Renkli Bir İftar Çadırından

Avrupa'da Ramazan ayında kurulan iftar çadırları ile ilgili bilgiler alırken arkadaşımız Ö. Şâmil Kafkas'ın notları dikkatimi çekti. Sizlerle paylaşmak istiyorum:

Ülkemiz için mânâlı bir tarih olan 29 Ekim, İsveç Göteborg'dakiler için de ayrı bir anlam taşıyordu; kültürlerini ve değerlerini bu uzak diyarlardaki insanlara duyurma ve yaşatma adına tarihi bir gündü!

Böyle bir program için üç hafta kadar uğraşılmıştı. Belediyeden, sağlık enstitüsüne, elektrik idaresine kadar her yerden gerekli izinler de alınmıştı.... Bu ilk iftar çadırı, şehrin en merkezi yeri olan Avenu'ye (İstanbul'un Taksim Meydanı benzeri), Stora Teater'in (büyük, merkez tiyatro) karşısındaki parka kurulmuştu. Bu çadır, cuma akşamından kurulmuş, cumartesi saat 10'da gönüllü velilerin işbaşı yapmasıyla tekrar faaliyet başlamış ve etkinlik akşam saat 7'ye kadar sürmüştü...

Oradaki eğitim gönüllülerinin açtığı Eğitim Merkezi'nde çocukları olan velilerden yaklaşık 40'ı börek, sarma ve tatlılar hazırlamışlardı. Çadırın bir köşesine kurulmuş olan sinevizyonda, cami ve Kabe resimleri gösteriliyordu... Yüzlerce İsveçlinin tadına orada vâkıf oldukları bir "Türk Kahvesi Köşesi" de vardı ki, görülmeye değerdi.

Türk otantik havasını katabilmek için her veli, evlerindeki Türk kültürünü yansıtan neyi varsa alıp getirmişti. Çadırın içi, ilgi çekici ve kültürümüzü tanıtıcı ev eşyalarıyla donatılmıştı. Bunların yanında; Türk bayrağı ve İsveç bayrağı da yan yana asılarak, bu birliktelik, diyalog hali sembolleştirilmişti!

İftar vakti girdiğinde herkes sırayla yemeklerini almaya başlamıştı. Aldığı herşeyin karşılığını ödemesi gerektiği şeklinde yetişmişlerdi İsveçliler; yemekleri alanlar: "Ne kadar bu yemekler?" diye sorduklarında, gönüllü vatandaşlarımızdan: "Evet, bir karşılığı var bu yemeğin.. o da bir tebessümünüz'" cevabını alınca önce şaşırıyor, sonra da tebessümlerini cömertçe sergiliyorlardı!

Bir başka stantta da, öğrencilerin yararına; börek, çörek, sarma ve tatlılar çok ucuz fiyatlara satılıyordu… Gün boyu yaklaşık 250 kişi alış-veriş yapmış, 250 kişi de iftar yapmıştı... 1000'in üzerinde insan da uğramıştı çadıra... Burada kimler kimler ziyaret etmemişti ki; başta İsveçliler ve Türkler olmak üzere, Taylandlı, Japon, Meksikalı, Finli… Üniversiteli Türk dostlarımız sınıf arkadaşlarını da getirmişlerdi çadıra.. herkes çok memnundu; yüzlerindeki neşeli ifadeden, kocaman gülümsemeden anlaşılabiliyordu!

Bu manzaradan çok duygulanmış olan Brezilyalı bir bayanın hali görülmeye değerdi. Minik kızı, ikram edilen şekerli zevkle yerken; orada misafirlere bilgi veren Fadime Hanım'a şunları anlatıyordu o bayan: "Ülkem Brezilya'da Müslümanların olduğunu biliyordum, ama ilk defa bu çadır vesilesiyle onları yakından gördüm, onlarla tanışmış oldum. Ben Katoliğim. Bizde de oruç var, sizde de varmış; ne güzel!.. Kültürünüzü bu şekilde, böyle olumlu bir tarzda yansıtmanız çok hoş." Cümlesini, (oradaki hemen her misafirin o akşam bir vesileyle kullandığı) bir cümleyle bitiriyordu: "Umarım seneye de aynısını yaparsınız!" Oradan geçerken tevafuken görüp gelmiş iki belediye görevlisi de vardı; Bayan Katerina ve Bay Sven. Onların belediyedeki görevleri de 'Yabancıların bu topluma entegrasyonu.' Oradaki faaliyeti görünce çok sevinmişler! Bay Sven şöyle diyordu: "Siz bizim yıllardır yapmaya çalıştığımız şeyi yapıyorsunuz. Keşke bu organizeden daha önce haberimiz olsaydı?! Belediyedeki bütün arkadaşları getirir, bu çalışmayı misal bir girişim olarak gösterirdik!" Bunları söylerken de, bir yandan da oradaki Türklere tekrar tekrar sarılıyor, tebrik ediyordu.

Bir araştırma görevlisinin sözleri de kayda değerdi: "Müslümanlara terörist filan diyorlar, ama gördükçe sizleri, inanamıyoruz. Kendinizi hep bu hâlinizle göstermeniz lazım. Sürekliliğini bekliyoruz…" Gelen misafirlerin görüş ve izlenimlerini belirtmesi için bir ziyaretçi defteri konulmuştu. İşte oradan bazı alıntılar:

"Böyle hoş bir inisiyatif için teşekkürler.. Yemekler çok güzel... Sevgilerle." Anna & Viktoria i Grimsås. Malmö'den.

"Çok teşekkür ederim, çok eğlenceli idi..." Lars.

"Kendinizi tanıtmanız çok güzel, böylece herkes sizin de bizim gibi olduğunuzu görebilir. Yemek için de ayrıca teşekkürler." Mariona Fagbeeg

"Her şey için teşekkürler, sizin muhteşem kültürünüzden parçalar görmek çok hoştu..." Maria.

"Türkiye'ye gitmiş gibi oldum. Daha önceden Türkiye'ye gitmiş ve oradaki çadırları, Ramazanları görmüştüm. Bunları bana tekrar yaşattığınız için çok teşekkürler!" Mattias.

Anadolu'nun güler yüzünü dünyaya tanıtanlara teşekkür eder, gayretlerini tebrik ederiz.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.