Hızîriyet Temsilcisi Doktorlarımız

Dr. Fahrettin Er, bir grup doktor arkadaşı ile ilk defa Nijer'e gitmiş oradaki çaresizliği ve sağlık taramaları, ameliyat ve tedavilerle yapılan hizmetlerle alınan iyi neticeleri, oradaki Türk okullarının önemini yakından görmüş.

Hatta 1850'li yıllarda Nijer kabileleri arasındaki anlaşmazlığı halletmek için Sultan Abdülaziz'in gönderdiği genç memurun başarılarından dolayı çocuklarına hâlâ Abdülaziz ismi vermelerine şahit olmuş... Fahrettin Bey, bu geziden çıkardığı neticeleri tecrübeleri bir doktor olarak kaleme alıp bana göndermiş. Ben de bu tespitleri değerlendirmeniz için sizlere bilhassa doktorlara ve ehl-i hamiyet, ehl-i himmet ve ehl-i gayret herkese arz ediyorum. Diyor ki:

"Yurtdışındaki eğitime adanmış gönüllülerin yıllar önce başlattığı hizmetlerin meyveleri ortadadır. Bir hekim olarak yurtdışına, doktorlarımızın giderek nasıl hizmet edebilecekleri konusunda görüşlerini izah etmek istiyorum. Sağlık hizmeti, bilhassa Afrika kıtası, Hint yarımadası ve çevresi için ihtiyaç duyulan, buralarda çok işe yarayacak bir hizmettir. Afrika gibi ülkelerde eğitim çok önemlidir, ancak netice almak ise zaman isteyen bir konudur. Sağlık hizmetlerine gelince, insanları doğrudan ilgilendirdiği için, çok kısa vâdeli güzel neticeler elde edilir. Eğer eğitim hizmetleriyle beraber sağlık faaliyetleri bir arada giderse, tesirlerinin de son derece artacağı âşikârdır.

"Peki doktorlarımızı yurtdışında muhtaç yerlere nasıl çıkarabiliriz? Gönül ister ki, hekim arkadaşlarımız, fedâkâr öğretmenlerimiz gibi rahatlıkla her yere gitsinler. Ama bu hemen kolay olmuyor. Bunun için şöyle, Afrika'ya Büyük Sahra çölüne (Nijer'e) ameliyat yapmak için gitmiş bir hekim olarak, tecrübelerim ışığı altında, oralara sağlık hizmeti için gidecek olanlara basit, pratik, ucuz ve sürdürülebilir bir usul şöyle olabilir diyorum: Öncelikle Afrika olmak üzere ve daha sonra ihtiyaç duyulan ve uygulamasında kanunî engel olmayan ülkeler için, eğer oralarda açılmış Türk okulları varsa -ki, hemen hemen hepsinde var- onların idarecileriyle anlaşarak o okulların bünyelerinde iki-üç odayı revir veya küçük bir poliklinik olarak düzenlemek uygun olur. İlk etapta bu imkân, sağlık hizmetlerinde büyük kolaylık sağlar. Okul içinde açılacak revir ve benzeri bölümler hem güvenlik açısından, hem ulaşım ve tanınma açısından hem de başlangıçta hiçbir yatırım masrafı çıkarmaması yönünden çok önemlidir. Kullanılacak üç odalı bir revirin bir odası, küçük müdahaleler (sünnet, fıtık, yumuşak doku kitleleri, diş çekimleri, katarakt ve benzerleri) için uygun olacaktır. Revirin ikinci odası ise hekimin oturacağı ve hasta muayene edeceği ve bir köşesinde ilaç dolabının bulunacağı bir yer olarak düzenlenmelidir. Üçüncü odası ise müdahale ve küçük ameliyatlar sonrasında hastaların belli bir süre yatabilecekleri yerler şeklinde düzenlenebilir. Gerekirse bu odaların sayıları artırılabilir.

"Biz 14 kişilik ekibimizle gittiğimizde planımız üzerine 160 fıtık hastası için gerekli bütün ilaçları, ameliyat malzemelerini, serumları, anestezik malzemeleri yaklaşık 30 büyük koli olarak Türkiye'den götürmüştük. Hastalara anestezileri, belden spinal anestezi ile yaptık. Elimizdeki imkânları en iyi şekilde kullanmaya çalıştık. Hatta hastaları ameliyattan sonra imkânsızlık yüzünden ağaçların altına, çöle, kumlara yatırıyor, serumları ağaçlara asıyorduk. Tansiyonları düşen hastalarımızın başlarını kaldırmak için kafalarının altında hiçbir şey bulamadığımız için taş koyup yükseltmek zorunda kalıyorduk... Ama bize orada yardımcı olarak hem de çoğunun adı Abdülaziz olan cefâkâr ve fedâkâr, o kadar da kadirşinas insanlar vardı..."

Bir sonraki yazımızda da bu konuya devam edeceğiz inşallah...

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.