Sızıntı Mektebi

Kur'an-ı Kerim, İslâm'ı Peygamber Efendimiz'in (sas) misyonu çerçevesinde şöyle özetler: Size bizzat içinizden çıkmış bir rasûl gönderdik: Size (kendisine vahyettiğimiz) âyetlerimizi okuyor - (bizzat kendinizi ve dış dünyanızı, eşya ve hadiseleri apaçık delillerimiz olarak size anlatıyor; zihinlerinizi yanlış düşünce ve kabullerden, kalblerinizi bâtıl inanç ve günahlardan, hayatlarınızı her türlü kirden arındırarak) sizi temizliyor; size (kendisine indirmekte olduğumuz) Kitabı ve Hikmet'i (o Kitabı anlama ve tatbik etme yolunu, ondaki emir ve yasakların manâ ve maksadını, varlığın anlamını, eşya ve hadiselerin tefsir ve te'vilini) öğretiyor ve size bilmediğiniz ne varsa hepsini öğretiyor (Bakara Sûresi: 151).

İşte, isminde (sızıntı=reşha) yansıyan olanca tevazuuyla Sızıntı, son asırlarda modernizmin gerçek manâ, muhteva ve maksadından tecritle mutlak inkâra vesile kıldığı eşya ve hadiseleri, kâinat, insan ve tarihi "yaratılmış ve yaşanılan Kur'an" olarak okumak, böylece zihinleri yanlış düşünce ve kabullerden, kalbleri bâtıl inançlardan arındırarak, onları, tasavvufun kazandırdığının çok ötesinde tefekkür yoluyla kazandıracağı Allah marifetiyle, "yemişini her dem veren birer şecere-i tayyibe" halinde yeni baştan inşa etmek gibi eşsiz kıymette, kıymeti nisbetinde de ağır bir sorumluluğu üstlenen bir mektebin mecmuası olarak ortaya çıktı. Bu sorumluluk, modernizm mutlakiyetçiliğinin kendi elleriyle kendine inşa ettiği bilim ve bilimsellik tahtının sûrî görkemine hiç aldırmadan, onun altından akan köpükten ibaret akıntılarda topukların bile ıslanmasına fırsat vermeden, eşya ve hadiselere tamamen Kur'an dürbünüyle bakabilmeyi gerektiriyordu.

Meselâ, Batı'da "Wild Life (Doğal Hayat)" adı altında çekilen belgesellerin tamamı, "hayatın bir mücadeleden ibaret olduğu, güçlülerin ve adaptasyon kabiliyetini geliştirenlerin ayakta kalabildiği bu mücadelede varlıkların birbirleri üzerinden hayatını sürdürdüğü" şeklindeki Darwinist teze dayanmaktadır. O kadar ki bu belgeseller, hayvanların hayatını büyük ölçüde beslenme, biraz da üreme çerçevesinde ele almakta, dolayısıyla onların hayatından sadece bu kesitleri göstermekte ve seyirciye "hayat, bizatihî kendini sürdürme adına beslenme ve üremeden, dolayısıyla bu uğurda verilen mücadelelerden ibarettir" intibaını vermektedir. Sızıntı mektebi, bu belgeselleri yorumlarken, onlardaki bu maksadı, verilen intibaı sezer; dolayısıyla, "Allah, et-obur hayvanları bazı sürülerin zayıf ve ihtiyar üyelerine musallat ederek, hem bu sürülerin varlığını daha sağlıklı olarak idame ettirmekte, hem de ekolojik dengeyi korumaktadır" şeklinde gidilebilecek, ama Darwinist teze destek sağlayıcı yorumlara prim vermeden, "Hayat, yardımlaşmadan ibarettir. Hayatta güçsüzler daha çok şefkate nail olur, daha iyi beslenir. Hayvanlar âleminde Allah'ın tekvinî kanunları hakimdir. Bu kanunlar çerçevesinde et-obur hayvanların meşru yiyecekleri ölmüş hayvanlardır. Bu meşru sınırların dışına çıkan bir hayvan cezasını görür" kaidelerini esas alır. Ayrıca, cinler âlemi bile insanlık âlemine bağlı ise, hayvanlar âlemi niye bağlı olmasın diye düşünür. Ömer ibn Abdülaziz döneminde dağda kurtların koyun sürülerine saldırmadığı, bir çobanın koyun sürüsüne kurtlar saldırınca bu çobanın, "Eyvah, Ömer ibn Abdülaziz öldü!" dediği rivayetlerde vardır. Sızıntı, o dönemde bir çobanın bile sahip olduğu, ama çoktan kaybetmiş bulunduğumuz eşya ve hadiselere bakış seviyesini, yani eğer hayvanlar âleminde Allah'ın tekvinî kanunlarına aykırı şeyler oluyorsa, bunun birinci sebebi insanlık âlemindeki bozulmanın hayvanlar âlemini de tesir altına alacağı şuurunu da kazanma ve kazandırma mektebidir. Bu mektep, izzeti Kur'an'a göre düşünüp, inanma, yaşama ve değerlendirmede görür. Hele hele, birtakım mücerret veya yarı mücerret varlıkları biyolojik varlığa incirar ettirme, meselâ nefsi beynin bilmem kaçıncı bölgesiyle, sevmeyi, inanmayı bilmem hangi genle özdeşleştirme gibi materyalizm kokan düşüncelere asla itibar etmez.Şahsen, İslâm'ın, dolayısıyla insanlığın geleceğini Sızıntı'nın üstlendiği misyonun yerine getirilip getirilememe ve ne ölçüde yerine getirebileceğinde görüyorum.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.