Gözlerim Arkada Kalmıyor
Dr. Can (Mehmet Ayvacı) arkadaşımızın vefat tarihi olan 28 Temmuz 2006'dan bu kadar vakit geçti.
Onun "Ailem" dergisinde çıkan yazılarının bir bölümü Gül Yurdu Yayınları'nda "Çaresizim Ne Yapmalıyım?" isimli bir kitapta neşredilmişti. Ben onları tekrar gözden geçirdim. Bu kitabın başında 13 Ağustos 2005 tarihinde yazdığı "İTHAF" dikkatimi çekti... Şöyle diyor: "Gürültü ve telaşın ortasında, 'Sükûnetle Barışın ve Huzurun' ne demek olduğunu bana anlatan ÖLÜMÜ; yeşil çimenlerin üzerindeki çiğ taneciği gibi, duru ve güzel olan sağlığımın değerini bana anlatan HASTALIĞIMI; ancak rüyalarımda yaşayabildiğim ve şuuraltımın bütün muhteşem renklerini bana gösteren DELİLİĞİMİ; olumsuzluklarına rağmen, bu dünyanın yine de yaşanacak bir yerleri olduğuna beni inandıran biricik EŞİMİ; ve bütün bunları bana öğreten ANNECİĞİMİ çok seviyorum."
Kitaptan bazı bölümleri aktarmak istiyorum:
"Her zaman ve her yerde ilk çare, son çare ve EN ÇARE hep ALLAH'tır (cc). (...) Dünya doğurmak üzere. Bazıları ışığı gördüler. (...) Ayrıca 'Kendimi ikinci sınıf insan gibi görüyorum.' demişsin. İstersen senin birinci sınıf insan dediğin hem zengin, hem okumuş insanları, kapında dilenci yapayım. Nasıl mı? Birincisi; (kendilerini birinci sınıf sayan) bu tip insanların içinde binlercesi göz, kalp, böbrek nakli için yüz binlerce dolar vermeye hazır. Nasıl olsa sen ikinci sınıfsın. Ver bir gözünü, bir böbreğini vs... İki tane olanlardan birini ver. Onlar sınıf farkına bakmaksızın milyon dolar verirler sana. Hatta içlerinde rektör, dekan vs. varsa belki diploma da verir, seni fahrî doktor yaparlar. Hem zengin hem diplomalı olursun. Varsın bir taraftan açık öğretim devam etsin, ona da şoför ve limuzinle gidersin.
İkincisi, senin gençliğinle ilgili. Bu bırak 79 veya 49 yaşındakini, 39 yaşındaki bir insana sorsan: '20 yıl genç olmak ister misin?' diye. Bu çok zengin biri olsa; 'Her yıl için 20 milyon dolar veririm.' diyecektir. İstersen soralım. Sen değerlisin hem de pek çok. Ve o kutlu insanın dediği gibi 'Allah seni, çocuğunu en çok seven annenin, çocuğunu sevdiğinden daha çok seviyor.' Çünkü 'en mükemmel' olduğunu Allah Teala, Kur'an'da beyan ediyor. Yani sen çok değerlisin...
Son gülen olmak için gülistan hayaliyle burnumuzu sızlatan gül kokusundan başka gül koklamamalıyız... (...)
Abinizin vefatından sonra ahirete daha fazla bir yakîn ile ibadet ettiğinden olsa gerek, şeytanı çileden çıkarmışsın. İşte bu taklîdiden tahkîkiye geçişte, az da olsa bir türbülans yaşaman normal. Aslında düşmanın bombaladığı cephe, dost cephesidir. Yani iyi yoldasın ki, şeytan vesvese bombaları atıyor. (...)
Hepimiz ancak yarı belimize kadar adamız. Hava gibi, su gibi, ışık gibi şeffaf olamıyoruz. Toprak gibi kesif, yoğun ve karanlığız. Ama bilirsin, İsm-i Azam'a en yakın mercidir toprak ve biz oraya secde ederiz. Çünkü gülü orası bitirir. Topraktan geldik toprağa döneceğiz. Önemli olan, çamura bulaşmamak... Önce sosyal fobini elinin tersiyle it. Sonra da kalbini tatmin edecek sözlü ve fiili dualarını yap. Unutma, bir gün hepimiz gözlerimizi kapatacak, sevimli ve cana yakın (hem de çok yakın) ölüm meleğinin güvenli kollarında berzahı geçecek, sihirli ve hiç görmediğimiz muhteşem dünyaların kapılarını aça aça... Sevgililer sevgilisine ve gerçek yurdumuza ulaşacağız. Ümitsizlik yok sevgili E. Kuşcu, bunu asla unutma!.. (...)
Erzurumlu bir büyük tanıdım İzmir'de. Belki de o yüzden, her İzmir adı geçtiğinde; Urfa'ya şanlı dediğimiz gibi İzmir kelimesinin önüne "güzel" yerleştiririm. (...)
Bir gün uzaklara gönderdiği ve gittiği için değil; kendisinden ayrılacağı için üzülen bir talebesine, "Neden hüzünlüsün?" diye sormuştu da, ona kısık bir sesle, "Gurbet!" diyebilmişti... İşte; o zaman tatlı bir tebessümle "Toprağın altında gurbet yoktur!" cevabını vermişti..
Daima sabır göstermeli, pozitif düşünmeli, "Hayırlısı" diyebilmeli... "Keşke" yerine "Bir dahaki sefere inşaallah" sözünü slogan edinmeliyiz. "İyi" günler... (...)
Yaptığı bestelerin tınısını 'Berzah'a kadar ulaştırabilen altın bir neslin geliyor olduğunu görüyorum ve gözlerim arkada kalmıyor. Müjdeler olsun..
Kitabından yaptığım bu aktarmalardan sonra, can dostumuz, Dr. Can'ımız Mehmet Ayvacı'yı vefatının beşinci sene-i devriyesinde Fatiha ve İhlas'larla anmayı unutmayalım.
- tarihinde hazırlandı.