Fethullah Gülen ve Türk Okulları

Gazeteport'ta üst sıralarda olmanın yolu bulunmuş durumda. Fethullah Gülen aleyhine yazılar yazmak. Gülen ne kadar yerin dibine sokulur, hemen hemen her olumsuz hareketin içine Gülen konulursa, hem bir rahatlama hem de puan avcılığı söz konusu. Peki, Dünya'nın 100 ülkesinde Türk Okulları açan, Dinlerarası Diyalog Faaliyetleri ile Türkiye'nin değil dünyanın gündeminde yer bulmuş Gülen, bu kişilerin anlattığı gibi birisi mi? Ben de bu görüşlerin tam zıddını yazacağım bugün. Ama puan amaçlı değil. İster dinci, yobaz, Nurcu, Fethullahçı deyin, isterseniz yazımın altına daha ağır hakaretler sığıştırın. Hiçbirisi umurumda değil. İşte bence Gülen…

Gülen, SSCB'nin dağıldığı bir dönemde camii kürsüsünde cemaate yol gösteriyordu. Gidin diyordu, Allah aşkına gidin. Türki cumhuriyetlere gidin, okul açın, yurt açın, kardeşlerinize sahip çıkın diyordu. 90'lı yılların başında, yeni yeni bağımsızlığına kavuşmuş ülkelerde okullar, yurtlar tahayyül ediyor, cemaatine Azerbaycan'ın, Türkmenistan'ın, Tacikistan'ın, Özbekistan'ın neslini yetiştirme ufkunu gösteriyordu. Bir yandan da ağlıyor, ağlıyor ve ağlamayan gözlere hayret ettiğini sık sık vurguluyordu. Mehmet Akif'in " Ey sıkılmaz. Ağlamazsın, bari gülmekten utan" dizesini tekrarlıyor, tam üç asırdır kendini kaybeden İslam dünyasının bu haline ağlamıyorsanız, bari gülmekten utanın diyordu. Cemaati onun o dokunaklı sözleri karşısında gözyaşlarına hakim olamıyor, onunla beraber ağlıyordu. Ama ağlamakla kalınmamalıydı, harekete geçilmeliydi diyordu. Gideceklerdi, Türki Cumhuriyetlerdeki kardeşlerine sahip çıkacaklardı. Ve gittiler. Azerbaycan başta olmak üzere, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan, Kazakistan'da okullar açılmaya başlandı. Yedi veren başaklar gibi, her açılan okul yeni bir okulun açılmasına vesile oluyordu. Sonra Türki Cumhuriyetleri, Balkanlar izlemeye başladı. Romanya'da, Arnavutluk'ta, Moldova'da, Makedonya'da okullar filizlenmeye başladı. Ve tekerlek bir kere yokuşu aşmış, durdurulamıyordu. Allah'ın rahmeti sağanak sağanak yağıyor ve okulların sayıları her geçen yıl artıyordu. Ülke birincilikleri, olimpiyat şampiyonlukları derken, okul bahçelerinin almadığı, stadyumlarda giriş sınavlarının yapıldığı, ülkelerin gözbebekleri olmayı başarmış okullar oluvermişlerdi. Bir tek "Gidin, kardeşlerinize sahip çıkın" çağrısı, bir çığ oluşturmuştu ve büyüdükçe büyüyordu.

Yurtdışında açılan ilk Türk Okulu'nun ardından tam 17 sene geçti. Bugün tam 100 ülkede Türkçe eğitim veren, bizim İstiklal marşımızın öğretildiği ve o ülkenin çocukları tarafından okunduğu, Türk bayrağının asıldığı okullar var. Türk Okulları onlar. Emekli bir vaizin kendisini sevenlere "Gidin arkanızda biz varız" dediği, cefakâr ve vefakâr Anadolu esnafının büyük fedakârlıklarla destek olduğu, büyüttüğü bu okullardan mezun olan öğrenciler Türkiye'yi biliyor seviyor, bu ülke insanını tanıma imkânı buluyor ve ülkelerinde bir Türk lobisi oluşturuyorlar. İsmini ve yerini bile bilmediğimiz Laos'ta, Burkina Faso'da, Nepal'de, Çad'da, ülkelerinden binlerce kilometre uzakta, Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent gibi üst düzey üniversiteleri bitirmiş olmalarına rağmen, çok cüzi paralarla orada yaşayan ama her şeye rağmen hicrete koşan Musab misali genç öğretmenler var. Bu işin görünmeyen kahramanları asıl onlar.

Ve en acısı bu insanları ve bu insanlara rehberlik etmiş olan, onlara yol gösteren bu ülkenin tanıtımı adına yapılabilecek en muhteşem eseri ortaya koyan Fethullah Gülen'e, en ağır hakaretleri edenler, çok sevdiği ülkesine dönmemesi için her türlü tezgâhı hazırlayanlar, geldiği anda ellerindeki medya silahı ile rahat bırakmayacaklarını bilmememize rağmen neden orada, neden gelmiyor sorularını yöneltenler var.

Bilmiyorum o muhteşem geceyi, Türkçe Olimpiyatlarının olduğu o geceyi izleme imkânınız oldu mu? Bize ait türküleri, şarkıları söyleyen Kamerunlu, Avustralyalı, Güney Afrikalı, Brezilyalı, Çinli, Vietnamlı, Avusturyalı çocukları izleyebildiniz mi? Bizim şiirlerimizi okuyan Asyalı, Afrikalı, Amerikalı, Avrupalı çocukları görebildiniz mi? Diyarbakır yöresinin oyunlarını oynayan Vietnamlı çocukları izlerken, Ankara yöresini oynayan Afrikalı küçükleri izlerken gözleriniz yaşlandı mı?

Bu muhteşem tabloyu bir başkası yapsaydı inanın heykeli dikilirdi. Ama bunu yapanın dindar bir insan olması, emekli bir vaiz olması gözlerine perde inmesine sebebiyet veriyor. Ne diyelim, Efendimiz (s.a.v) kendisini öldürmek isteyenlere karşı asla ama asla beddua etmemiş "Bilmiyorlar Allahım, bilselerdi yapmazlardı" demişti. Kendisi de aynı şeyleri söylüyordur zannımca "Bilmiyorlar Allahım, bilselerdi yapmazlardı".

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.