Ebu Bekir Efendi
Hollandalılar sömürge döneminde Malay ırkından pek çok Müslüman'ı köle olarak buraya getirmişler. Aralarında bazı alimler de gelmiş. Bunlardan birisi Tana Baru... Hiç kitap getiremedikleri için bu zat Kur'an-ı Kerim'i ezberinden yazmış.
Onun adına Tana Baru Mezarlığı var. Kabri orada, türbe şeklinde... Kabristanın aşağısında da yine bir Tana Baru Mescidi var... Osmanlı'nın gönderdiği Ebu Bekir Efendi de Tana Baru Mezarlığı'nda bulunuyor. Mezarının etrafı demirle çevrilmiş. Oraya çıkıyoruz. Etrafını otlar kaplamış... Biz kabrine yaklaşınca yavruları ile beraber bir keklik sürüsü harekete geçti... Bu bakımsızlıktan kurtulması lazım... Kız tarafından torunlarından İnci Hanım'la evli olan Levent Bey'le beraberdik. Başbakanımız Tayyip Bey geldiğinde, kendisine Sultan Abdülaziz tarafından 1862'de gönderilmiş olan, Cape Town'da İslamiyet'e büyük hizmetler veren bu zat hakkında torunları tarafından bir dosya verilmiştir. Ebu Bekir Efendi Kültür Merkezi yapılması için bir teşebbüs başlatılmıştır. İşler çok yavaş gitmektedir. Bu hususta kaynak kitap olarak Ahmet Uçar Bey'in "140 Yıllık Miras Güney Afrika'da Osmanlılar" isimli eser değerli bir araştırmadır. Yapılacak işler için bir kaynak olarak ondan da istifade edilebilir. Birçok insanımız artık dünyanın her tarafında... Varlığımızın özümüze ve kökümüze bağlı olarak devam edebilmesi için Ebu Bekir Efendi, Mehmet Remzi Efendi gibi şahsiyetler için kültür merkezlerinin açılması, dinî ve millî bayramlarında onların insanlarımız tarafından çoluk çocuk ziyaretlerine gidilmesi lâzım.
Meşhur Masa Dağı'na gittik. Fakat fazla rüzgâr ve sis olduğu için teleferik çalışmıyordu. Bizden sonra grup en tepesine çıkabildiler. "Masa Dağı" ismini Ebu Bekir Efendi'nin verdiği de söyleniyor. "Sis, Masa Dağı'nın duvağıdır." diyorlar. Masa Dağı'ndan dönerken okyanusun içinde Mandela'nın 27 sene hapis yattığı Roben Island (Robin Adası) görünüyor. Orada Nelson Mandela bazı Müslüman liderlerle beraber bulunmuş. İslamiyet'le ilgili bilgileri onlardan öğrenmiş... Oradan Hollandalıların Malay sürgünlerinden Seyyid Muhammed Hasan Gâibî'nin türbesine geldik. Çevresinde talebelerinin de mezarları var. Bazı kerametlere mazhariyetinden dolayı, buraya Keramet Türbesi de diyorlar.
Sonra Ebu Bekir Efendi'nin kaldığı, şu anda Malay Müzesi olan eve gittik. Kitaplarını yazdığı masası duruyor. Müzede Malaylarla ilgili eşyalar, resimler, fes, sarık, üzerinde Kur'an-ı Kerim ve meâli bulunan rahle vs. tarihî hatıralar var. Duvarda Besmele ve hatlar var. Bir duvarda aslî şekliyle "Allah" ismi ve parça parça yazılışı var. Elifsiz "Lillah" birinci lâmsız "lehû", ikinci lâmsız "Hû"... Hepsi de bir şekilde "Allah"a delâlet ediyor.
Cape Town'ın nüfusu 5,5 milyon. Bir milyonu Müslüman... Yani Müslüman nüfusunun en çok olduğu yer. Eyâlet başkanı bir Müslüman... İsmi İbrahim Resûl... Malay asıllı. Johannesburg'a yapılacak caminin maketini görünce İbrahim Resûl, hislenip ağlıyor ve, "Arsa verelim, ne olur burada da dört minareli bir cami ve külliye yapın." diyor. Geçtiğimiz aylardaki İstanbul Feshane'de organize edilen Filistin Konferansı'na Mandela da davet ediliyor. 89 yaşında olduğu ve kollarına girilerek yürüyebildiği için kendi yerine İbrahim Resûl'ü gönderiyor. İbrahim Resûl on beş dakikalık bir konuşma hazırlıyor. Fakat, "Kavgayla bir yere varamayız. Dünya ile diyaloğa geçelim... İyi münasebetler içinde meselelerimizi herkese anlatıp problemleri çözelim." mealinde sözler söylediği için heyecan, hamaset isteyenler beş dakika sonra konuşmasını kesiyorlar. O da biraz sonra Feshane'yi terk ediyor. Çok üzülüyor ve "Müslümanlar daha ne zaman akıllanacak?!." diyor. Oradan Fatih Üniversitesi'ne, Samanyolu Televizyonu'na ve Zaman Gazetesi'ne gidiyor. İngilizce Zaman'ı görünce çok seviniyor ve, "Mutlaka Cape Town'da da basalım." diyor. Bunun için ayrıca İstanbul'a gelmek ve Zaman idaresiyle, nasıl yapabiliriz diye görüşmek istiyor...
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Johannesburg, Durban ve Cape Town şehirlerinde çok güzel hizmetler veren Türk kolejleri var. Onların değerli öğretmenleri ve idarecileriyle de görüştük. Onlar her yerde olduğu gibi buralarda da bizi, insanımızı ve mübarek Anadolu'yu temsil ediyorlar. Var olsunlar. Allah, onları hayırlı hizmetlerde başarıdan başarıya koştursun.
- tarihinde hazırlandı.