21. Yüzyıl Hz. İbrahim'e Hazır mı?

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın tertip etmiş olduğu ve semavi dinlerin ortak paydası olarak Hz. İbrahim'in görüşlerinin irdeleneceği sempozyuma misafir olarak katılmak amacı ile Urfa'dayım. Dinlerin ortak mesajının aranacağı bu toplantı bana 21. yüzyıla atılan koca bir adım gibi gözüküyor. Nitekim, Harran'da yapılan açılış merasiminde tespih tanesi gibi yan yana dizilen çeşitli dini cemaatlerin liderleri, şöyle uzaktan baktığınız zaman, adeta 20. yüzyıldan 21. yüzyıla uzanan ince, uzun ve dahi meşakkatli yolu temsil ediyorlar.

Merasim için seçilen mekán da ilginç! 12. yüzyıla kadar felsefenin beşiği olmuş Harran, 20. yüzyıldan 21. yüzyıla atlamanın provasının yapıldığı bir anda; henüz 20. yüzyıla dahi girememenin tüm sıkıntılarını misafirlerin yüzüne üfürmekte. 3 adet yüzyıl bir araya gelmiş, aralarında çekişiyorlar!

Bir gayrimüslim dinin temsilcisi, yaptığı konuşma sırasında, elbiselerimizi saran toz fırtınasının günahlarımızı da üzerimizden süpürüp götürmesini Allah'tan niyaz ediyor. Diyor ki: "Hiç şüphe yok ki biz üç din birbirimiz ile savaşarak günah işledik; Allah'ın mesajını yanlış değerlendirdik!"

Şimdi an "ortak paydaların" aranacağı andır. Şimdi zaman farklılıklardan vazgeçmeden benzerliklerin irdeleneceği zamandır.

Konuşmacıları dinlerken benim de gözümün önünden 20. yüzyıl geçiyor. İnsanlık 20. yüzyılda din uğruna(!) birbirini asıp kesmekten belki vazgeçmiştir ama bu yüzyıl da yer yer ırkçı düşüncelerin hortladığı ama bütünü ile milli sınırların çizilmesi uğruna kan ve vahşetin kol gezdiği bir yüzyıldır.

İnsanlık son yüzyıla kavuşana dek; ama dinleri, ama milli duyguları bahane ederek dünyayı paylaşma hırsının önüne geçememiştir. 20. yüzyıl hem felsefenin, hem dinlerdeki ilahi mesajın, belki de en fazla kulak arkası edildiği, insan olmanın farkının reddedildiği, maddi olanın tek değer kabul edildiği bir yüzyıl olmuştur.

20. yüzyılın şerefini bilim adamları kurtarıyor. Onlar bilgi teknolojisi ve genetik alanlarında yaptıkları muazzzam aşama ile esasında kavgalı bir mahalle olan dünyanın namusunu kurtarıyorlar.

Geride ne var? Kan ve hüsran!

Bir de... Bitmez tükenmez tüketim hırsı!

İnsanların, teknolojiden koparıp aldığı tahrip gücü yüksek silahlar ile, birbirlerini topyekün yok etmek için bu kadar gaddar, bu kadar bağnaz, bu kadar vahşi oldukları başka bir yüzyıl var mı?

Halbuki bağnazlığın panzehiri sorgulayıcı rasyonellik binlerce yıl önce insanın emrinde imiş. Hz. İbrahim, Halil İbrahim sofraları ile insanlığın gırtlağına bir dilim ekmek sokmak için uğraşırken, bir yandan da Allah ile sorgulayıcı münakaşalara girermiş. Sempozyumun başkanı Prof. Dr. Mehmet Aydın'ın Kuran'ı referans vererek naklettiğine göre, Hz. İbrahim Allah'a sormuş:

Ölüleri nasıl canlandırıyorsun?
Allah cevap vermiş:
Sen bana inanmıyor musun?
İnanıyorum ama izah et ki, gönlüme sindireyim!

Allah'ın yüceliğinin dahi sual edilerek sindirildiği "ortak gelenek", onun en büyük eseri olan insanlığı yok etme çabalarına girdiğinde, artık kendi aklını inkár etmiş bir mekanik portakaldır.

20. yüzyıl kimsenin kimseyi yok edemediği, kimsenin kazanmadığı, kazananın yanına kár kalmadığı, tüm insanlığın birlikte kaybettiği bir yüzyıldır. 20. yüzyıldan 21. yüzyıla taşan vahşet hálá Çeçenistan, Kosova, Afrika ve bir sürü yerde akan kana dur diyemiyorsa, insanlık tarihten hiçbir şey öğrenmemiş olur.

Eğer dinler bu vahşet artıkları karşısında hálá suskun duruyorlarsa, o zaman dinlere ne ihtiyaç kalır?

İnsanlık, Halil İbrahim sofralarını hak edebilmek için, onun cesaretine yeniden kavuşmak zorunda: "Neden?"

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.