Diyalog Bitmez
Din mensupları arasında diyalog ya da kültürlerarası diyalog gayretleri Papa XVI. Benedict'in son sözlerinden sonra farklı yönleriyle dünya kamuoyunun gündemine geldi. Kimi çevreler bağnazlık sergileyerek Papa'yı haklı bulurken, kimi çevreler –kendi din mensupları dâhil- yanlış ve talihsiz bir açıklama olduğu üzerinde karşı görüş belirttiler. Bizdeki bazı çevreler ise hemen diyalog deyip insani değerler ortak paydasında insanlığın buluşmasını hedefleyenlere karşı 'biz dememiş miydik' tavrıyla neredeyse zil takıp oynayacaklar.
Aslında diyalog faaliyetleri Papa'nın şahsında ortaya çıkmış gayretler değildir. Bugün Papa'nın yaptığı açıklamalardan rahatsızlık duyan gayr-i müslim insanların sayısı araştırılsa ne kadar çok olduğu görülecektir. Papa bu açıklamalarından sonra özür dilememiş ama üzgün olduğunu söylemiştir. Bu da yeterli değildir. Biz Hz. İsa Efendimizin Peygamberliğine iman ediyoruz. Zira bu Kur'an'ın bir emridir bize. Onun pâk dâmenine uzanacak en küçük çirkin sözü reddederiz. Aynı hassasiyeti Papa'dan da beklemek bütün Müslümanların hakkıdır. Hz. İsa (a.s.) ile ilgili bir Holywood filminde Vatikan'ın gösterdiği tavır ne kadar doğruysa, Müslüman insanların Papa'nın açıklamalarına gösterdiği tepki de o kadar haklıdır.
Papa'nın açıklamalarının tutar hiçbir yanı yoktur. Ama bizdeki diyalog karşıtlarının -bundaki samimiyetleri tartışılır- çığlıkları meseleyi muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin üzerine yıkma niyetine götürmektedir. Hâlbuki Hocaefendi konuyla ilgili şu açıklamaları yapmıştır: 'Fakat maalesef Papa 16. Benedikt'in Regensburg Üniversitesi'nde yaptığı konuşma, on dördüncü asrın sonlarında Bizans İmparatoru İkinci Mihail Paleologos'un anlayışını esas alan ve Vatikan'ın 'özür dileme' ihtiyacı hissetmesine sebep olan anlayışla uyuşmayan, şahsına münhasır bir durum arz etmektedir. Dilerim, Benedikt'in bu açıklaması temsil ettiği makamın da etkisiyle bir takım provokasyonlara ve üzücü hadiselere sebep olmaz. Zira konuşmada, hem İslam'ın uluhiyet inancı hafife alınarak hem de Resûl-i Ekrem Efendimiz'e (sallallahu aleyhi ve sellem) çirkin isnatlarda bulunularak Müslümanlar rencide edilmektedir. Katolik dünyasının liderliğini yapan en müessir ağızdan çıkan bu tür cümleler ve bu cümlelere dayelik eden düşüncelerin tabanda kabulü yeryüzünü Haçlı seferleri döneminde olduğu gibi kana bulamak isteyen radikal gruplara cesaret verici mahiyettedir.
Ümit ederim, en azından bir özür bekleyen Müslümanlar –ki bu inananların en tabii hakkıdır– yüce dinimizin getirdiği ve Şefkat Peygamberi'nin (sallallahu aleyhi ve sellem) temsil ettiği ahlakî esaslar çerçevesinde medenîce tepkiler ortaya koyar ve yakın geçmişte karikatür krizi sebebiyle şahit olduğumuz türden provokasyonlara asla gelmezler.'
Her zaman sulhu ve sukûnu tavsiye eden Hocaefendi böyle bir durumda dahi muhtemel provokasyonlara karşı herkesi uyarmıştır.
Diyalog, Papa ve Papa gibi düşünenlere rağmen devam edecektir. Zira Kâinatın Efendisi her zaman diyalog içinde olmuştur. Vefatı sırasında mübarek kalkanının bir Yahudi'de rehin olması bunun bir örneği değil midir? Hümanizm felsefeleriyle insanları asırlarca aldatanlar, inanan insanların uzattıkları ellerle bir kez daha yanıldıklarını anlayacaklardır. Artık daha dik durma zamanıdır. İnanan, her zaman başı dik olandır. Zaten o hiç eğilmemiştir.
- tarihinde hazırlandı.