İşte İşin Püf Noktası

Medyada ne zaman bir hareketlenme olsa dikkatimi çeker. 1999'un ilk aylarında ülkemizin en büyük medya grubunda bir üst kurul oluşturuldu ve bu kurul, bilinen ama çok uygulanmayan medyacılık kurallarını deklare etti. O zaman, 'Herhalde önemli bir konuda tek sesli yayın yapacaklar!' dedim ve arkasından Fethullah Gülen Hocaefendi'yle ilgili meşhur kasetli linç hadisesi geldi.

Yakınlarda da yine medyada hareketlenmeler oldu. Söz konusu grubun ağır toplarından biri bir başka gruba geçti ve nihayet yayın yönetmenliğine kadar geldi. Yine iki grup arasında yaşanan bir hadiseyle Murat Bardakçı yer değiştirirken, onun benzeri Soner Yalçın Hürriyet'te yazmaya başladı. Başkan yardımcısı Harbiye'de İngiliz ajanlarıyla yakalanan İşçi Partisi'nin yayın organı Aydınlık'ta yıllarca çalışmış, İngiliz siyasetini mutlaka çok iyi bilen, Yalçın Küçük çizgisinde yazdığı Efendi isimli kitapla Türkiye'nin son bir asrını tanımada çok önemli olan Sabetaycılık vakıasını başarıyla sulandıran, Kurtlar Vadisi dizisinin, Cüneyt Özdemir ile birlikte Sağır Oda dizisinin konsept danışmanı Soner Yalçın, Irak'ta olup bitenlere ve özellikle Kerkük'ü nasıl kaybettiğimize Şeyh Sait ayaklanması penceresinden bakmaya çalışıyor ve Türkiye'deki İslâmî hareket ve gelişmeleri, Saitler arası karıştırmalar da yaparak yine tersinden yorumluyor.

İşte, Türkiye'nin son bir asrını, Güneydoğu veya bazılarına göre Kürt meselesini, Irak'ta olup bitenleri, son günlerde tekrar gündeme gelen derin devlet konusunu anlamada püf noktası burası. Yakın tarihimiz, neredeyse bütünüyle sisler altında. Bunun sebebi ise gereken araştırmaların yapılmasına devletin izin vermemesi. Birinci Meclis'in zabıtları gibi, Şeyh Sait ayaklanmasıyla ilgili bütün resmî arşivler de 'tasnif dışı' ve hâlâ incelemeye kapalı. Üstüne üstlük, dönemi anlamamızda birinci dereceden yardımcı olacak olan İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon'un hatıraları da, İngiliz geleneklerine rağmen sanırım hâlâ inceleme yasağı altında. Eldeki tek-tük belgeler, Şeyh Sait ayaklanmasında İngilizlerin hiç de Şeyh Sait lehinde olmadığı. Ortada, herkesin kabul ettiği üzere kışkırtılmış bir ayaklanma var. Tıpkı Menemen gibi. Hacettepe Üniversitesi'nin resmî sitesinde bile kesin bir sebep söylenemiyor ama hadisenin sonuçlarından bahsedilirken, Başbakan Fethi Okyar (Menemen hadisesinde de muvazaalı muhalif partinin lideridir) yerine İsmet Paşa'nın başbakanlığa getirildiğine, Takrir-i Sükûn kanununun çıkarıldığına, İstanbul basınının susturulduğuna, İstiklâl mahkemelerinin kurulduğuna, gazetecilerin tutuklandığına, lâikleşme yolunda yeni adımlar atıldığına, Türk aile yapısını değiştiren Türk Medenî Kanunu'nun, tekke-zaviye ve türbeleri kapatma kanununun çıkarıldığına, rejimin sertleştiğine, 1930'da bu defa Menemen hadisesiyle son verilecek çok partili hayata geçme teşebbüsünün akamete uğrayıp, tek parti yönetiminin devam ettiğine dikkat çekilir.

Bu, Türkiye'nin son bir, hattâ bir buçuk asırlık tarihidir ve bu tarih, gizliliklerle dolu bir tarihtir. Sultan Abdülaziz'in katlinin belgeleri bile yeni yeni gün yüzüne çıkıyor. Evet, bu tarihte büyük cinayetler var, isyanlar var. Bunlar, genellikle hep bu ülkenin Müslüman halkının üzerine yıkıldı. 1990'lardaki faili meçhul (!?) cinayetler, olmayan veya sanal bazı İslâmcı örgütlerin üzerine yıkılıyordu; şimdi Soner Yalçın'ın konsept danışmanı olduğu bir dizide bu gerçek dile getiriliyor. Bugün de milliyetçilik üzerine yıkılan cinayetler işleniyor.

Sultan Abdülaziz'in şehid edilmesinden 31 Mart vakasına, oradan Şeyh Sait ayaklanması ve Menemen olayına, oradan askerî darbelere, oradan 1980 öncesi anarşi ve nihayet PKK terörüne, oradan 1990'lardaki faili meçhul (!) ve birkaç yıldır faili malûm cinayetlere kadar aynı örgünün atkıları olan hadiseler aydınlanmazsa ulaşabileceğimiz bir gerçek yoktur. Ve bilmiyorum, yasaklanan Kurtlar Vadisi-Terör dizisi de, müsteşriklerin İslâm ile ilgili, Soner Yalçın ve benzerlerinin sözünü ettiğim hadiseler ve Sabetaycılıkla ilgili, pek çok gerçeklerini verip asıl gerçeği tersine çevirme maksadına mı hizmet edecekti?
Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.