İstikrar Ne Menem Bir Şeydir?
Kaba bir tarifle istikrar, belirli bir hedefe yönelik olarak, iç tutarlılık içinde ortaya konan hareketler manzumesidir. İstikrar, olumlu beklenti yarattığı ve ileriye dönük tahmin edilebilirlik katsayısını artırdığı için, olmadığı zaman aranan, elde edildiğinde de korunması gereken bir olgu.
Cumhurbaşkanlığı konusunda da çıkan gürültü istikrarı koruma iddiasına dayanıyor. Devletin en başındaki yönetimin uyum içinde çalıştığı varsayımı, yeniden Demirel tezinde ısrarla kullanılıyor. Bu teze göre, TSK-Hükümet-Demirel bir hedefe yönelik olarak birlikte kitlenmiş durumdalar!
Ancak, bakalım şu korunması gereken ''istikrar'' cari kadrolarla nasıl bir görünüm veriyor?
Ülke şu anda Hizbullah vahşetinin şokunu üzerinden hala atabilmiş değil.
Bu ortamda, ''28 Şubat MGK toplantısı'' hakkında sürpriz açıklamalar yapan Sayın Meral Akşener, irticaya karşı büyük mücadele açan 28 Şubat döneminde, Hizbullah'ın MGK toplantılarında konuşulduğunu ancak hiçbir zaman bu boyutta ele alınmadığını belirtiyor. Açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla Sayın Güven Erkaya dönemin sözcüsü imiş; irticaya karşı Akşener'in giydiği yeşil renkli tayyöre dikkat çekecek kadar hassasmış, ancak Hizbullah'ı fazla vurgulamamış!
Ülke tam Hizbullah'ı hazmetmeye çalışırken birdenbire, jandarma birlikleri Diyarbakır şehrinin ortasında seçilmiş Belediye Başkanı'nı tutukluyor, hemen ardından iki HADEP'li başkan daha içeri alınıyor. Başkanlar mahkemeye sevk ediliyor, Adalet Bakanı ''bir bilgim yok'' diyor! Başbakan da habersiz olduğunu beyan ediyor. Tutuklamadan sonra İçişleri Bakanı, başkanlara görevden el çektiriyor. Sonra mahkeme, başkanları serbest bırakıyor, İçişleri Bakanı başkanları göreve iade ediyor. Bütün bu karmaşa Avrupa'yı bile sarsarken, hálá belediye başkanlarının hangi somut iddialarla suçlandığını bilen yok.
Aynı günlerde ve son MGK toplantısında, askeri kanat ''Fethullah Hoca cemaatinin büyük tehlike olduğunu'' beyan ediyor; Başbakan Bülent Ecevit ise bu cemaatin okullarıyla ilgili olarak ''Kızacaklar ama tebrik ederim'' sözlerini sarf ediyor.
Cemaatin arz ettiği tehlike(!), MGK toplantısı öncesi, Sayın Erkaya tarafından TRT 1'de açıklandı. Ancak 28 Şubat sözcüsü; zamanın başbakanı, şimdinin hükümet ortağı Sayın Mesut Yılmaz'ın Ticaret Bankası rezaleti sırasında Korkmaz Yiğit adının kendisine referans olarak Erkaya tarafından verildiğine dair iddiasına hálá bir açıklama getirmedi.
Parti kapatmanın getireceği istikrarsızlığa da parmak basan şimdiki zinde kuvvetler, 28 Şubat'ta Refah Partisi'nin kapatılması karşısında suspus idiler. O zaman istikrarı transferler sağlamıştı.
Demek ki, istikrarı onlar temin ediyorsa, o istikrar çok önemli!
Hal böyleyken, bu ülkenin en tepesindeki kişinin ''Anasından doğduğuna pişman ederim'' sözlerini de sadece ve sadece birlik-beraberlik ve de hatta istikrar için sarf ettiğine inanmak zorundasınız!
İstikrar mı dediniz, işte hesap ortada. İktidarın vazgeçilemez ağırlığı!
- tarihinde hazırlandı.