Kurban Etleri Fakirler İçin Değil mi?
Tete eyaletinde bize en çok yardım edenlerden birisi de 50 senedir Mozambik'te yaşayan Pakistan asıllı Abdülmecid Bey idi. Devlet hastanesinde idareci olan bu zat, ailesiyle beraber gecesini gündüzüne kattı.
Kesimin yapıldığı Dra. Laura Bravo Hanım da kesimin aksamaması ve etlerin zamanında parçalanıp hazırlanması için hiç odasına girmeksizin kan ter içinde çalışıp durdu. Bize, "Değil mi ki siz, bu kadar hayvanı fakir halk için kesip dağıtacaksınız, o zaman iş değişir. Benim de sizinle çalışmam gerekir. Benden ne isterseniz yerine getirmek mecburiyetindeyim. Sizi tebrik ediyorum, çok büyük iş yapıyorsunuz!." dedi. Bütün işçileri de Kimse Yok mu Derneği'nin tişört ve önlüklerini giyerek büyük bir heyecanla gönüllüler kervanına katıldılar.
İnhambane eyaletinde de kurbanlar kesildi. Ama burada enteresan bir karşılaşma oldu!.. Otel İnhambane'ye bir ay önce Türkiye'den bir müdür gelmiş! Annesi Mardinli, babası Filistinli, hanımı İskoçyalı olan bu müdür, 1989 yılında İzmir-Yamanlar Koleji'nin ilk mezunlarından Nida Melhem Bey... Bu şehirdeki kesim ve dağıtım işlerini organize etti. Yanında da Türkiye'den gelmiş yine Yamanlar mezunlarından Abdullah Sait Erdoğan ve Abdurrahman Hilmi Erdoğan kardeşler vardı!.. Bu iki fedâkâr kardeşin organizasyon sonunda merkeze (Maputo'ya) döndüklerinde İnhambane'de hiç kurban eti yemediklerini öğrendik. Sebebini sorunca "Bize ikram edildi ama, biz yemedik. Çünkü bunlar Türkiye'den Mozambik'e fakirler için gönderildi." dediler. Sonra öğrendik ki, bu tavır, oradaki insanlara derinden tesir etmiş. Nur Muhammed Camii'nin imamı İsa Hoca, bizim fedâkârlarımıza şunları söyledi: "Ben sizleri sahabe efendilerimiz gibi görüyorum. Peygamberimiz (sas) zamanındakiler gibi davranıyorsunuz. Kurban Bayramı'nı unutmuş olan buradaki Müslümanlara gelip yeniden bayramlarını hatırlattınız. Senede bir defa et yiyemeyen fakirlere kurban eti ikrâm ettiniz. Allah sizlerden râzı olsun."
Chimoio şehrinde kesilen kurbanlar dağıtılmak üzere parçalanırken etrafa saçılan kemiklerin üzerindeki etleri, çocuklar kapışıp dişleriyle sıyırmaya çalışıyor, hatta kemikleri ağızlarında çiğneyip et kokusu almak için uğraşıyorlardı. Pişmemiş ete bile hasret bu yavruların evlerine giren etlerin yemekleri kim bilir nasıl bir bayram havası getirdi!
Birinci günün akşamı Sebîlillah Camii'ne gitmiştik. Akşam namazından sonra etleri dağıtacaktık. Burası Patris Lumumba Mahallesi için çoğunluk Müslüman'dı. Fakat namazdan sonra baktık ki, Müslümanlar, Hıristiyan komşularını da çağırmışlar. Gelemeyenler için bile kurban eti istediler, biz de verdik. Ayrılırken Dernek Başkanı Hüseyin Bey, "Biz Türkleri yeni tanıdık!. Bizim gerçek kardeşlerimizin sizler olduğunuzu anladık." dedi.
Oradan ayrıldıktan sonra, yolumuz üzerindeki bataklık kenarında kurulu, kamış evlerden meydana gelmiş, elektriksiz ve susuz bir mahalleye de uğradık. Karanlıkta el yordamıyla etleri dağıtmaya başladık. Mahallenin ileri gelenlerinden İsmail Migue Bey, hepsini sıra yapıp kalabalığı nizama soktu. Çocuklar sevinç çığlıkları atıyorlardı... Gönül huzuruyla ayrıldık...
Hepinizden Allah razı olsun.
- tarihinde hazırlandı.