"Birlikte Yaşama Tecrübeleri"ni Paylaştık
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da düzenlenen "Uluslararası Birlikte Yaşama Tecrübeleri" isimli bir toplantı yapıldı. 68 ülkeden temsilciler katıldı ve birlikte yaşama adına yaptıkları faaliyetleri paylaştılar. Dünyanın farklı ülkelerinde okullar ve diyalog merkezleri açan hizmet erleri, "Farklılıklarımıza rağmen birlikte yaşayabiliriz." mesajı verdi. Ama ne yazık ki bu güzel etkinlik ülkemizin yoğun gündeminin azizliğine uğradı.
Neresinden başlayayım bilmiyorum ama mutlaka kamuoyu ile paylaşılması gerektiğine inanıyorum; çünkü Türkiye kamuoyu adına önemli ama önemi ölçüsünde basın yayında yer bulmayan bir hadise gerçekleşti geçtiğimiz hafta İstanbul'da. Taksim'deki Ceylan Intercontinental Otelde "Uluslararası Birlikte Yaşama Tecrübeleri" başlığı altında Gazeteciler ve Yazarlar Birliği'nin düzenlediği paylaşım toplantısıydı bu.
Basın neden ilgi duymadı? Birkaç cevabı var bu sorunun şimdilik. Bir; basın tahrip değil de tamir eksenli müsbet şeyleri haberleştirmede cimri davranır öteden beri. İki; toplantının basın mensupları, köşe yazarları vb. hemen herkesin tatilde olduğu yaz mevsimine gelmesi. Üç; bizzat basın mensuplarının ifadeleri içinde "yemin krizi, futbolda şike, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın tutuklanması" hadiselerine odaklanmış bulunması. Türkiye kamuoyu için Rihter ölçü birimine göre 9 belki daha fazla oranda bir depreme sebebiyet veren bu iki hadise bütün dikkatlerin oralara çevrilmesine neden olmuş. Ben bir basın mensubu arkadaşın getirdiği siyaset ve futbolu ilgilendiren bu açıklamaya can u gönülden katılıyorum. Çünkü Türkiye'de siyaset de, futbol da zati kıymetlerinin çok çok üstünde olan bir yerde duruyor. Demokratik sistemin ve Batılı manada medeniyet algısının oturduğu ülkelerde ne siyasete ne de futbol başta sair spor dallarına bu ölçüde önem verilir. Şu satırları kaleme almaya başladığım andan itibaren yan odada babamın seyrettiği TV'nin sesi açık ve saatlerdir Aziz Yıldırım'ın tutuklanma kararı anlatılıyor, yorumlar yapılıyor. Sanki Türkiye gibi 70 milyonluk bir ülkede başka gündem yok! Her neyse, daldıkça derinleşeceğimiz ve derinleştikçe sadedden uzaklaşacağımız bu hususu bir kenara bırakıp konumuza dönelim.
68 ülke yaptıklarını paylaştı
Neydi basın toplantısında yapılan şey? Dünyanın 68 ülkesinden temsilci katıldı ve ülkeler adına gelen temsilciler birlikte yaşama adına yaptıkları faaliyetleri paylaştılar birbirleriyle. Dünyanın herhangi bir ülkesinde yapılabilecek bu toplantının Türkiye'de, İstanbul'da yapılmasının sebebi ne diyecek olursanız; sözü edilen kurumlar, Anadolu'nun bağrından çıkmış Hizmet Hareketi'nin yurtdışında kurdukları kurumlar ve temsilcileri de "farklılıklarımızı koruyarak huzur içinde birlikte yaşama" idealini gerçekleştirmek için faaliyet gösteren insanlar... Bana beni gerek beni değil, bana seni de gerek seni diyerek yola çıkanlar; içine kapalı bir klan, kabile ve cemaat içinde yaşamaktansa -ki bu hatayı biz bir zamanlar Avrupa'da yaptık- ötekini ötekileştirmeden tanıma, bilme, uzlaşma ve paylaşmayı tercih edenler; küreselleşen ve kocaman bir köy haline gelen dünyamızda birlikte yaşamanın ötesinde başka alternatifin olmadığı idrakiyle erkenden yola koyulanlar bunlar. İşte toplantının Türkiye ile irtibatı bu.
Malum, erken yola koyulan yol alırmış. Erken yola koyulan bu insanlar söz konusu toplantı ile farklı kesimlere farklı mesajlar sundular. Her şeyden önce aynı ideali benimseyen kişiler olarak oldukça verimli görüş alışverişinde bulundular. Projeler bazında dünyanın 68 ülkesinde neler yapıldığını, yapılan şeyler arasındaki farklılıkları bizzat ilgililerden öğrenme imkânı buldular. Mahallî gerçeklere uyması nisbetinde veya yapılacak küçük revizyonlarla aynı projeleri kendi ülkelerinde de tatbik imkânı bulacaklar.
Kendilerine destek veren insanlara fedakâr Anadolu halkına: "görev yaptığımız ülkelerde eğitim faaliyetlerinin ötesinde şunları da yapıyoruz; haberiniz olsun. Yaptığımız bu faaliyetlerden elde ettiğimiz sonuçlar şunlardır; karşılaştığımız sıkıntılar bunlardır; ihtiyacımız olan ilave destekler aşağıdadır vb." tarzında bir hesap verme de vardı bu toplantının getirileri arasında.
Belki de hepsinden önemlisi istişarî toplantıya çağrılan ve Hizmet Hareketi hakkında önyargılarının sürüklediği kulvarda yalanlar, iftiralar, vehimler, şüpheler üreterek kamuoyunu yanlış bilgilendiren yerli-yabancı basına şu mesaj verildi: "Şeffafiyet diyorsunuz çoğu zaman. Öncelikle kurumsal manada ait olduğum ülkenin kanunlarına göre kurulmuş, her türlü açıdan denetlemeye muhatabım. Onların bir şey demediği, kurumsal faaliyetlerimize izin verdiği bir yerde sizin olumsuz yaklaşımlarınız bir mana ifade etmiyor. Kaldı ki işte sizin gözünüzün önünde, kameralarla saniye saniye görüntüleme imkânının olduğu, her türlü sorunuza açık bir vaziyette bulunuyorum. Eğer hâlâ tatmin olmadıysanız, bana şeffafiyetten ne anladığınızı anlatır mısınız?"
Sorun değil çözüm odaklı düşünce
Toplantıya baştan sona katılmış ve 68 ülkede yapılanların bütününü dinlemiş bir insan olarak gördüğümü söyleyeyim; sorun değil çözüm odaklı düşünce var; gündeme getirilen ve hayata geçmiş hemen her projenin temelinde gerçeklerle yüzleşme var; var olanı inkar yerine onun varlığını kabullenip bunu nasıl çözeriz'i konuşma var; dünyayı tek başıma kurtaracağım dercesine yel değirmenlerine savaş açan Donkişotvari tavır yerine konularına göre yerli-yabancı uzman ve kurumlarla ortaklaşa sorumluluk bilinci içinde hareket etme var; bütün sorunların "hemen, şimdi" değil zamanla halledileceği ve sorununa göre kısa-orta ve uzun vadeli çözüm planlamaları var.
Türkçe Olimpiyatları ölçüsünde olur mu bilemem; onu zaman gösterecek ama bu tip bir toplantı devamı durumunda büyümeye ve gelişmeye namzet. Türkiye'nin bağrından kopmuş ve dünyanın dört bir yanında birer sivil toplum kuruluşu olarak karınca kararınca insanlığın karşı karşıya olduğu problemlere elindeki kovasıyla su taşıyan bu çalışmalar gelecekte çok daha büyük organizelerle kamuoyu ile buluşabilir. Takdir beklentisi için değil, paylaşmak için, hesab vermek için ve önyargılarla meseleye yaklaşanlara resmin tamamını sunmak için. Harun Tokat Bey yaptığı konuşmada ilki gerçekleştirilen bu programın Dünya Diyalog Olimpiyatları tarzında ele alınabileceğini söyledi? Neden olmasın? Doğu Ergil'in yaklaşımları içinde son dönemlerde Türkiye'nin yüzde yüz yerli tek ihraç unsuru olan bu hareketin birlikte yaşama adına gerçekleştirdiği faaliyetler neden Türkiye kamoyunda hak ettiği yeri almasın ki?
Son bir nokta; bundan tam 14 yıl önce, 28 Şubat rüzgârının bütün şiddetiyle esip önüne kattığı her şeyi savurduğu bir dönemde hafızam beni yanıltmıyorsa yine aynı otelde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin düzenlediği burs, iş imkânı vb. vaatlerle kandırılan çocukların konuşturulduğu Hizmet Hareketi aleyhinde bir basın toplantısı düzenlenmişti. Sahi onlar nerede şimdi? Unutmayın; doğruların yardımcısıdır Hazreti Allah. Hamd O'na, şükran O'na, minnet O'na.
- tarihinde hazırlandı.