Güldüren Adam Gülen'in Okullarında
Siz bu satırları okurken ben buradayım. Siz 5 gündür buna benzer satırları okuyamazken ben burada yoktum.
Kuantum yasası işliyor. Shrödinger'in Kedisi hesabı, baktığınızda varım, bakmadığınızda yokum.
Her neyse. Konumuz fizik değil kimya.
Uçağa bin. Dubai'de mola ver. Sonra yine uçağa bin. Saatlerce uç. Tanzanya'ya kon.
İklimden, yorgunluktan, yediğinden içtiğinden gördüğünden kimyan değişsin.
Mizah esnafıyız ya, derdimiz gülmekle güldürmekle.
"Gülen Hareketi"nin Bursalı "abiler"i itince termodinamik kanununun 2. maddesi harekete geçti. Düzenimizi bozup düştük yola. Düzen haliyle düzensizliğe, düzensizlik zaman zaman kaosa evrildi.
Afrika'ya Camel Entropi başladı.
Ve Dar Es Salaam'da bulduk kendimizi.
Kilimanjaro Kempinski Otel'de Tanzanya'nın çiçeği burnunda büyükelçisi Sander Gürbüz'ün verdiği yemekle birlikte başladı macera.
Gürbüz, fiziki olarak Gürer Aykal'ı andıran, anlattığını dinlettiren, hoş sohbet, kısa zamanda konulara vakıf olmuş tipik bir hariciyeci.
Daha geleli birkaç ay olmasına rağmen az zamanda çok yol almış.
Projelerini kafasında hazırlamış. 1981'den beri kesintiye uğrayan Türkiye-Afrika ilişkilerini geliştirmeyi kafaya koymuş.
Kısa zamanda kendini sevdirmiş Tanzanya halkına.
Tanzanya "2'si bir arada" bir ülke. Muhteviyatı Tanganika ve Zanzibar'dan oluşuyor.
Bildiğiniz "zenci" sözü Zanzibar'dan geliyor. Etimolojik olarak Zangi Farsça bir kelime olup "paslı" anlamına gelen "zang"den geliyor. Arapçası ise "zanci". Toparlarsak, Zancibar "zenci gelen yer" anlamına geliyor.
Tanzanya aslında bir dünya cenneti.
Her şey var. Kum, deniz, bereketli topraklar, vahşi doğa, göl, dağ, altın ve elmas başta olmak üzere muazzam yeraltı kaynakları. Ama halkı günde 1 dolarla yaşamaya çalışıyor.
Yani, emperyal batı sömürge dönemi bitse de Tanzanya'nın iliğini kemiğini sömürmeye devam ediyor.
1 ve 10 var. Ya diptesin ya tepede. Ya varsın ya yoksun.
İnsanın içi acıyor.
Bu yüzden misyonerlik faaliyetleri en yoğun kıta Afrika kıtası ezelden beri.
Sadece Tanzanya'da 50 ayrı ülkenin okulu olduğu söyleniyor.
Rahibe öğretmenler göstere göstere beyin yıkıyorlar.
Türkiye'nin oralarda olmamasının bir mazereti yok.
Osmanlı'dan sonra içimize nasıl kapanmışsak, şimdi ardı ardına "açılımlar"la açık kapatmaya çalışıyoruz.
90'lı yıllardan beri Türk okulları da orada.
Niye oradalar?
Sadece orada değil niye dünyanın 140 ülkesinde Türk okulları var?
Bu zor sorunun elbette bir cevabı vardır.
Siz de kendi komplo üretme kapasitenize, zihin formasyonunuza uygun olarak pek çok cevap verebilirsiniz.
Tanrı ve din inancıyla ilgili nasıl "bilimsel ispat" aramak abesse, bu okulların varlığıyla ilgili "ispat" bulamazsınız, ancak menfi veya müspet "hissiyatlarınız" olabilir.
Bir şeye körü körüne inanmak nasıl sağlıklı bir durum değilse, Türk okullarının uzak diyarlardaki varlığıyla ilgili toptancı yargılara varmak doğru değil.
Belki 20 yıl sonrası için anavatan açısından muhteşem sonuçları olacaktır. Olmayabilir de. İrrasyonel gözüken şeylerin rasyonel sonuçları olabilir.
Okullarda Türkçe-İngilizce ve yerel dil olan Swahilice eğitim kesintisiz devam ediyor. Normal müfredat takip ediliyor. Ciddi bir disiplin ve başarı söz konusu.
Zorlu geçen bir eğitim yılının kreması ise bizim de varlık sebebimiz olan mezuniyet töreni. Kız öğrencilerin kına gecesini canlandırması, erkek öğrencilerin kolbastıyı hip-hop'a eklemleyerek yaptıkları sahne gösterisi görülmeye değerdi. Hem şaşırdık hem etkilendik.
Uykusuz ve yol yorgunu olmasak belki de daha çok keyif alabilirdik.
Sonuç...
Binlerce kilometre ötedeki "kara kıta"da, uzaktan yargıladığımız bir görüşün eğitim adına neler yaptığını yerinde gözlemledik.
İyi ağırlandık.
"Öteki"leştirdiğimiz bir dünyanın içine nüfuz etmeye, anlamaya çalıştık.
Başarılı olduk mu?
Bilemiyorum. Onu zaman gösterecek.
"Hareket"i uzaktan izlemeye devam edeceğiz.
Ama şimdi büyük bir avantajımız var, çünkü biz oradaydık.
Ha, unutmadan bugün 29 Ekim, Cumhuriyet Bayramı.
Öncelikle hepinizin bayramını canı gönülden kutlar ve belirtmek isterim: Bu akşam saat 19:00'da Nilüfer Belediyesi'nin organize ettiği Cumhuriyet yürüyüşü var ve ben de katılacağım.
Valiliğin balosuna geleneksel olduğu üzere katılamayacağım.
Elde küçük Türk bayrakları sallayıp, hep bir ağızdan 10. Yıl Marşı söylemek bana komik geliyor.
Efendim?
"Yav bu da amma yanar döner olmuş, kah Fethullahçılarla beraber oluyor, sonra da Cumhuriyet yürüyüşlerine falan katılıyor" mu dediniz?
İşim gülmek, güldürmek. Gülerim.
- tarihinde hazırlandı.