasak. Zaten girişte insanlar tek tek kontrol ediliyor, üzerleri aranıyor.

Johannesburg'da eğitim gönüllülerimizin açtığı "Sema International School"u ziyaret ettik. Bina eskiden, askeriyenin aşçı okulu imiş. Şimdi bir nevi Anadolu imam-hatip gibi... Eğitim Arapça ve İngilizce olarak veriliyor. Bizimkiler binanın içine bizim camilerimiz tipinde şirin bir mabet inşa etmişler. Kütahya çinileriyle süslü. Bina yapılırken, yaşlı Hintli Müslüman bir hanım "Benim de camiye hayrım olsun" diyerek bin dolara yakın biriktirdiği parasını vermiş... Burada, çoğumuzun Beşinci Türkçe Olimpiyatları'ndan tanıdığımız Güney Afrika'yı temsil edip şiir okuma yarışmasında ikinci olan Khangelânî ile görüştük. Artık liseyi bitiriyor. Üniversiteyi Türkiye'de okumak istiyor. Zaten "Korkmayın, ben yamyam değilim! Ben de sizdenim", bir seferinde de "Ben Çorumluyum!" demişti. Çok sevdiği ve şiirini okuduğu Medet hocası Mozambik'e gideceği için "Belki de onun yanına giderim." diyor. Khangelânî'ye dedim ki: Almanya'dan Afrika'ya burs gönderen Elmas abla, bir gün "Acaba bu bursun ulaştığı öğrencileri görebilecek miyim?" diye soruyor. "Evet bir gün göreceksin." diyorlar. Beşinci Türkçe yarışması olimpiyatını videodan seyrederken Khangelânî, seni görüyor. "İşte dün gece rüyamda gördüğüm öğrenci, bana 'Senin bursun buna gidiyor!.' dediler." diyor. Khangelânî bunu duyunca hisleniyor.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.