28 Şubat'ın Son Perdesi
Fethullah Hocaya yapılan tazyik devam ediyor. Hoca ile bağlantılı tüm kurumlar mercek altında alındı. Okullar, yurtlar, dershaneler, hatta gazete ve televizyonlar bile... İş o kadar çığrından çıkartıldı ki, neredeyse hocaya selâm verenler bile sorumlu tutulacak. Halbuki asıl işin içinde olanlar, şu sıralar karalama kampanyasını yürütenlerdir...
Bunların ipi ise başkalarının elinde...
Yani 28 Şubat sürecinin... tane esas itibari ile meselenin çıkış noktası da 28 Şubat süreci. Çünkü 28 Şubat'ın hedefi bütün dindar kesim idi; önceliğinde ise RP ve Fethullah Hoca vardı...
RP için büyük ölçüde hedefe ulaşılmıştı. Parti kapatıldı. Erbakan'a ve diğer önemli siyasîlere yasak kondu. Tayyip Erdoğan da içeride. Şu anda RP'nin devamı olarak görülen FP'ye de kapatma dâvâsı açılmış durumda...
Demek ki 28 Şubatın birinci perdesi tamamlanmış.
Sıra ikinci perdede. Yani Hoca meselesinde. Bu tamamen "derin devletin" kontrolünde başlayan ve devam eden bir hadise. Yoksa bazılarının zannettiği gibi gündem saptırma hareketi değil. Çünkü "derin devletin" gündem saptırma diye bir derdi yoktur. Gündem saptırmayı ancak uyanık hükümetlerin başbakanı yapardı; Özal gibi... Bu hükümetin o derece uyanık olmadığı malûm...
"Derin devlet" bu sefer işi sıkı tutup neticeye ulaşmak istiyor. Hem bugünkü MGK gündemine de gelecek bu konu. Galiba bu planlı idi. Çünkü yeni hükümet ilk defa MGK'ya katılıyor. İlk fırsatta bu konuyu gündeme getirmek istemiş olabilirler. Seçim öncesinde yapamadıkları hoca operasyonunu gecikmeden tamamlamak istiyorlar. Çünkü hükümetin sonu ne olur bilinmez... Üstelik "derin devlet" kendine göre iyi bir destek buldu. Hem de hocanın arkasındaki siyasîlerin desteğini boşalttı. İşin içinde "cumhuriyeti yıkmak hedef alındı" faraziyesi de olunca, tabiî olarak, cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz hocaya sahip çıkamadılar.
Hatta gariptir, MHP sözcüleri aleyhte bile konuşuyorlar.
Şimdi "derin devlet" böyle bir fırsat bulur da bunu hiç kaçırır mı? Nitekim hiç göz açtırmıyor. Çok yakında hoca idamdan yargılanmaya başlarsa hiç şaşmayın.
Evet... İşte tüm bu yaşananlar da 28 Şubat'ın ikinci perdesidir. 18 Nisan seçimleri öncesi yarım kalan işin tamamlanma safhasıdır. Kendi elleriyle besleyip büyüttükleri bir hareketi yok etme palanlarıdır.
Bu tazyikler sonucunda hocaya ve cemaatine ne kadar zarar verebilirler? Hocaya bağlı diye tanımlanan kurumlara ne yapabilirler? Bu tazyikler diğer dinler gruplara, vakıf ve derneklere de yönelir mi, bilemiyoruz...
Ama bildiğimiz ve inandığımız bir şey var: o da 28 Şubat'ın ikinci perdesi olan bu devirlerin 28 Şubat'ın son perdesi olacağıdır. Ve yine inanıyoruz ki, "dini siyasete ve şahsî kemalatına ve dünyevi işlerine" âlet edenlere karşı adalet tokadını vuran kader-i ilâhi; bir gün gelecek 28 Şubat sürecine de "zecr tokatlarını" vuracaktır.
Çünkü küfür devam eder, ama zulüm devam etmez...
- tarihinde hazırlandı.