Batı'nın Tarık Ramazan'la Hoşgörü Testi

Geçtiğimiz Salı akşamı, bir haber bülteni için "zaplamakla" meşgul iken, Fransızca televizyon kanalı TV5 MONDE'de hararetli bir tartışmaya gözüm takılıyor.

Orta yaşlı, esmer tenli, hafif sakallı, kırklı yaşlardaki bir zat, beş kişinin ortasında çapraz ateş misali gelen sorulara güvenle cevaplar veriyor. Aksansız Fransızca'sı ile İslam'da kadının durumundan İslam ülkelerinde insan hakları ihlallerine; İran'ın nükleer silahlanmasından El'Kaide'ye peş peşe gelen sorulara kah tebessüm ederek, kah sesini yükselterek cevaplar veriyor.

Birkaç uluslararası toplantıda aynı oturumu paylaştığım Tarık Ramazan'dan başkası değil bu. Geçtiğimiz yıl, Foreign Policy dergisinin anketlerine göre (Türkiye'den Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk'la birlikte) dünyaca ünlü yüz entelektüelden birisi seçilen bu zatı bugün siz değerli okuyucularıma biraz daha yakından tanıtmak istiyorum.

Dedesi "İhvan-ı Müslimin" hareketinin kurucusu Hasan el'Benna. Babası ise bu hareket içinde yer almasından dolayı İsviçre'ye siyasi mülteci olarak sığınmak mecburiyetinde kaldı. Haliyle, kendisi 1962 yılında Cenevre'de doğmuş ve tahsilini orada tamamladı. Cenevre Üniversitesi'nde felsefe, edebiyat ve sosyal bilimler okudu. Yüksek lisansını Fransız edebiyatı üzerine yapan Tarık Ramazan'ın doktora tezi ise, Friedrich Nietzche üzerine.

Evli, İslam'ı kabul etmiş olan Fransız eşinden dört tane çocuğu var.

Dedesinin kurucusu olduğu "İhvan-ı Müslimin" radikal İslami hareketlerin öncüsü olarak anılmakta ama o İslam'ın temel değerlerinden kopmaksızın inşa edilecek bir "Avrupa İslâmı"nı savunuyor. Kendisi ve kardeşi "İsveç Müslümanları Hareketi"nin kurucularından. Kendisi "Fransız İslâmı"nın saygın simalarından biri.

Oxford Üniversitesi'nde hocalık yapan; bir ara Tony Blair'e danışmanlık yapan; Hollanda Leiden Üniversitesi'nde profesörlüğü tescil edilen Tarık Ramazan'ın "Avrupa'nın en parlak Müslüman entelektüeli" olduğundan onu yakından tanıyan herkes ittifak ediyor. Ne var ki, geçtiğimiz aylarda umulmadık bir şey oldu. İki yıldır ders vermekte olduğu, Rotterdam Erasmus Üniversitesi'ndeki görevine ve Rotterdam Belediyesi'ndeki "Kimlik ve vatandaşlık" çerçevesindeki danışmanlığına, bir gerekçe gösterilmeksizin son verildi.

Geert Wilders'in İslam Düşmanı "Özgürlük Partisi", işten çıkartılmayı "çok gecikmiş bir eylem" olarak niteledi.

İşine son veren Belediye Başkanı ise Fas Kökenli Ahmed Ebutalib.

Acaba, neydi Tarık Ramazan'ın suçu?

Gerek birlikte katıldığımız toplantılardaki konuşmalarında ve gerekse izleyebildiğim kadarıyla makalelerinde ve kitaplarında kendisinin hiçbir "radikal ve şiddet yanlısı" görüşüne rastlamadım. O, genel tanımıyla bir reformist değil. Olsa olsa, "Modernitenin İslam'la çelişmeyen verilen reddetmeyen bir muhafazakar" olarak tanımlanabilir, ama asla radikal değil.

Öyle ise Rotterdam Belediyesi ve Erasmus Üniversitesi niye onun işine son verdi?

Bazı yorumcular onun iki önemli suçunun (!) buna sebep olabileceğini söylüyor:

  • Büyük ölçüde İran'ın finanse ettiği, Londra'dan yayın yapan Pres TV'de program yapmak.
  • Eşcinselliğin İslam'ı ve diğer semavi dinlerin değerlerine karşı olduğunu savunmak.

Bence Tarık Ramazan'ın suçu (!) bunlardan daha derin. Parlak bir Müslüman entelektüel olarak, güncel İslami yorumlarıyla Avrupa'da gençlerin dinleriyle yeni ve taze bir bağ kurmalarına ciddi bir zemin hazırlıyor. Avrupa'daki Müslümanlar'ın, hem modern, hem de dindar olabileceklerini iddia ediyor. İddiadan öteye, karizmatik kişiliğiyle ortaya koyuyor.

Bu ise bazılarını çok ciddi rahatsız ediyor. Çünkü o, kurgulanan senaryoyu bozuyor. Onlara göre İslam Avrupa'nın "öteki"si. Daha önce bir yazımda da belirttiğim gibi, bizdeki "Ben Müslüman'ın fanatiğini ve radikalini severim (!)" zihniyetinin Avrupa orijinalini temsil ediyor onlar. Her ne kadar, "Ilımlı Müslümanlar nerede?" diye ortalığı velveleye verseler de, bu tanıma uygun birileri karşılarına çıktığında, birtakım bahanelerle onu yıpratmaya çalışıyorlar.

Bence Rotterdam Belediyesi'ne ve Erasmus Üniversitesi'ne etki yapan da bu güçlü lobidir.

Bu öyle güçlü bir lobi olmalı ki, seçkin bir Müslüman entelektüelin ipini bir Müslüman Belediye Başkanı'na çektiriyor; diğer taraftan Aydınlanma'nın önemli bir sembolü olan Erasmus Üniversitesi'ne farklı düşüncelerin ifade edilmesine fırsat verdirtmiyor.

Şimdi, Avrupa vicdanı ve intelijansıyası Tarık Ramazan'la "hoşgörü ve tolerans" testine tabi tutulmaktadır. Bakalım, dillerine pelesenk ettikleri kavramların "öteki"ler ve özellikle Müslümanlar için de geçerli olup olmayacağını ne kadar savunacaklar?

Meraklısına iki not:

  • Tarık Ramazan'ın ABD'ye girmesi de yasak.
  • Tarık Ramazan hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için önemli bir kaynak: "Tarık Ramazan'dan Kim Korkar? (Wer hat Angst vor Tarık Ramazan?) Yazar: Nina zu Fürstenberg. Herder Yayınevi, Freiburg/Almanya.
Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.