Hacı Kemal Ağabey'imizi Hatırlayalım
Gençlik yıllarında Ege Bölgesi'nde deve güreşleri tertip etmiştir. Senesini tam hatırlamıyorum (tahminen 1968 olabilir) Aydın'ın köylerinden bir arkadaşımla onların yaylalarına gitmiştim. Dönüşte Aydın'a uğradık. Aydın İmam-Hatib'i adına muhteşem bir mehter gösterisi tertiplenmişti. Hacı Kemal Ağabey'i organizenin başında gördüm. Zaten zaman zaman sevinçli ve heyecanlı olduğu vakitlerde hemen mehterden bir parça okur. En çok da "Artar cihadla şevkimiz" parçasını okurdu. O zaman biz anladık ki, işler iyi gidiyor.
Ben kendisini ilk defa 1961-1962 yıllarında Ramazan aylarında İzmir'e vaaz vermek için gelen Hacı Tahir Büyükkörükçü Hoca'mızın heyecanlı konuşmalarını dinlerken gördüm. 1963 yılında da Yaşar Tunagür Hoca'mızın Kestanepazarı Camii'ne hem vaiz hem de yurt müdürü olarak gelmesiyle, hep onun yanında görürdüm. O zaman İzmir'de pek sakallı insan görünmezdi. Ama hem Yaşar Hoca'mızın hem de Kemal Ağabey'imizin simsiyah çok güzel sakalları vardı. Boy olarak da birbirlerine yakınlardı. Onun için akşam karanlığında Kestanepazarı Camii'ne gelen insanların çoğu Hacı Kemal Ağabey'i görünce Yaşar Hoca'mız zannederek saygıyla kenara çekilirlerdi.
Fethullah Gülen Hoca'mız 1966'nın başında vaiz ve yurt müdürü olarak Kestanepazarı'na geldiğinde de yine Hacı Kemal Ağabey'i elinin teybi ile vaazlarda görmeye başladık. Cuma namazından sonra Hocaefendi'yi birkaç defa İzmir Başoturak Camii civarındaki balık lokantasına götürdüğünü hatırlıyorum. Daha sonra Mesut Kızılhisarlı'nın işyerine de beraber balık yemeye gittiğimiz hatırımdadır.
Seçilme arzusu ile siyasete hiç bulaşmamış bu temiz insan, sağ partileri desteklemiştir. Bunu yaparken de 'ezan'ın aslına çevrilmesi hizmeti gibi gayretlerden dolayı dinî bir gaye gütmüştür. Zamanla tamamen din-i mübin-i İslam'a hizmet ettiklerine inandığı hocaefendilerin peşine düşmüş ve onlardan hiç ayrılmamaya gayret etmiştir.
Dedesinin İstanbul'da imam olması ve bizzat Hacı Ağabey'in sık sık hacca gitmesi dolayısıyla İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerin dindar esnaf ve işadamları ile çok münasebetleri olmuştur. Onun için Hocaefendi Bornova'da vaazlar verip sohbetler ederken pek çok işadamını İstanbul'dan davet edip getirmiştir. Onun için 1970'li yılların sonunda Hacı Kemal Ağabey, "Artık bundan sonra Hocaefendi'nin İstanbul'a gidip yerleşmesi lâzım. İstanbul, Türkiye demektir." diyordu. Zaten 1980'den sonra İstanbul'a mecburî bir gidiş oldu.
Hocaefendi bir konuşma yapıp bir tavsiyede bulunsa hemen Hacı Kemal Ağabey söylenen sözleri kendi üzerine alır, "Bunları bana söylüyor. Hemen yerine getirmem lazım." derdi. Onun için hizmetlerde hep ilklere imza attı. Zaman Gazetesi'nde büyük emekleri vardır. İlk günlerin sıkıntılarını şöyle dile getirirdi: "Gazetenin ilk günlerinde sobamız yoktu. Küçük tüpte hem çay pişirir hem de ısınırdık. Sonra Allah nasip etti, arsa bulduk. İş artık inşaata gelmişti. Şu andaki yedi katlı binanın iki katını yapma planımız vardı. Benim maddi sıkıntım vardı. Kendime göre bir plan yapıp hâli vakti yerinde bir hayır sahibinden çimento almayı planladım. Vereceğinden emindim. Fakat bütün izahlarıma rağmen yardım edemedi. Yıkılmıştım. En büyük ümidim sönmüştü. Ağlayarak çıktım. Yolda ağlayarak yürüyordum, belki yarım saat yürüdüm. Birden karşıma henüz bir-iki hafta önce tanışmış olduğum biri çıktı. Cadde ortasında ağlayışıma hayret ve hüzünle bakarak "Niye ağlıyorsun Hacı Abi?" dedi. Derdimi ona açmak istemiyordum. Fakat ısrar edince olanları anlattım. Bizim eğitim ve kültür hizmetlerimizi yeni tanıyor olmasına rağmen gazete binasını kendisinin finanse edeceğini söyledi."
Hacı Kemal Ağabey'imizin gönlünü hoş eden; fakat isminin gizli tutulmasını isteyen ve cömert gönlünü açabildiği kadar açan bu ulvî hedefli ağabeyimizden de Cenab-ı Hak ebeden râzı olsun ve bütün işlerini âsân eylesin. Âmin.
Hacı Ağabey'imizin eğitim hizmetleri İstanbul Fatih Koleji ile Türkiye'de belli bir zirveye yükseldikten sonra Orta Asya ülkelerinde, bilhassa ömrünün son zamanlarında Tâcikistan'da şâhikaya ulaşmıştır. Onun bu son gayretleri destan çapındadır ve gelecek nesillere ders ve ibret olması için mutlaka senaryoların yazılması ve filmlerinin çekilmesi lâzımdır..
- tarihinde hazırlandı.